Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 17 Aralık'taki Brüksel Zirvesi'nde Başbakan Erdoğan'ın 'sözlü evet'ini ve Devlet Bakanı
Beşir Atalay'ın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 3 Ekim 2005'e kadar tanınmasını öngören imzasını görmezlikten gelerek, çok dolaylı bir şekilde bile olsa Kıbrıs Rum yönetimini tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetin "tedbirli" hareket ettiğini savundu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, çok dolaylı bir şekilde bile olsa Kıbrıs Rum yönetimini tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetin "tedbirli" hareket ettiğini belirterek, uyum protokolünün AB Komisyonu ile Türkiye arasında imzalanacağını bildirdi. Gül, AKP Genel Merkezi'nde "5. Olağan Tanıtım ve Medya Başkanları Toplantısı"nda konuştu. Türkiye'nin müzakerelere başlamasıyla ne olacağına da anlatan Gül, "En önemli konu Türkiye'nin istikameti belli oldu. Türkiye'nin önünde artık istikrarlı bir dönem açıldı. Türkiye ne çektiyse istikrarsızlıktan, belirsizlikten, iç kavgalardan çekmiştir. Tarihimizin son 200 yılına bakarsanız istikrarlı dönem toplasanız 20 yılı geçmez" dedi. Gül, şöyle devam etti: "Şimdi artık bundan sonra Türkiye'de sürekli istikrar olacak. Artık Türkiye'ye ara rejimler, müdahaleler yaratacak olaylara sebep kalmayacak, bunlar olmayacak. Dolayısıyla Türkiye'de bundan sonra bu tip ara dönemler gelmeyecek. AB ile beraber olmak Türkiye'ye sadece siyasi istikrar getirmeyecektir. Böyle bir ülke ekonomik olarak çok cazip olacaktır."Gül, Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili tartışmalara da değindi. Kıbrıs Rum yönetimiyle Türkiye'nin herhangi bir şekilde bir araya gelip, herhangi bir protokol, anlaşma imzalamayacağını iddia ederek, şöyle dedi: "Mesele şudur, Türkiye 25 tane ortağı olan bir birlikle biraraya geliyor. AB'nin 25 tane üyesi var. Biri de bizim resmen tanımadığımız Rum yönetimidir. Çünkü aramızdaki ihtilaf devam etmektedir. Sorun çözülmemiştir. Referanduma hayır diyerek sorunun çözümlenmesini önleyenler de onlar olmuştur. Daha önce alınan kararlardan dolayı da Rumlar AB'nin tam üyesi olmuş, önlemek mümkün olmamış. Şu anda karşımızda oturan 25 kişiden biri de Rum yönetimidir. Bizim imzalayacağımız konu AB ile Türkiye arasındaki bir gümrük birliğinin çalışmasını ve kapsamını gösteren bir anlaşmayı, bir protokülü imzalayacağız. Bu protokol 25 AB ülkesi adına onları temsil eden bir komisyonla, AB Komisyonu ile Türkiye arasında imzalanacaktır. Dolayısıyla bizim karşımıza tanımadığımız bir Rum kesiminin temsilcisi oturacak ve onunla Türkiye bir şey imzalamayacaktır. Bütün buna rağmen çok dolaylı bir şekilde bile olsa bir tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetimiz tedbirli hareket etmiştir." Zirve toplantısından sonra Dönem Başkanı Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende'nın "bunun herhangi bir tanıma olmadığını" dünyaya duyurduğunu belirten Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da Rum kesimi temsilcilerinin de olduğu zirve konuşmasında Rumları Türkiye'nin tanımadığını söyleyerek kayıtlara geçirdiğini belirtti.
Beşir Atalay'ın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 3 Ekim 2005'e kadar tanınmasını öngören imzasını görmezlikten gelerek, çok dolaylı bir şekilde bile olsa Kıbrıs Rum yönetimini tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetin "tedbirli" hareket ettiğini savundu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, çok dolaylı bir şekilde bile olsa Kıbrıs Rum yönetimini tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetin "tedbirli" hareket ettiğini belirterek, uyum protokolünün AB Komisyonu ile Türkiye arasında imzalanacağını bildirdi. Gül, AKP Genel Merkezi'nde "5. Olağan Tanıtım ve Medya Başkanları Toplantısı"nda konuştu. Türkiye'nin müzakerelere başlamasıyla ne olacağına da anlatan Gül, "En önemli konu Türkiye'nin istikameti belli oldu. Türkiye'nin önünde artık istikrarlı bir dönem açıldı. Türkiye ne çektiyse istikrarsızlıktan, belirsizlikten, iç kavgalardan çekmiştir. Tarihimizin son 200 yılına bakarsanız istikrarlı dönem toplasanız 20 yılı geçmez" dedi. Gül, şöyle devam etti: "Şimdi artık bundan sonra Türkiye'de sürekli istikrar olacak. Artık Türkiye'ye ara rejimler, müdahaleler yaratacak olaylara sebep kalmayacak, bunlar olmayacak. Dolayısıyla Türkiye'de bundan sonra bu tip ara dönemler gelmeyecek. AB ile beraber olmak Türkiye'ye sadece siyasi istikrar getirmeyecektir. Böyle bir ülke ekonomik olarak çok cazip olacaktır."Gül, Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili tartışmalara da değindi. Kıbrıs Rum yönetimiyle Türkiye'nin herhangi bir şekilde bir araya gelip, herhangi bir protokol, anlaşma imzalamayacağını iddia ederek, şöyle dedi: "Mesele şudur, Türkiye 25 tane ortağı olan bir birlikle biraraya geliyor. AB'nin 25 tane üyesi var. Biri de bizim resmen tanımadığımız Rum yönetimidir. Çünkü aramızdaki ihtilaf devam etmektedir. Sorun çözülmemiştir. Referanduma hayır diyerek sorunun çözümlenmesini önleyenler de onlar olmuştur. Daha önce alınan kararlardan dolayı da Rumlar AB'nin tam üyesi olmuş, önlemek mümkün olmamış. Şu anda karşımızda oturan 25 kişiden biri de Rum yönetimidir. Bizim imzalayacağımız konu AB ile Türkiye arasındaki bir gümrük birliğinin çalışmasını ve kapsamını gösteren bir anlaşmayı, bir protokülü imzalayacağız. Bu protokol 25 AB ülkesi adına onları temsil eden bir komisyonla, AB Komisyonu ile Türkiye arasında imzalanacaktır. Dolayısıyla bizim karşımıza tanımadığımız bir Rum kesiminin temsilcisi oturacak ve onunla Türkiye bir şey imzalamayacaktır. Bütün buna rağmen çok dolaylı bir şekilde bile olsa bir tanımanın ortaya çıkmaması için hükümetimiz tedbirli hareket etmiştir." Zirve toplantısından sonra Dönem Başkanı Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende'nın "bunun herhangi bir tanıma olmadığını" dünyaya duyurduğunu belirten Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da Rum kesimi temsilcilerinin de olduğu zirve konuşmasında Rumları Türkiye'nin tanımadığını söyleyerek kayıtlara geçirdiğini belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.