Hep aynı terbiyesizlik!

Birinci Dünya Savaşında İngilizlere destek için savaşa girip Türk milletinin kanını döken Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin torunları savaşın her yıldönümünde Çanakkale'ye gelir, kafaları çeker, Gelibolu'dan atalarının izini süre süre "Hurra"lar çekerek şehit ettikleri Mehmetçiğin mezarlarını çiğner, üzerine kusarlar.Bunu her yıl yaparlar, bu yıl da yapacaklar. Daha da kötüsü, bu sene Ankara'dan gelen talimatla olsa gerek, Çanakkale Valiliği Çanakkale muharebelerinin cereyan ettiği alanlara Türk gençliğinin girişini yasaklayan bir genelge yayınladı. Bereket, sonradan geri çekildi. Amma bir zihniyet de böylece teşhir edilmiş oldu.Eğer genelge geri çekilmeseydi bu toprağın sahipleri, dedeleri o topraklarda şehit olarak yatanlar Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde metrekareye 7 bin düşman mermisinin düştüğü bu toprakları göğüslerini siper ederek kendilerine emanet eden atalarını ziyaret edip başlarında bir Fatiha okuyamayacak ve fakat onlara o mermileri sıkanlar sarhoş sarhoş o topraklarda geçmişteki kahramanlıklarını yâd edebileceklerdi. Çanakkale'nin muzaffer komutanlarından Mustafa Kemal'in kendilerine kurşun sıkan, canlarını kasteden düşmanların ölüleri için "Onlar artık bizim misafirimizdir" kadirşinaslığını her yıl bu şekilde kötüye kullanmaları ve Türkiye'yi yönetenlerin buna izin vermesini gerçekten içime sindiremiyorum. Misafir misafirliğini bilmelidir. Meselâ bizi Yunanistan Atina'da binlerce Türk'ü "Allah Allah" nidaları ile bizim Avustralyalıları Çanakkale'de karşıladığımız gibi karşılar mı? Hangi Avrupa ülkesi dün çekildiğimiz topraklarda bugün bizim dünkü müstevlilerin yaptıklarına benzer şeyler yapmamıza izin verir?Geldiler?Önce Çanakkale'deki camilerin minarelerini bombaladılar. Ardından bu vatanın ayakları çıplak, karınları aç çelimsiz gençlerini topları ile makineli tüfekleri ve savaş uçaklarından attıkları kimyasal silahlarla katletmeye başladılar ve onca güçlerine rağmen bu imanlı göğüslerin sopasını yiyip, ıslak ve yaralı köpekler gibi kuyruklarını kıstırıp arkalarına bakmadan çekip gittiler?Şimdi ne yüzle geri geliyorlar?Hadi onlarda arlanma utanma yok, bizimkiler hangi yüzle bu tür küstahlıklara izin veriyor?Gelip, "Biz o gün yanlış yaptık, bu topraklar sizin vatanınızdı, korumak hakkınızdı, biz ölümü hak ettik, katil olduk, siz şehit oldunuz. Özür dileriz, bu kötü günler ebedî dostluğumuz için vesile olsun" diye gelsinler, onları otellerde değil evlerimizde ağırlayalım?Ama hayır, böylesine hayır. Böylesine izin verenlere de hayır diyorum; benim içime sinmiyor arkadaş?