İlginçtir.
20 Mayıs tarihi bizim için tam bahara erişildi, güzel günler geliyor derken yaşadığımız bir acıyla karardı, bir öncekini hatırlattı… Yüreğimizi kanattı.
Bugün garip bir biçimde aynı güne bir benzerini daha ekledi.
Hoş, Vefa İstanbul'da bir semt adı olsa da, Türk çocuk ve gençlerine hizmeti geçmiş olanları anmak; izci kesiminin düşünürken gözlerinden yaşların boşalmasına, duyguların çoşmasına neden olan bir kavramdır.
Okurlarım sıkılmasınlar diye köşemde izcilik konusuna pek fazla yer vermemeye çalışıyorum. Çünkü pek çok okurumu ilgilendiren bir konu değil. Daha çok bizim özelimizde yer alan insanlarla dolu. Herkesin hayatına dokunan ve iz bırakan değerli eğitimciler olduğu gibi, bizimde hayatımıza dokunan ve hayatlarına dokunup iz bıraktığımız, öyle ki akrabadan öteye insanlarla ilgili uğraşlarımız var.
Bunlardan birisi rahmetli Selahattin Soysal idi. Onu 2011'in 20 Mayısında kaybetmiştik.
Bugün ki acımızın adı Mehmet Ökmen oldu.
Her ikisi de, izciliğin yeniden organize edildiği 1970'li yıllarda genel müdürlüğün ilk elemanları oldular. Yıllarca çocuk ve gençleri izci, yetişkinleri ve öğretmen adaylarını eğitmek için çalışan dev bir organizasyonda beraber oldular.
Diğer görev alan genç-ihtiyar tüm camiayı peşlerinden sürükleyen güçlü bir liderlik yetenekleri oldu.
İzciliğe hiçbir zaman siyaseti karıştırmadılar.
Hedefleri çocuk ve gençlere örnek olmak, izci olmak isteyenlerin takip edebilecekleri bir izcilik programı bırakmak idi. Bunu başardılar da. Geride programlar, kitaplar, düşünce yazılar kaldı.
Görev başında oldukları dönemde izciliğin en aktif ve başarılı yılları yaşanmış; uluslararası pek çok organizasyonu imza atılmış, İzcilik Milli bir hedef çerçevesinde organize olmuş, önce Milli Eğitim'de daha sonra Gençlik ve Spor'da yaygınlık kazanmıştı.
Ak Parti rüzgarı ile okullardaki 150 bin izci ve 10 bine yakın izci liderinin görevine son verilince dışlanan kadronun içinde yer aldılar ve bugün ki resmi izcilik organizasyonunun, yeni oluşumunu, yaptıkları işleri tasvip etmediler. Ancak izcilikten hiç kopmadılar.
Gerek Avrupa bürosunda ve gerekse milli teşkilatta görev yaparken her ikisinin de olmazsa-olmaz kuralları vardı. İzciliği; ortaya çıkış amacından saptırmamak adına konuşmaktan, gönüllü bir gençlik hareketi olma özelliğini kaybetmemesi gerektiğini vurgulayan toplantı ve seminerlerde görüş ve düşüncelerini sık, sık dile getirdiler.
Sonra; her fani gibi, 2011 yılının 20 Mayıs'ında Selahattin Soysal; 20 Mayıs 2021 günü de Mehmet Ökmen hayata gözlerini yumdular.
Ne mutlu onlara?
Geride çok güzel anılar, yetişmiş çok güzel izciler, öğrenciler, öğretmenler, izci önderleri bıraktılar. Pek çok kimsenin burun kıvırıp geçtiği "iyi vatandaş" ve "iyi insan yetiştirme" müessesesi olan izcilik hareketine güç verdiler. Sahip çıktılar, bize saldıran bağnaz ve tutuculara, Atatürk düşmanlarına, İslam karşıtlarına kendi üslupları ile yanıt vermekten hiç çekinmediler. Çünkü onların hiçbir zaman maddi bir beklentileri ve makam çekişmeleri olmadı.
En önemlisi, geride düşüneceğimiz çok anı bıraktılar…
Düşünüp, yorumlayacağımız…
Allah onları cenneti ile mükâfatlandırsın. Menzilleri açık olsun. Ruhları Şad olsun…
İzcilik camiasının başı sağ olsun…
- Zalimler unutulur, mazlumlar anılır… / 18.04.2025
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025