‘İman sahibi ile ülfet edilir’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İman sahibi munistir, kendisi ile de ülfet edilir. Kendisi ile anlaşılamayan ve kimse ile geçinemeyende hayır yoktur”
22.06.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri kardeşlik ve arkadaşlık hukuku hakkında buyurdu ki:
Bilesin ki, Hakk'a yaklaştıran sebepler arasında, en çok değer taşıyanlardan biri de, Allah için kardeşlik, arkadaşlık etmektir. Bu hal, iyi huylu olmanın bir meyvesi sayılır. Allah yolunda sevgi, O'nun yolunda kardeş olmak sevilen iki şeydir.
İyi huyu Allah Teâlâ över; Peygamber Efendimize hitaben, "Sen, en güzel ahlâka sahipsin" buyurur (Kalem, 4).
Sevgi ve ülfet için ise şöyle buyurur: "Siz onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz." (Âl-i İmran, 103).
Yine buyurur: "Yerde olanların tümünü harcasaydın; onların arasını bulamazdın." (Enfal, 63).
Peygamber Efendimizin de bu hususta birçok hadis-i şerifi vardır:
"Bana en yakın yere oturanınız, en iyi huya sahip olanınızdır; kendisi ile ülfet edilen ve eden bana en çok yakın olandır."
"Allah bir kimse için hayır dilerse; onu iyi, sâlih bir arkadaşa sahip kılar. Unuttuğu zaman hatırlar. İsmini anınca da, yardımına gelir."
"İman sahibi munistir, kendisi ile de ülfet edilir. Kendisi ile anlaşılamayan ve kimse ile geçinemeyende hayır yoktur."
"Bir kimse, Allah için birini kendine arkadaş seçerse, Allah onun cennetteki derecesini yükseltir; bu yüksekliğe, başka hiçbir işi ile eremez."
Bu konuyu aydınlatan iki hadis-i şerifi daha zikredelim:
"Ruhlar, bir arada tek kaynakta yetişen askerler gibidir. (Ezel Bezminde) aralarında ülfet olanlar anlaşır, kalanlar ise ihtilâfa düşer."
"İki mü'min arasında uzun mesafe dahi olsa, ruhen tanışırlar. İsterse onlar; baş gözü ile tanışmış olmasınlar."
İnsanın daima başkasına karşı sevgisi vardır. Bu sevgi, ya sevilenin şahsı ile ilgilidir yahut ondan hâsıl olacak bir maksat için olur.
Bu maksat, ya dünyaya dair bir iş olur veyahut ahiret için... Belki de yalnız Allah için ve onun uğruna olur.
Allah için olan sevgiye dünya ve ahiret karışamaz. Allah sevgisi, kullarına karşı beslenen sevgi ile meydana çıkar. Bu hal içinde meydana gelen sevginin adı, Allah rızası için kardeşliktir.
Mecnun b. Amir, bir şiirinde sevgisini şöyle anlatıyor:
"Leylâ'nın diyarını dolaşır/Oraların taşını, toprağını öperim/Aslında gönlümü yakan toprak değil/Orada oturan Leylâ'nın sevgisidir."
Sevgi Allah için olunca, öfke de onun için olmalı. Bir insanı, Allah'ı sevdiği ve O'na itaat ettiği için sevmeli. Allah'ı sevmeyeni ve O'na asi olanı da sevmemek gerekir. Herkesin sohbete lâyık olmadığını bilmen gerekir. Bu hususta Peygamber Efendimizin veciz bir hadis-i şerifi vardır, zikredelim:
"İnsan, dostunun yolundadır; her biriniz, kiminle dost, arkadaş olduğuna baksın."
Herkes, arkadaşlık ettiği kimsede sayacağımız huylara dikkat etmelidir: Akıl, iyi huy, fâsık olmamak ve dünya malına düşkün olmamak.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mevizeti'l-Mü'minîn'den...)
Bilesin ki, Hakk'a yaklaştıran sebepler arasında, en çok değer taşıyanlardan biri de, Allah için kardeşlik, arkadaşlık etmektir. Bu hal, iyi huylu olmanın bir meyvesi sayılır. Allah yolunda sevgi, O'nun yolunda kardeş olmak sevilen iki şeydir.
İyi huyu Allah Teâlâ över; Peygamber Efendimize hitaben, "Sen, en güzel ahlâka sahipsin" buyurur (Kalem, 4).
Sevgi ve ülfet için ise şöyle buyurur: "Siz onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz." (Âl-i İmran, 103).
Yine buyurur: "Yerde olanların tümünü harcasaydın; onların arasını bulamazdın." (Enfal, 63).
Peygamber Efendimizin de bu hususta birçok hadis-i şerifi vardır:
"Bana en yakın yere oturanınız, en iyi huya sahip olanınızdır; kendisi ile ülfet edilen ve eden bana en çok yakın olandır."
"Allah bir kimse için hayır dilerse; onu iyi, sâlih bir arkadaşa sahip kılar. Unuttuğu zaman hatırlar. İsmini anınca da, yardımına gelir."
"İman sahibi munistir, kendisi ile de ülfet edilir. Kendisi ile anlaşılamayan ve kimse ile geçinemeyende hayır yoktur."
"Bir kimse, Allah için birini kendine arkadaş seçerse, Allah onun cennetteki derecesini yükseltir; bu yüksekliğe, başka hiçbir işi ile eremez."
Bu konuyu aydınlatan iki hadis-i şerifi daha zikredelim:
"Ruhlar, bir arada tek kaynakta yetişen askerler gibidir. (Ezel Bezminde) aralarında ülfet olanlar anlaşır, kalanlar ise ihtilâfa düşer."
"İki mü'min arasında uzun mesafe dahi olsa, ruhen tanışırlar. İsterse onlar; baş gözü ile tanışmış olmasınlar."
İnsanın daima başkasına karşı sevgisi vardır. Bu sevgi, ya sevilenin şahsı ile ilgilidir yahut ondan hâsıl olacak bir maksat için olur.
Bu maksat, ya dünyaya dair bir iş olur veyahut ahiret için... Belki de yalnız Allah için ve onun uğruna olur.
Allah için olan sevgiye dünya ve ahiret karışamaz. Allah sevgisi, kullarına karşı beslenen sevgi ile meydana çıkar. Bu hal içinde meydana gelen sevginin adı, Allah rızası için kardeşliktir.
Mecnun b. Amir, bir şiirinde sevgisini şöyle anlatıyor:
"Leylâ'nın diyarını dolaşır/Oraların taşını, toprağını öperim/Aslında gönlümü yakan toprak değil/Orada oturan Leylâ'nın sevgisidir."
Sevgi Allah için olunca, öfke de onun için olmalı. Bir insanı, Allah'ı sevdiği ve O'na itaat ettiği için sevmeli. Allah'ı sevmeyeni ve O'na asi olanı da sevmemek gerekir. Herkesin sohbete lâyık olmadığını bilmen gerekir. Bu hususta Peygamber Efendimizin veciz bir hadis-i şerifi vardır, zikredelim:
"İnsan, dostunun yolundadır; her biriniz, kiminle dost, arkadaş olduğuna baksın."
Herkes, arkadaşlık ettiği kimsede sayacağımız huylara dikkat etmelidir: Akıl, iyi huy, fâsık olmamak ve dünya malına düşkün olmamak.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mevizeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.