Dünya Kupası'nda grup aşaması tamamlandı. Grup aşamasında işin açıkçası pek kaliteli maçlar seyredemedik. Tempolar düşük yetenekler yetersizdi.
Almanya'nın üst üste ikinci Dünya Kupası'nda son 16 turuna çıkmaması büyük sürpriz olurken Fas, Japonya ve Güney Kore'nin gruplardan çıkması herkesi şaşırttı.
Grup maçlarında akıllarda kalan Alman futbolcu Musiala oldu.
Son derece kıvrak ve hareketli bir oyuncu olan Musiala topu ayağında çok iyi tutuyor. Aklında sürekli rakip kale var.
Son vuruşlarını geliştirirse süper bir yetenek olarak ortaya çıkabilir. Bakalım gelişimi nasıl olacak.
Bu kupada dikkatimi çeken bir diğer durum da şu. Futbolcular rakiplerine çok sert fauller yapmıyorlar. Şu ana kadar tek kırmızı kart çıktı. Bu da bence futbol adına iyi bir durum.
Evet son 16 turu Hollanda ABD maçı ile başladı. İşin açıkçası son 16 turu maçlarının daha kalitesiz geçeceğini düşünüyordum.
Çünkü maçı kaybedenin eleneceği aşamada takımların açık ve hücum futbolu oynayacağını tahmin etmiyordum.
Fakat Hollanda ABD maçı beni yanılttı. Her iki takım da maçı kazanmayı arzulayan görüntü verdiler.
ABD Hollanda'ya nazaran daha da açık bir futbol oynadı ama maçı 3-1 kaybetti. Bir bakıma açık futbolun cezasını çekti.
Fakat yine de bu cesaret övgüyü hak ediyor. ABD'de benim beğendiğim McKennie, Musah ve Taylor Adams gibi orta saha futbolcuları var.
Ayrıca kanatlarda Pulisic ve Weah gibi kaliteli futbolcular bulunuyor.
Fakat grup maçlarında çok kötü bir performans sergileyen Hollanda çeyrek finale çıkan ilk takım oldu.
Hollanda maçın ilk yarısında daha etkili idi ve bu devreyi 2-0 önde kapattı.
İkinci yarı ABD sol kanatta Reyna ile etkili olmaya çalışırken Hollanda Gakpo'yla olsun Memphis Depay ile olsun hızlı kontrataklar ile etkili olmaya çabaladı.
76'da farkı bire indiren ABD bundan 2 dakika önce de Memphis Depay'ın hatalı pasını kapan Haji Wright ile yüzde yüz bir gol pozisyonunu değerlendiremedi.
İşin enteresan tarafı forvet hattı çok etkili ataklar yapsa da Hollanda gollerinin birini sağ bek Dumfries ve birini de sol bek Daley Blind ile buldu. Ayrıca gollerin asistleri de bu iki bekten geldi. Sonuç olarak benim çok beğendiğim ABD kupaya veda etti.
Hollanda'nın rakibini belirleyecek günün ikinci karşılaşmasında ise kupayı renklendiren Arjantin ile Avustralya karşı karşıya geldi.
Son anları büyük bir heyecan içinde geçen Arjantin-Avustralya maçını Arjantin 2-1 kazandı. Her iki takımın taktik disiplin içine oynadığı ilk yarı bu şekilde oynanan her bölüm gibi heyecansız ve sıkıcı idi.
Bu devre Arjantin'de öne çıkan oyuncu pek yoktu. Biraz Papu Gomez bazen sol kanatta bazen sağ kanatta oyunu zorlamaya çalıştı.
Yine de her şeye rağmen Arjantin bir gol buldu. Golü atan Messi idi. Fakat ben burada Otamendi'yi çok beğendim.
Messi'ye atılan pasa hamle yapmayarak Messi'nin şut çekmesine olanak tanıdı.
İkinci yarı her iki takım için de taktik disiplin kalmadı ve maç olması gerektiği gibi bir heyecan fırtınasına döndü.
Şimdi tabii burada Messi'nin ön plana çıkması gerekir. Ne var ki ben öyle görmedim.
İkinci yarının 25 dakikası sahada bence Mac Allister vardı. Zaten Mac Allister ilk golde Messi'ye asist yapan oyuncuydu.
Mac Allister'ın iyi oynadığı bölümlerde Arjantin çok etkiliydi. Bu anlarda Avustralya, Arjantin kalesine dahi gelemedi.
Arjantin bu süreçte ikinci golü buldu. Bundan sonra ise Avustralya yüklendi.
Fakat özellikle 65'ten sonra nihayet Messi sahneye çıktı. 65'te mesela topu tek başına öyle bir taşıdı ki her türlü övgüyü hak ediyor.
Teknik direktör Scaloni bu anlarda Messi'yi en uca Lautaro Martinez ile birlikte yerleştirince Messi boş alanlarda çok etkili oldu.
Ne var ki Lautaro Martinez gol kaçırmaya yemin etmiş gibi peş peşe iki Messi pasında yüzde yüz golü heba etti.
Evet Arjantin bu sonuçlarla kupayı ayrı bir havaya soktu. Bakalım Hollanda ile eşleşen Arjantin bu rüzgarı kendi lehine en iyi şekilde kullanabilecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025