Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Hz. Fatıma' eserinde Hz. Fatıma'nın, ziyaretine gelen kadınlara yaptığı konuşma hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Resûlullah'ın kızı Fâtıma'nın (a.s) hastalığı ağırlaşınca, Muhacir ve Ensar'dan oluşan bir grup kadın, Hz. Fâtıma'nın ziyaretine giderek, "Ey Resûlullah'ın kızı, bu hastalığınla nasıl sabahladın, durumun nasıldır?" diye sorduklarında şöyle buyurdu: "Allah'a and olsun ki, dünyanızı sevmediğim, erkeklerinize darıldığım halde sabahladım. Onları denedikten sonra uzağa attım, sınadıktan sonra onlara sinirlendim. Keskinin körelmesi, ciddiyetten sonra gevşeklik, başı taşa vurmak, mızrağın (veya kanalın) çatlaması, görüşlerin bozulması, isteklerin sapması ne de kötüdür! 'Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne de kötüdür, Allah onlara gazaplandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.' (Maide, 81-82).
Çaresizlikten onun (Fedek ve hilafetin) yularını onlara taktım, onu onlara yükledim, baskınını da onlara yaptım (diyeceğimi dedim). Zâlim kavim hayır görmesin, neticesiz kalsın, rahmetten uzak olsun. Yazıklar olsun onlara! Onu (hilafeti), risalet kökünden (merkezinden) nübüvvet ve delalet temelinden, Ruhu'l-Emin'in (Cebrail'in) indiği evden, din ve dünya işlerine alim olanın elinden çıkardılar. 'Bilin ki bu, büyük ve apaçık bir hüsrandır.' (Zümer, 15).
Ali'den intikam almalarının sebebi ne idi? Allah'a and olsun ki, O'nun kılıcının kimseyi tanımamasından, ölümden imtina etmemesinden, düşmanları çiğnemesinden, kılıcının darbesinden ve Allah rızası için olan öfkesinden dolayı O'ndan intikam aldılar. Allah'a and olsun ki, eğer yoldan çekilseydiler (mâni olmasaydılar), Resûlullah'ın Ali'ye bıraktığı yulardan (önderlikten) ve onu kabul etmekten vazgeçselerdi ve onu (hilafet devesinin dizginini) Ali'ye bıraksalardı, bu deve onları doğru yola götürürdü, burunsallığı kimseyi yaralamazdı, yürümesi ağırlaşmazdı, binicisi yorulmazdı, onları hazmettirici ve kandırıcı temiz bir su kaynağına götürürdü, yanları suyu bulandırmazdı, onları doyurup geri getirirdi.
Ali onlara, gizlide ve açıkta nasihat etti. Hilafete ulaşsaydı zenginlikten çok süslenmezdi (Beytü'l-mal'dan kendisi için zahire etmezdi), susuzluğunu ve açlığını gidereceği az bir miktar hariç dünya malından bir şey toplamazdı, O zaman kimin zahid, kimin dünyaya haris olduğu, kimin doğru konuşan, kimin de yalancı olduğu ortaya çıkmış olacaktı. 'Eğer halk inansalardı, korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem de yerden bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, biz de onları kazandıkları şeylerden dolayı cezalandıracağız.' (A'raf, 96) 'Bunlardan zulmetmiş olanlara da, kazanmakta oldukları kötülükler isabet edecektir ve onlar (Allah'ı) aciz bırakabilecek de değillerdir.' (Zümer, 51)."
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020