İmam Ali’nin, Malik-i Eşter'e emirnamesi -3-
“Cimri kişiyle istişarede bulunma; zira seni faziletten alı kor, seni yoksullukla korkutur. Korkakla da istişare etme; zira seni işlerde zaafa düşürür
20.01.2025 07:50:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
"Cimri kişiyle istişarede bulunma; zira seni faziletten alı kor, seni yoksullukla korkutur. Korkakla da istişare etme; zira seni işlerde zaafa düşürür.
İhtiraslı (aşırı istek sahibi) kişiyle de istişare etme; sana zulümle mal yığmayı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs ayrı ayrı huylardır; ama bunların hepsini bir araya toplayan şey, kötülerin tabiatında var olan Allah'a karşı kötü zanda bulunmaktır.
Yardımcılarından en kötüsü, senden önce kötü yöneticilere vezirlik eden, cinayetlerinde onlara ortak olan ve Allah'ın kullarının arasında, onların işlerini yürüten kimselerdir.
Sakın böyle (sabıkası kötü olan) kimseleri kendine sırdaş edinip, geçmişlerin hükümetinde ortak oldukları gibi bunları sana verilen emanette (yetki ve makamda) ortak kılmayasın.
Onlar geçmiş yöneticileri kötü uçurumlara sürüklemişlerdir. Onların gösteriş ve riyakârlıkları, seni aldatmasın. Çünkü onlar günahkârların yardımcısı, zalimlerin kardeşi ve her çeşit tamah ve sahtekârlıkların başlangıcıdırlar.
Onların yerine, onlar kadar sözü geçerli olan, işlerde tecrübeli olan ve önceki tecrübeleri ile kötülük ve haksızlıkları tanıyan, seçkin kişiler bulabilirsin.
Bunların sana masrafı az ve yararı çok olur. Sana besledikleri sevgi daha gerçektir; başkalarıyla ülfetleri daha azdır; zalime, zulmünde yardımcı olmadıkları gibi suçluya da suçunda ortak olmamışlar ve başkalarının hükümetinde Müslümanlara ve antlaşma yapan kimselere de zulmetmemişlerdir.
İşte bunları gizli ve açık işlerin için kendine has kıl. Sonra bu grup arasında, hakkı daha açıkça söyleyen (veya acı bile olsa sana gerçeği anlatan), zayıflar hakkında daha ihtiyatkâr ve insaflı olan, ister hoşuna gitsin ister gitmesin, Allah'ın dostlarında bulunmasını hoş görmediği şeylerde seninle az işbirliğinde bulunan, (senin öfkenden endişelenmeyen ve halkın maslahatını senin hoşnutluğuna tercih eden) kimseler senin yanında daha seçkin olsun.
Çünkü onlar seni haktan haberdar ederler; sana yararı olan şeye seni basiretli kılarlar. Takva, doğruluk, akıl ve asalet sahiplerine yaklaş (onlarla dost ol). Onların seni fazla övmelerine, yapmadığın işleri yapmış göstererek övünmene sebep olmalarına müsaade etme.
Zira fazla övgü, insanda bencillik ve kibir yaratır, gurura kaptırır ve bunu kabullenmek (böyle bir şeyi benimsemek) ise Allah'ın gazabına sebep olur.
Nezdinde iyilik edenle, kötülükte bulunanın yeri, aynı düzeyde olmasın; çünkü onları bir görmek, iyilik edenleri iyilikten vazgeçtirir; kötülük edenleri de kötülüğe teşvik eder; bunlardan her birine karşı layık olduğu muameleyi yap.
Bu senin için bir yöntem olsun; Allah bununla sana yarar ulaştırır, sen de onunla kendi yardımcılarına yarar ver." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
İhtiraslı (aşırı istek sahibi) kişiyle de istişare etme; sana zulümle mal yığmayı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs ayrı ayrı huylardır; ama bunların hepsini bir araya toplayan şey, kötülerin tabiatında var olan Allah'a karşı kötü zanda bulunmaktır.
Yardımcılarından en kötüsü, senden önce kötü yöneticilere vezirlik eden, cinayetlerinde onlara ortak olan ve Allah'ın kullarının arasında, onların işlerini yürüten kimselerdir.
Sakın böyle (sabıkası kötü olan) kimseleri kendine sırdaş edinip, geçmişlerin hükümetinde ortak oldukları gibi bunları sana verilen emanette (yetki ve makamda) ortak kılmayasın.
Onlar geçmiş yöneticileri kötü uçurumlara sürüklemişlerdir. Onların gösteriş ve riyakârlıkları, seni aldatmasın. Çünkü onlar günahkârların yardımcısı, zalimlerin kardeşi ve her çeşit tamah ve sahtekârlıkların başlangıcıdırlar.
Onların yerine, onlar kadar sözü geçerli olan, işlerde tecrübeli olan ve önceki tecrübeleri ile kötülük ve haksızlıkları tanıyan, seçkin kişiler bulabilirsin.
Bunların sana masrafı az ve yararı çok olur. Sana besledikleri sevgi daha gerçektir; başkalarıyla ülfetleri daha azdır; zalime, zulmünde yardımcı olmadıkları gibi suçluya da suçunda ortak olmamışlar ve başkalarının hükümetinde Müslümanlara ve antlaşma yapan kimselere de zulmetmemişlerdir.
İşte bunları gizli ve açık işlerin için kendine has kıl. Sonra bu grup arasında, hakkı daha açıkça söyleyen (veya acı bile olsa sana gerçeği anlatan), zayıflar hakkında daha ihtiyatkâr ve insaflı olan, ister hoşuna gitsin ister gitmesin, Allah'ın dostlarında bulunmasını hoş görmediği şeylerde seninle az işbirliğinde bulunan, (senin öfkenden endişelenmeyen ve halkın maslahatını senin hoşnutluğuna tercih eden) kimseler senin yanında daha seçkin olsun.
Çünkü onlar seni haktan haberdar ederler; sana yararı olan şeye seni basiretli kılarlar. Takva, doğruluk, akıl ve asalet sahiplerine yaklaş (onlarla dost ol). Onların seni fazla övmelerine, yapmadığın işleri yapmış göstererek övünmene sebep olmalarına müsaade etme.
Zira fazla övgü, insanda bencillik ve kibir yaratır, gurura kaptırır ve bunu kabullenmek (böyle bir şeyi benimsemek) ise Allah'ın gazabına sebep olur.
Nezdinde iyilik edenle, kötülükte bulunanın yeri, aynı düzeyde olmasın; çünkü onları bir görmek, iyilik edenleri iyilikten vazgeçtirir; kötülük edenleri de kötülüğe teşvik eder; bunlardan her birine karşı layık olduğu muameleyi yap.
Bu senin için bir yöntem olsun; Allah bununla sana yarar ulaştırır, sen de onunla kendi yardımcılarına yarar ver." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)