İlmihal, elbette hal ilmidir, halimizin ilmidir, ahvalimize dair bilgilerimizdir.
Hal ve gidiş kötü ise sebepleri nelerdir, müsebbipleri kimlerdir?
Hırsızlık artmışsa, arsızlık zirve yapmışsa, sabah erken kalkan gökdelenlik arsayı kapmışsa, kuvvetli, sudan bahanelerle zayıfa çatmışsa ve attığı tekme-tokat da yanına kalmışsa bir yerlerde bir kaçak var demektir, bir yönetim boşluğu var demektir.
Geçen yıllar içinde, yıldan yıla artarak devam eden ekonomik erimeye rağmen, ahlaki çürümeğe rağmen yöneten kadrolar değişmemişse toplumda müthiş bir ilmihal bilgisi eksikliği, müthiş bir bilgi kirliliği ve gerçekleri örtme faaliyeti var demektir.
Toplum sosyal patlamalara gebe hale gelmişse, devlet, bizzat devletlûların beyanları ile baka sorunuyla karşı karşıya ise suçlu kimdir, vebal kimlerin boynundadır?
Toplumu ayakta tutan ana sütunlardan biri olan aile kurumu tehlikede ise, boşanmaların sayısı evlenenlerin sayısını geçmişse, sebepleri tesbit edilmeli ve kesinlikle sebep olanlar sorguya çekilmelidir.
Bugün yetimin-yoksulun, fakirin -fukaranın, asgari ücretle zar-zor geçinen büyük çoğunluğun sofrasından çalınarak tefecilerin kasalarına aktarılan faiz ödemelerinin bilgisi elbette en önemli ilmihal bilgisidir.
Toplumun huzurunu bozan, kitlelerin alınterini ve el emeğini şiddetli kasırga gibi alıp götüren faizli sisteme dair, kapitalist sisteme dair bir fikri olmayan, bir düşüncesi, bir eleştirisi olmayan bir insanın makamı ve mevkii ne olursa olsun ilmihal bilgisinden bihaber bir insandır.
Toplumun bugününü ve yarınını, milletin istiklalini ve istikbalini ilgilendiren konularda toplumu bilgilendirmeyen, tehlikelere karşı milleti uyarmayan liderler, peşinen liderlik vasıflarını kaybetmişlerdir.
Ortada bir yalan varsa ve bu yalanı pazarlayanlar varsa, kitleleri yalanlar etrafında toplama gayretleri varsa bilinmeli ve de ifşa edilmelidir.
Ortada bir talan varsa ve bu talanı organize edenler varsa mutlaka talancılar da organize edenler de bulunmalı ve ifşa edilmelidir.
Hal bilgisinden bihaber olanların yaklaşmakta olan tehlikelere karşı toplumu uyarmaları mümkün değildir, çünkü uykuda olanların başkalarını uyandırdığı görülmemiştir bu güne kadar.
Hal bilgisi, ilmihal bilgisi elbette her vatandaş için elzemdir ama, topluma yön veren, toplumu eğiten kadrolar için, milletin çocuklarını eğiten öğretmenler için ve millete cami kürsülerinden hitap eden imam ve vaizler için çok daha elzemdir.
Kalabalıklar, sıradan vatandaşlar sloganların peşine takılıp gidebilirler ama toplumu uyarmakla görevli olanların kılı kırk yarmak gibi bir mecburiyetleri vardır, gerçek bilgiye ulaşmak ve kitlelere ulaştırmak gibi bir sorumlulukları vardır.
İlmihal bilgisinden bihaber, hal bilgisi diye bir derdi-tasası olmayan meslek erbabının yönlendirdiği kitleler ne yazık ki her seçim sonrasında kaybeden taraf oluyor, zarar gören taraf oluyor.
Halimiz nicedir, ahvalimiz nasıldır ve ilmihal bilgimiz ne durumdadır?
Düşünmeye değmez mi?
Hal ve gidiş kötü ise sebepleri nelerdir, müsebbipleri kimlerdir?
Hırsızlık artmışsa, arsızlık zirve yapmışsa, sabah erken kalkan gökdelenlik arsayı kapmışsa, kuvvetli, sudan bahanelerle zayıfa çatmışsa ve attığı tekme-tokat da yanına kalmışsa bir yerlerde bir kaçak var demektir, bir yönetim boşluğu var demektir.
Geçen yıllar içinde, yıldan yıla artarak devam eden ekonomik erimeye rağmen, ahlaki çürümeğe rağmen yöneten kadrolar değişmemişse toplumda müthiş bir ilmihal bilgisi eksikliği, müthiş bir bilgi kirliliği ve gerçekleri örtme faaliyeti var demektir.
Toplum sosyal patlamalara gebe hale gelmişse, devlet, bizzat devletlûların beyanları ile baka sorunuyla karşı karşıya ise suçlu kimdir, vebal kimlerin boynundadır?
Toplumu ayakta tutan ana sütunlardan biri olan aile kurumu tehlikede ise, boşanmaların sayısı evlenenlerin sayısını geçmişse, sebepleri tesbit edilmeli ve kesinlikle sebep olanlar sorguya çekilmelidir.
Bugün yetimin-yoksulun, fakirin -fukaranın, asgari ücretle zar-zor geçinen büyük çoğunluğun sofrasından çalınarak tefecilerin kasalarına aktarılan faiz ödemelerinin bilgisi elbette en önemli ilmihal bilgisidir.
Toplumun huzurunu bozan, kitlelerin alınterini ve el emeğini şiddetli kasırga gibi alıp götüren faizli sisteme dair, kapitalist sisteme dair bir fikri olmayan, bir düşüncesi, bir eleştirisi olmayan bir insanın makamı ve mevkii ne olursa olsun ilmihal bilgisinden bihaber bir insandır.
Toplumun bugününü ve yarınını, milletin istiklalini ve istikbalini ilgilendiren konularda toplumu bilgilendirmeyen, tehlikelere karşı milleti uyarmayan liderler, peşinen liderlik vasıflarını kaybetmişlerdir.
Ortada bir yalan varsa ve bu yalanı pazarlayanlar varsa, kitleleri yalanlar etrafında toplama gayretleri varsa bilinmeli ve de ifşa edilmelidir.
Ortada bir talan varsa ve bu talanı organize edenler varsa mutlaka talancılar da organize edenler de bulunmalı ve ifşa edilmelidir.
Hal bilgisinden bihaber olanların yaklaşmakta olan tehlikelere karşı toplumu uyarmaları mümkün değildir, çünkü uykuda olanların başkalarını uyandırdığı görülmemiştir bu güne kadar.
Hal bilgisi, ilmihal bilgisi elbette her vatandaş için elzemdir ama, topluma yön veren, toplumu eğiten kadrolar için, milletin çocuklarını eğiten öğretmenler için ve millete cami kürsülerinden hitap eden imam ve vaizler için çok daha elzemdir.
Kalabalıklar, sıradan vatandaşlar sloganların peşine takılıp gidebilirler ama toplumu uyarmakla görevli olanların kılı kırk yarmak gibi bir mecburiyetleri vardır, gerçek bilgiye ulaşmak ve kitlelere ulaştırmak gibi bir sorumlulukları vardır.
İlmihal bilgisinden bihaber, hal bilgisi diye bir derdi-tasası olmayan meslek erbabının yönlendirdiği kitleler ne yazık ki her seçim sonrasında kaybeden taraf oluyor, zarar gören taraf oluyor.
Halimiz nicedir, ahvalimiz nasıldır ve ilmihal bilgimiz ne durumdadır?
Düşünmeye değmez mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025