İmam Bakır’ın (a.s.) ilmi
Ehl-i Beyt Ekolü’nün kendisi ile geniş kitlelere ulaşmaya başladığı İmam Bâkır (a.s.), kendine miras kalan Ehl-i Beyt ilmine ve engin bir birikime sahipti
06.11.2023 17:39:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ehl-i Beyt Ekolü'nün kendisi ile geniş kitlelere ulaşmaya başladığı İmam Bâkır (a.s.), kendine miras kalan Ehl-i Beyt ilmine ve engin bir birikime sahipti.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) "Bâkır" lakabına mazhar olan Ebu Câfer (a.s.), ilmi yarmış ve o ilme vâkıf olmuştur.
Abdullah b. Atâ anlatıyor: "Gördüğüm bütün âlimler, ilim bakımından Ebu Câfer'in yanında cüce kalıyorlardı. Hakem b. Uteybe, onun yanında bir öğrenci gibiydi."
Zehebî, İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmi hakkında şöyle yazıyor: "O, ilim ile ameli, üstünlük ile şerefi ve itimat ile metâneti bir araya toplayan ve hilafete layık olan kimselerden biridir."
Adamın birisi Abdullah b. Ömer'e bir sual sordu. Abdullah bilemedi ve eliyle İmam Bâkır'ı (a.s.) işaret edip, "Şu çocuktan sor ve aldığın cevabı da bana söylemeyi unutma" dedi.
Adam, İmam'a (a.s.) sordu. İstediği cevabı alınca, Abdullah b. Ömer'e aktardı. Abdullah, "Bu ailenin ilmi Allah vergisidir" dedi.
Hasan b. Muhammed kendi senedi ile İmam Bâkır'dan (a.s.) rivayet etmektedir:
"İmam (a.s.), Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın buyurduğu, 'Bilmiyorsanız, sorun ehl-i zikirden' ayetinin tefsirinde, 'Ehl-i zikir biziz' buyurdu."
Şeyh Râzî diyor ki: "Ben Muhammed b. Mukatil'den, ehl-i zikirin kimler olduğunu sorduğumda; kendi görüşüne dayanarak, 'ehl¬i zikir biz ve diğer alimleriz' dedi.
Muhammed b. Mukatil'in bu cevabını Ebi Zâre'ye söylediğimde çok şaşırdı ve peşine Yahya b. Abdülhamid'in (İmam Bâkır'ın (a.s.) buyruğunu içeren) rivayetini kendisine aktarınca da, 'Muhammed b. Ali (İmam Bâkır) doğru söylemiştir. 'Zikir ehli onlardır gerçekten de, Ebâ Câfer (İmam Bâkır) âlimlerin en büyüğüdür' dedi."
İmam Muhammed Bâkır (a.s.), geçmiş tarihlerden ve peygamberlerden de rivayetler etmiştir.
Cihad edenlerin menkıbe ve faziletlerine de ve İslam ahkâmına dâir kendilerinden birçok rivayetler aktarmıştır.
Ehl-i Sünnet âlimlerinden Muhammed b. Münkedir, İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmini şöyle övüyor:
"Ben, Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) ilim ve fazilet bakımından kendisine daha yakın olan halifesini evlatlarının arasında görmemiştim. Nitekim bir gün onun oğlu Muhammed Bâkır'ın (a.s.) huzuruna vardım."
İbn Şehrâşub, İmam Bâkır ve oğlu İmam Câfer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"… Bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor: "Aklıma gelen her şeyi, Ebu Câfer'den (İmam Bâkır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında ona soru sordum."
Zamanın halifesi Hişam b. Abdülmelik bile onun ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bâkır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin aşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır.
Ebu Zühre'nin üstadı herkesin İmam'a müracaat etmesi hakkında şöyle yazıyor:
"İmam Bâkır (a.s.), imamette ve halkın hidayetinde İmam Seccad'ın (a.s.) vârisi idi ve bu yüzden bütün İslam ülkesinin âlimleri her taraftan ona doğru koşuyorlardı ve Medine'ye gelen herkes İmam'ın huzuruna varıp sonsuz ilminden yararlanıyordu."
Yine şöyle yazıyor: "Çoğu fıkıh ve hadis büyükleri, İmam'ın ilminden faydalanmak amacıyla onun huzuruna geliyorlardı."
Uyûnu'l-Ahbar'dan da şöyle nakledilmiştir: "Fıkıh âlimleri helal ve haramı ondan öğreniyorlardı."
Halk arasında yüce bir ilmî şöhrete sahip olan babası İmam Seccad (a.s.) gibi, ona da, herkes tarafından ihtiram gösteriliyordu.
İmam'ın fıkıh, akâid ve diğer İslamî ilimler hususundaki rivayetlerinin çok oluşu Ehl-i Beyt rivayetçilerinin dışında, çoğu Ehl-i Sünnet muhaddislerinin de o hazretten hadis nakletmelerine neden oldu.
Bunların en meşhurlarından biri de Ebu Hanife'dir. Ebu Hanife, Ehl-i Beyt yoluyla ve bizzat İmam Bâkır'dan (a.s.) fazla bir miktarda hadis nakletmiştir.
Denilebilir ki, İmam Ali'den (a.s.) sonra, Ehl-i Beyt Ekolü İmam Bâkır ve İmam Câfer kanalı ile yayılmış ve yok olmaktan kurtulmuştur.
Bu nedenle, "Tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler İmam Hasan (as.) ve Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır" denilmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Hz. Peygamberin (s.a.v.) "Bâkır" lakabına mazhar olan Ebu Câfer (a.s.), ilmi yarmış ve o ilme vâkıf olmuştur.
Abdullah b. Atâ anlatıyor: "Gördüğüm bütün âlimler, ilim bakımından Ebu Câfer'in yanında cüce kalıyorlardı. Hakem b. Uteybe, onun yanında bir öğrenci gibiydi."
Zehebî, İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmi hakkında şöyle yazıyor: "O, ilim ile ameli, üstünlük ile şerefi ve itimat ile metâneti bir araya toplayan ve hilafete layık olan kimselerden biridir."
Adamın birisi Abdullah b. Ömer'e bir sual sordu. Abdullah bilemedi ve eliyle İmam Bâkır'ı (a.s.) işaret edip, "Şu çocuktan sor ve aldığın cevabı da bana söylemeyi unutma" dedi.
Adam, İmam'a (a.s.) sordu. İstediği cevabı alınca, Abdullah b. Ömer'e aktardı. Abdullah, "Bu ailenin ilmi Allah vergisidir" dedi.
Hasan b. Muhammed kendi senedi ile İmam Bâkır'dan (a.s.) rivayet etmektedir:
"İmam (a.s.), Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın buyurduğu, 'Bilmiyorsanız, sorun ehl-i zikirden' ayetinin tefsirinde, 'Ehl-i zikir biziz' buyurdu."
Şeyh Râzî diyor ki: "Ben Muhammed b. Mukatil'den, ehl-i zikirin kimler olduğunu sorduğumda; kendi görüşüne dayanarak, 'ehl¬i zikir biz ve diğer alimleriz' dedi.
Muhammed b. Mukatil'in bu cevabını Ebi Zâre'ye söylediğimde çok şaşırdı ve peşine Yahya b. Abdülhamid'in (İmam Bâkır'ın (a.s.) buyruğunu içeren) rivayetini kendisine aktarınca da, 'Muhammed b. Ali (İmam Bâkır) doğru söylemiştir. 'Zikir ehli onlardır gerçekten de, Ebâ Câfer (İmam Bâkır) âlimlerin en büyüğüdür' dedi."
İmam Muhammed Bâkır (a.s.), geçmiş tarihlerden ve peygamberlerden de rivayetler etmiştir.
Cihad edenlerin menkıbe ve faziletlerine de ve İslam ahkâmına dâir kendilerinden birçok rivayetler aktarmıştır.
Ehl-i Sünnet âlimlerinden Muhammed b. Münkedir, İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmini şöyle övüyor:
"Ben, Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) ilim ve fazilet bakımından kendisine daha yakın olan halifesini evlatlarının arasında görmemiştim. Nitekim bir gün onun oğlu Muhammed Bâkır'ın (a.s.) huzuruna vardım."
İbn Şehrâşub, İmam Bâkır ve oğlu İmam Câfer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"… Bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor: "Aklıma gelen her şeyi, Ebu Câfer'den (İmam Bâkır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında ona soru sordum."
Zamanın halifesi Hişam b. Abdülmelik bile onun ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bâkır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin aşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır.
Ebu Zühre'nin üstadı herkesin İmam'a müracaat etmesi hakkında şöyle yazıyor:
"İmam Bâkır (a.s.), imamette ve halkın hidayetinde İmam Seccad'ın (a.s.) vârisi idi ve bu yüzden bütün İslam ülkesinin âlimleri her taraftan ona doğru koşuyorlardı ve Medine'ye gelen herkes İmam'ın huzuruna varıp sonsuz ilminden yararlanıyordu."
Yine şöyle yazıyor: "Çoğu fıkıh ve hadis büyükleri, İmam'ın ilminden faydalanmak amacıyla onun huzuruna geliyorlardı."
Uyûnu'l-Ahbar'dan da şöyle nakledilmiştir: "Fıkıh âlimleri helal ve haramı ondan öğreniyorlardı."
Halk arasında yüce bir ilmî şöhrete sahip olan babası İmam Seccad (a.s.) gibi, ona da, herkes tarafından ihtiram gösteriliyordu.
İmam'ın fıkıh, akâid ve diğer İslamî ilimler hususundaki rivayetlerinin çok oluşu Ehl-i Beyt rivayetçilerinin dışında, çoğu Ehl-i Sünnet muhaddislerinin de o hazretten hadis nakletmelerine neden oldu.
Bunların en meşhurlarından biri de Ebu Hanife'dir. Ebu Hanife, Ehl-i Beyt yoluyla ve bizzat İmam Bâkır'dan (a.s.) fazla bir miktarda hadis nakletmiştir.
Denilebilir ki, İmam Ali'den (a.s.) sonra, Ehl-i Beyt Ekolü İmam Bâkır ve İmam Câfer kanalı ile yayılmış ve yok olmaktan kurtulmuştur.
Bu nedenle, "Tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler İmam Hasan (as.) ve Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır" denilmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.