On yıl kadar önce dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Suriye ile İsrail arasında barış görüşmeleri başlatmıştı. Ama barışa ulaşabilmek için Golan tepelerindeki "Tabaria Gölü" konusu görüşmelerin tıkanmasına sebep olmuştu. İsrail Tabaria gölündeki sudan asla vazgeçmek istemiyor, Suriye de bu gölden İsrail'e pay vermek istemiyordu.Türkiye'yi ziyaret ettiğinde TBMM'de yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin geleceği önümüzdeki bin yılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır" diyen Bill Clinton, hem İsrail'i memnun edecek hem de Suriye'yi tatmin edecek bir yol bulmuştu. Clinton'un görüşmeleri sonuca ulaştırmak için bulduğu yol şuydu; Suriye, İsrail'e Tabaria gölünden bedelsiz ve süresiz olarak su verecekti. İsrail'e bu gölden verilen su miktarı kadar bir suyu da Türkiye Suriye'ye verecekti. O dönemde de Suriye ve İsrail arasındaki barış görüşmeleri bugün olduğu gibi İsrail'in Golan tepelerinden çekilmesi, Suriye'nin de buna karşılık İsrail'le resmen barış yapıp, İsrail karşıtı hareketleri desteklemeyi bırakması üzerine kurulmuştu. Arabulucu olarak İsrail'in her halükarda destekçisi olan ABD'yi karşısında görmek Suriye'nin pek hoşuna gitmemişti. Ayrıca da ABD'nin Türkiye'yi su verme konusunda ikna edebileceğinden emin değildi Suriye. Barış görüşmelerinin o dönemde bitmesinin en önemli sebepleri bunlardı.Aradan yıllar geçti, şartlar ve roller değişti. Yeni aktörler ve Türkiye gibi yeni figüranlar eklendi. Şimdi BOP projesinin eş başkanı ve Medeniyetler arası İttifak projesinin de figüranı olarak uygulayıcısı olan Türkiye var sahnede. Arabulucu görevi şimdi Türkiye'ye verildi. Yeni barış görüşmelerinde İsrail ve Suriye arasında arabulucu olarak Türkiye var. Tabii perde gerisinde ise ABD var. Sorun yine aynı noktada tıkanmış durumda. Suriye'nin de İsrail'in de isteklerinde değişen bir şey yok. Değişen tek şey var. Bu defa Suriye'ye su verileceğini ABD vaat etmiyor, bizzat Türkiye bu garantiyi Suriye'ye veriyor.Bu iddiayı elbette biz uydurmuyoruz. Gulf News haber sitesinde yayınlanan bir habere göre Türkiye, Suriye ile İsrail arasındaki barışın "Suya ilişkin bedelini ödeme sözü verdi." Görüşmelere katılan Suriye heyetinden bir yetkili, "Türkiye'nin girişimiyle yapılan son görüşmelerde, "su konusu artık mesele değil". Türkiye'nin, "barış sonrasında Suriye'nin karşılaşabileceği her türlü su sıkıntısını, Fırat nehri üzerinden karşılama sözü verdiğini" açıkladı. Yine aynı yetkili, su sorunu Türkiye'nin verdiği güvence ile çözüldüğünden, "şu anda yürütülen İsrail-Suriye görüşmelerinde asıl sıkıntı Şam yönetiminin İran'la ilişkisi ve İsrail karşıtı hareketlere verdiği destekte düğümlenmiş" durumda" dedi.Böylesi bir durumda Türkiye'den İsrail'e kadar bir boru hattıyla su taşınmasına gerek kalmayacak. Çünkü Türkiye, İsrail'e Tabaria gölünün suyunu bağışlamış olacak. Üstelik de bir kuruş bile almadan. Böylesi bir iyiliği İsrail'e Yahudiler bile karşılık yapmazlar eminim.Türkiye, İsrail için Suriye'ye böyle bir söz gerçekten verdiyse, İsrail-Suriye arasındaki Golan tepeleri ihtilafı Türkiye'ye ihraç edilmiş olacaktır. Türkiye'nin herhangi bir sebepten dolayı Suriye'ye su verememesi durumunda Türkiye-Suriye arasında savaşa kadar gidebilecek gelişmeler ortaya çıkabilecektir. Bu barış görüşmelerinden İran'ın rahatsızlığı da ortada. İran, Türkiye'nin "barış" (!) gayretleriyle Ortadoğu'da yanında kalan son ülke olan Suriye'yi de kaybetmek üzere. İran'ın Türkiye'ye yönelik hislerinin ne olduğunu kestirmek hiç de zor değil. Yukarıda ifade ettiklerimiz gibi problemler doğuracak olan Suriye'ye su sözü vermekten AKP hükümeti hemen vazgeçmelidir. Yoksa bunun faturasını devlet olarak çok ağır bir şekilde ödemek zorunda kalacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024