Osmanlı donanması 27 Ekim 1914 günü keşif ve muhabere eğitimi yapmak üzere Amiral Souchon’un emrinde Karadeniz’e çıktı. Bu donanma, Osmanlı donanmasının harekatını izlemek üzere boğaz ağzında daimi şekilde bekletilmekte olan Rus ticaret gemileriyle karşılaştı. Bu suretle Osmanlı donanmasının denize çıktığı Rus Donanma komutanlığına bildirilmiş oldu.Savaş gemilerine hareketten önce, Karadeniz’e çıktıktan sonra açılmak üzere Bahriye Nazırı Ahmet Cemal tarafından birer kapalı zarf verilmişti. Bu zarfın içindeki emirde şunlar yazılı bulunuyordu: “Padişah donanması birinci komutanlığına atanan Amiral Souchon cenapları tarafından, donanmanın denizde bulunduğu sırada, verilecek her emir harfi harfine yapılacak ve bu konuda kesinlikle tereddüt gösterilmeyecektir. Bu emirlerin her cins durum karşısında yapılmasını rica ederim.”Amiral Souchon 27 Ekim 1914 günü donanmayı eğitim amacı ile Karadeniz’e çıkardığını Bahriye Nezaretine bildirmişti. Lâkin eğitim yapacağı yerde donanmayı boğaz dolaylarındaki Sarıkaya mevkiine demirletti ve saat 15.45 de komutan gemisinde bir gemi komutanları toplantısı yaptı. Bu toplantıda komutanlara Rusya’ya yapılacak harekât emri dağıtılıyor ve harekatın nasıl yapılacağı anlatılıyordu.Osmanlı padişahının verdiği emir, Osmanlı Devleti’nin Almanlarla birlikte savaşa girmesine sebep oldu. Ve 1. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı toprakları parçalandı, itilaf devletleri tarafından paylaşıldı.***İran-Irak ilişkileri İran’da Şiiliğin savunucusu olan Humeyni iktidarının başa gelmesi ile iyice bozulmaya başladı. Bağdat’taki Saddam Hüseyin hükümeti, İran’daki Şii hükümetin, Irak’taki Şii çoğunluğu Sünni iktidara karşı kışkırtmasından endişe ediyordu. Bu arada Irak, İran’daki Arap bölgesi Huzistan’ı ele geçirmek fikrini savunmaya başlamıştı. 1980’de Irak’ın İran sınırını geçmesiyle savaş başladı. Savaşta ABD Irak’a Rusya İran’a silah sattı. Sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı, yaklaşık bir milyon insanın hayatına mâl oldu. Savaşan taraflar ufak kazançlar için ekonomik kaynaklarını tüketti. Savaşın sonucunda İran-Irak sınırı değişmedi. Savaşın etkileri yıllar boyunca hissedildi.***Akif diyor ki:Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?***Bir kurşun heba etmeden, bir tek askerine zeval getirmeden hem Suriye’yi, hem Türkiye’yi ortadan kaldırıp, kaynaklarını ele geçirmek... Plan bu... Nasıl bir ambalaja sararlarsa sarsınlar tuzak bu... Tarih böyle söylüyor. Biz kulaklarımızı gerçeklere tıkayıp bu çukura düşecek miyiz?Allah korusun savaş çıkarsa kimin yüzü gülecek, kimler ağlayacak!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Seçil Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Kimliğimiz en büyük gücümüzdür / 09.04.2025
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022