Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, "Hz. Fâtıma" eserinde, bir eş olarak Hz. Ali hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: "Ali Kur'an iledir. Kur'an da Ali iledir. Bunlar Kevser havuzunun başında Bana gelinceye dek birbirlerinden ayrılmazlar." (Mustedrek-u Ala's-Sahihayn, c. 3, s.124).
Yine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: "Ali'den ayrılan Benden ayrılmıştır; Benden ayrılan ise Allah'tan ayrılmıştır." (Menâkıb-i Harezmî, s. 56).
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ya Ali! Mü'minden başkası Seni sevmez; münafıktan başkası da Sana buğzetmez." (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 120).
Yezid bin Ka'neb şöyle diyor: "Biz kendi gözümüzle Kâbe'nin arka taraftan yarıldığını ve Esed kızı Fâtıma'nın Kâbe'nin içerisine girip gözden kaybolduğunu gördük. Sonra Kâbe'nin duvarı birleşerek eski halini aldı. Biz Kâbe'nin kilidini açmak istedik ama açılmadı. Bunun üzerine bu işin Allah tarafından olduğunu anladık. Fâtıma (a.s.) dört gün sonra ellerinde Hz. Ali (a.s.) olduğu halde Kâbe'den çıkıp geldi ve şöyle dedi: 'Ben Allah'ın evine girdim. Cennet meyvelerinden ve yapraklarından yedim; dışarı çıkmak istediğimde ise bir münadi bana şöyle seslendi: Ey Fâtıma! O'nun ismini Ali koy. Zira O Ali (yüce)'dir ve Aliyyu'l Âlâ olan Allah Teala buyuruyor ki: Ben O'nun ismini Kendi ismimden verdim. O'nu Kendi sıfatlarımla sıfatlandırdım ve O'na ilmimin sırrını öğrettim. Putları Benim evimde kıracak olan O'dur ve Benim evimin üzerimde ezan okuyup Beni ululayacak olan O'dur. O'nu sevip emirlerine uyan kimseye ne mutlu! O'na düşman olup emirlerine karşı çıkan kimseye de yazıklar olsun!" (Bihârü'l-Envâr, c. 35, s. 8; Keşfü'l-Gumme, s. 19).
Abdullah bin Hâris babasından, o da Emirü'l-Mü'minîn Hz. Ali (a.s.)'dan şöyle buyurduğunu naklediyor: "Peygamberin (s.a.v.) yanına gittim; Ebu Bekir ve Ömer de yanında idiler. Resûlullah (s.a.v.) ile Hz. Aişe'nin yanında oturdum. Hz. Aişe Bana; 'Benimle Resûlullah (s.a.v.)'in dizleri üzerinden başka oturacak bir yer bulamadın mı?' dedi. Resûlullah (s.a.v.) O'nun bu sözüne karşılık şöyle buyurdular: Sussana ya Hz. Aişe! Ali hakkında Beni incitme; O, dünya ve ahirette Benim kardeşimdir; O, Emirü'l-Mü'minîndir; Allah-u Teala kıyamet günü O'nu Sırat Köprüsü üzerinde oturtacaktır; kendi dostlarını cennete, düş- manlarını ise cehenneme sokacaktır." (Bihârü'l-Envâr,c.39,s.194).
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ali (a.s.) Allah'ın ahdine daha vefalı olanınızdır; Allah'ın emri için daha çok kıyam edeninizdir; daha çok adaletlinizdir; daha çok eşit böleninizdir; Allah katında fazileti daha büyük olanınızdır." (Feraidü's-Simtayn, c. 1, s. 176).
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Her peygamberin vasi ve vârisi vardır; Benim vasi ve vârisim ise Ebu Tâlib oğlu Ali'dir." (Menâkıb-ı İbn-i Meğazilî, s. 201; Menakıb-i Harezmi, s. 42).
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır; ilim isteyen o kapıdan gelmelidir." (Menakıb-ü İbn-i Meğazilî, s. 80).
Hz. Fâtıma (a.s.) Hz. Ali (a.s.) ile ilgili olarak şöyle nakleder: "Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi: O Hayber kapısını kaldırırken yirmi küsur yaşındaydı. Bu kapıyı elli kişi yerinden kaldıramamıştı." (Tevfik Ebu İlm, Ehlü'l-Beyt, s. 130)."
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020