İmam Ali: ‘İslâm'ın erkânı yedidir’
Kumeyl b. Ziyad der ki: "Emirü'l-Müminin Ali aleyhi's-selâm'dan: "İslâm'ın erkânı nedir?" diye sordum. Buyurdular ki: İslâm'ın erkânı yedidir
04.02.2025 14:11:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Kumeyl b. Ziyad der ki: "Emirü'l-Müminin Ali aleyhi's-selâm'dan: "İslâm'ın erkânı nedir?" diye sordum. Buyurdular ki: İslâm'ın erkânı yedidir:
1- Sabrın esası olan akıl. (Akıl olmaksızın sabretmek mümkün değildir.)
2- Irzı (namus ve şerefi) korumak ve doğru konuşmak.
3- Kur'ân'ı gerekli şekilde okumak.
4- Allah için sevmek, Allah için nefret etmek.
5- Muhammed salla'llâhu aleyhi ve alih'in Ehlibeyt'inin hakkına riayet etmek ve onların velayet makamını tanımak.
6- Kardeşlerin hakkını gözetmek ve onları müdafaa etmek.
7- Komşularla iyi geçinmek.
İmam'dan: "Ey Emire'l-Müminin, bir kul günah işliyor, sonra da mağfiret diliyor; acaba mağfiret dilemenin haddi (gerçeği) nedir?" diye sordum.
İmam şöyle buyurdular: Ey Ziyad oğlu (Kumeyl), mağfiret dilemenin haddi tövbedir.
"Yalnız bu mu?" dedim, "Hayır" buyurdular. "Öyleyse nasıldır?" dedim;
Buyurdular ki: "Kul bir günah işlediğinde tahrik ile esteğfirullah" diyor. "Tahrik nedir?" diye sordum; buyurdular ki: "Dil ve dudakları hareket ettirmektir; ardından hakikatin gelmesini istiyor" dedi.
"Hakikat nedir?" diye sordum. "Kalple tasdik etmek ve mağfiret dilediği günahı tekrarlamamaya karar vermektir." buyurdular.
Kumeyl: "Eğer böyle yaparsam mağfiret dileyenlerden sayılır mıyım?" diye sorunca İmam şöyle buyurdu: "Hayır." Kumeyl: "Peki nasıl yapmalı?" dediğimde, buyurdular ki: "Çünkü sen henüz mağfiret dilemenin aslına ulaşmamışsın."
Kumeyl: "Mağfiret dilemenin aslı nedir?" diye sordum, İmam buyurdular ki: "Mağfiret dilediği günahtan tövbeye dönmektir; işte bu ibadet edenlerin ilk derecesidir.
Bir de günahı terk edip mağfiret dilemenin altı manası vardır:
1- Geçmişe pişmanlık duymak.
2- Ebedi olarak (günaha) dönmemeye karar vermek.
3- Kendi ile diğer yaratıklar arasında bulunan hakları eda etmek.
4- Her farz olan işte Allah'ın hakkını eda etmek.
5- Haramla oluşan etleri, deri kemiğe yapışacak derecede eritmek; sonra yerine (helalle oluşan) yeni et meydana getirmek.
6- Vücuda günahın tadını tattırdığın gibi, ona itaatin da meşakkat ve acısını tattırmak.
Bu, Ebu Talip oğlu Ali'nin vasiyetnamesidir. Müminleri, Allah'tan başka bir mabudun olmadığına, tek ve şeriksiz olduğuna ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna, kâfirler sevmese de, bütün dinlere galip gelmesi için onu doğru yol ve hak dinle göndermiş olduğuna şahadet etmelerini vasiyet ederim.
Allah'ın salât ve selâmı Muhammed salla'llâhu aleyhi ve alih'e olsun. Namazım, ibadetim, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir; eşi, ortağı yoktur, bana bu emredildi ve ben, O'na teslim olanların ilkiyim.
Ey Hasan! Sana, bütün evlatlarıma, Ehlibeyt'ime ve bu yazım kime ulaşırsa ona, Allah'tan sakınmayı vasiyet ederim. Müslüman olarak ölün, hepiniz birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sarılın, tefrikaya düşmeyin. Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'in şöyle buyurduğunu duydum:
"İki kişinin arasını bulmak, bütün namazlardan, oruçlardan daha faziletlidir."
Helak edici ve dini temelden yok eden (ahlâk), arabozuculuk ve fitne çıkarmaktır. La kuvvete illa billah (Allah'ın kudretinden başka hiçbir kudret yoktur). Allah-u Teâla'nın kıyamet gününün hesabını size kolaylaştırması için akrabalarınıza bakın (onları koruyun), onlarla iyi ilişki kurun.
Allah için, Allah için, yetimleri koruyun; sakın gözünüzün önünde onlar zayi olmasınlar. Ben Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in şöyle buyurduğunu duydum: "Kim bir yetimi kendisini idare edebilene kadar gözetir, ona bakarsa Allah, cenneti ona farz kılar; nitekim yetimin malını yiyen kimseye de cehennemi farz kılmıştır."
Allah için, Allah için, Kur'ân'a riayet edin; onu anlamakta başkaları sizden öne geçmesin.
Allah için, Allah için, komşularınızın hakkını gözetin; Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih onları tavsiye etmiştir; komşular hakkında o kadar tavsiyede bulunuyordu ki, onları da miras alanlardan kılacağını sandık.
Allah için, Allah için, Rabbinizin evini ziyareti, haccetmeyi bırakmayın; hayatta bulundukça o evi boş bırakmayın; çünkü o ev terk edilirse mühlet bile verilmez sizlere azap gelip çatar. O evin ziyaretine gidenin geri getirdiği en küçük hediye, geçmiş günahlarının affedilmesi olur.
Allah için, Allah için, namazı bırakmayın; çünkü o, en iyi amel ve dininizin direğidir.
Allah için, Allah için, zekât verin; o Rabbinizin gazabını yatıştırır.
Allah için, Allah için, Ramazan orucunu tutun; çünkü o ateşe karşı bir siperdir.
Allah için, Allah için, fakirler ve yoksulları gözetin; onları kendi yaşantınızda ortak kılın.
Allah için, Allah için, mallarınızla, canlarınızla, dillerinizle cihad edin. Ancak iki kişi cihad edebilir; biri hidayete ermiş imam (önder), diğeri ise ona uyan, itaat eden kişi.
Allah için, Allah için, Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'inizin evlatlarının hakkını gözetin; sakın onları savunmaya kadir olduğunuz hâlde, aranızda zulme uğramasınlar.
Allah için, Allah için, Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'inizin bidat çıkarmayan, bidatçiye da sığınak vermeyen ashabını gözetin; Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih ashabı hakkında tavsiyede bulunmuştur; onlardan veya başka kimselerden bidat çıkaranları ve bidatçilere sığınak verenleri ise lânetlemiştir.
Allah için, Allah için, kadınlarınızın ve malik olduğunuz köle ve cariyelerin haklarına riayet edin; Peygamber'inizin en son sözü şundan ibaret idi: "İki güçsüz grubu size tavsiye ediyorum: Kadınları ve malik olduğunuz köle ve cariyeleri."
Namaz, namaz, namaz! Allah hakkında hiçbir kimsenin kınamasından korkmayın; Allah, size kötülük ve zulüm yapmak isteyen kimsenin şerrinden sizi korur. Halkla, Allah'ın emrettiği şekilde güzel bir dille konuşun. İyiliği emredip kötülükten alıkoymayı terk etmeyin; çünkü (bunu yapmadığınız takdirde) Allah, en kötü olanlarınızı başınıza geçirir; sonra (şerlerinden kurtulmak için) dua edersiniz; duanız kabul olmaz.
Ey evlatlarım, birbirinizle güzel ilişkiniz olsun, birbirinizi görüp gözetin, birbirinizin ihtiyacını giderin, birbirinizden ayrılmayın, birbirinizden yüz çevirmeyin, tefrikaya düşmeyin. İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın ve Allah'tan korkun, sakının, şüphe yok ki Allah'ın cezası çok çetindir.
Allah-u Teâla siz Ehlibeyt'i korusun ve Peygamber'inizin izlerini sizin aranızda korusun. Sizi Allah'a ısmarlıyorum. Sizi selâmlıyor ve Allah'ın rahmet ve bereketinin üzerinize olmasını diliyorum. Sonra bu dünyayı terk edinceye kadar hep "la ilâhe illellah" diyordu."
1- Sabrın esası olan akıl. (Akıl olmaksızın sabretmek mümkün değildir.)
2- Irzı (namus ve şerefi) korumak ve doğru konuşmak.
3- Kur'ân'ı gerekli şekilde okumak.
4- Allah için sevmek, Allah için nefret etmek.
5- Muhammed salla'llâhu aleyhi ve alih'in Ehlibeyt'inin hakkına riayet etmek ve onların velayet makamını tanımak.
6- Kardeşlerin hakkını gözetmek ve onları müdafaa etmek.
7- Komşularla iyi geçinmek.
İmam'dan: "Ey Emire'l-Müminin, bir kul günah işliyor, sonra da mağfiret diliyor; acaba mağfiret dilemenin haddi (gerçeği) nedir?" diye sordum.
İmam şöyle buyurdular: Ey Ziyad oğlu (Kumeyl), mağfiret dilemenin haddi tövbedir.
"Yalnız bu mu?" dedim, "Hayır" buyurdular. "Öyleyse nasıldır?" dedim;
Buyurdular ki: "Kul bir günah işlediğinde tahrik ile esteğfirullah" diyor. "Tahrik nedir?" diye sordum; buyurdular ki: "Dil ve dudakları hareket ettirmektir; ardından hakikatin gelmesini istiyor" dedi.
"Hakikat nedir?" diye sordum. "Kalple tasdik etmek ve mağfiret dilediği günahı tekrarlamamaya karar vermektir." buyurdular.
Kumeyl: "Eğer böyle yaparsam mağfiret dileyenlerden sayılır mıyım?" diye sorunca İmam şöyle buyurdu: "Hayır." Kumeyl: "Peki nasıl yapmalı?" dediğimde, buyurdular ki: "Çünkü sen henüz mağfiret dilemenin aslına ulaşmamışsın."
Kumeyl: "Mağfiret dilemenin aslı nedir?" diye sordum, İmam buyurdular ki: "Mağfiret dilediği günahtan tövbeye dönmektir; işte bu ibadet edenlerin ilk derecesidir.
Bir de günahı terk edip mağfiret dilemenin altı manası vardır:
1- Geçmişe pişmanlık duymak.
2- Ebedi olarak (günaha) dönmemeye karar vermek.
3- Kendi ile diğer yaratıklar arasında bulunan hakları eda etmek.
4- Her farz olan işte Allah'ın hakkını eda etmek.
5- Haramla oluşan etleri, deri kemiğe yapışacak derecede eritmek; sonra yerine (helalle oluşan) yeni et meydana getirmek.
6- Vücuda günahın tadını tattırdığın gibi, ona itaatin da meşakkat ve acısını tattırmak.
Hz. Ali'nin (a.s) Vefatı Sırasında, Oğlu İmam Hasan'a Yaptığı Vasiyeti
Bu, Ebu Talip oğlu Ali'nin vasiyetnamesidir. Müminleri, Allah'tan başka bir mabudun olmadığına, tek ve şeriksiz olduğuna ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna, kâfirler sevmese de, bütün dinlere galip gelmesi için onu doğru yol ve hak dinle göndermiş olduğuna şahadet etmelerini vasiyet ederim.
Allah'ın salât ve selâmı Muhammed salla'llâhu aleyhi ve alih'e olsun. Namazım, ibadetim, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir; eşi, ortağı yoktur, bana bu emredildi ve ben, O'na teslim olanların ilkiyim.
Ey Hasan! Sana, bütün evlatlarıma, Ehlibeyt'ime ve bu yazım kime ulaşırsa ona, Allah'tan sakınmayı vasiyet ederim. Müslüman olarak ölün, hepiniz birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sarılın, tefrikaya düşmeyin. Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'in şöyle buyurduğunu duydum:
"İki kişinin arasını bulmak, bütün namazlardan, oruçlardan daha faziletlidir."
Helak edici ve dini temelden yok eden (ahlâk), arabozuculuk ve fitne çıkarmaktır. La kuvvete illa billah (Allah'ın kudretinden başka hiçbir kudret yoktur). Allah-u Teâla'nın kıyamet gününün hesabını size kolaylaştırması için akrabalarınıza bakın (onları koruyun), onlarla iyi ilişki kurun.
Allah için, Allah için, yetimleri koruyun; sakın gözünüzün önünde onlar zayi olmasınlar. Ben Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in şöyle buyurduğunu duydum: "Kim bir yetimi kendisini idare edebilene kadar gözetir, ona bakarsa Allah, cenneti ona farz kılar; nitekim yetimin malını yiyen kimseye de cehennemi farz kılmıştır."
Allah için, Allah için, Kur'ân'a riayet edin; onu anlamakta başkaları sizden öne geçmesin.
Allah için, Allah için, komşularınızın hakkını gözetin; Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih onları tavsiye etmiştir; komşular hakkında o kadar tavsiyede bulunuyordu ki, onları da miras alanlardan kılacağını sandık.
Allah için, Allah için, Rabbinizin evini ziyareti, haccetmeyi bırakmayın; hayatta bulundukça o evi boş bırakmayın; çünkü o ev terk edilirse mühlet bile verilmez sizlere azap gelip çatar. O evin ziyaretine gidenin geri getirdiği en küçük hediye, geçmiş günahlarının affedilmesi olur.
Allah için, Allah için, namazı bırakmayın; çünkü o, en iyi amel ve dininizin direğidir.
Allah için, Allah için, zekât verin; o Rabbinizin gazabını yatıştırır.
Allah için, Allah için, Ramazan orucunu tutun; çünkü o ateşe karşı bir siperdir.
Allah için, Allah için, fakirler ve yoksulları gözetin; onları kendi yaşantınızda ortak kılın.
Allah için, Allah için, mallarınızla, canlarınızla, dillerinizle cihad edin. Ancak iki kişi cihad edebilir; biri hidayete ermiş imam (önder), diğeri ise ona uyan, itaat eden kişi.
Allah için, Allah için, Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'inizin evlatlarının hakkını gözetin; sakın onları savunmaya kadir olduğunuz hâlde, aranızda zulme uğramasınlar.
Allah için, Allah için, Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'inizin bidat çıkarmayan, bidatçiye da sığınak vermeyen ashabını gözetin; Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih ashabı hakkında tavsiyede bulunmuştur; onlardan veya başka kimselerden bidat çıkaranları ve bidatçilere sığınak verenleri ise lânetlemiştir.
Allah için, Allah için, kadınlarınızın ve malik olduğunuz köle ve cariyelerin haklarına riayet edin; Peygamber'inizin en son sözü şundan ibaret idi: "İki güçsüz grubu size tavsiye ediyorum: Kadınları ve malik olduğunuz köle ve cariyeleri."
Namaz, namaz, namaz! Allah hakkında hiçbir kimsenin kınamasından korkmayın; Allah, size kötülük ve zulüm yapmak isteyen kimsenin şerrinden sizi korur. Halkla, Allah'ın emrettiği şekilde güzel bir dille konuşun. İyiliği emredip kötülükten alıkoymayı terk etmeyin; çünkü (bunu yapmadığınız takdirde) Allah, en kötü olanlarınızı başınıza geçirir; sonra (şerlerinden kurtulmak için) dua edersiniz; duanız kabul olmaz.
Ey evlatlarım, birbirinizle güzel ilişkiniz olsun, birbirinizi görüp gözetin, birbirinizin ihtiyacını giderin, birbirinizden ayrılmayın, birbirinizden yüz çevirmeyin, tefrikaya düşmeyin. İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın ve Allah'tan korkun, sakının, şüphe yok ki Allah'ın cezası çok çetindir.
Allah-u Teâla siz Ehlibeyt'i korusun ve Peygamber'inizin izlerini sizin aranızda korusun. Sizi Allah'a ısmarlıyorum. Sizi selâmlıyor ve Allah'ın rahmet ve bereketinin üzerinize olmasını diliyorum. Sonra bu dünyayı terk edinceye kadar hep "la ilâhe illellah" diyordu."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.