Numan Kurtulmuş’un AKP’ye geçişinin yankıları devam ederken, AKP’den başka transferlerin de olacağına dair açıklamalar geldi. Bu haberlere göre sırada Süleyman Soylu’dan sonra Fatih Erbakan var, ayrıca BBP’den de önemli isimlerin AKP’ye transfer olacağı söylendi. Ondan sonra başta SP olmak üzere DP, BBP’nin de AKP’ye katılacağı belirtiliyor. Aynı zamanda bu proje MHP’yi de baraj altında bırakıp devreden çıkarma projesidir.
Tayyip Erdoğan’ın bu hamleler ile yapmak istediğinin merkez sağı kendi partisi altında toplamak ve partide kendisinden sonra lider bir isim yerine, partide karar kurulları oluşturarak partiyi kendisinden sonraki bir lider sultasından korumak olduğu AKP’nin kendi sözcüleri tarafından ifade ediliyor.
Bu arada şunu da söylemek gerek, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları 2001 yılında Milli Görüş gömleğini üzerlerinden çıkartarak Saadet Partisi’nden ayrıldılar ve AKP’yi kurdular. 11 senelik süreçte AKP balonu şişirildi ve büyüdü. AKP, bağrından koptuğu Saadet Partisi ve onun uzantısı HAS Parti’yi bünyesine katarak, 2000 yılında Milli Görüş gömleğini taşıyan Saadet Partisini, ABD projesi olan ılımlı İslam söylemine dönüştürmüş olacak.
Saadet Partisi, “Şeriat gelecek zulüm bitecek” diye, HAS Parti ise “Nemrutlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız” diyerek tabanlarını manipüle ettiler. Milliyetçilerin iktidar olduğu dönemde en büyük zararı milliyetçi vatandaşlarımız gördü. Milliyetçilerin bu politikalarını beğenmeyen bazı Milliyetçiler ayrılarak başka bir parti kurdular. Bugün ayrılan bu Milliyetçiler AKP çatısı altında toplanmaya hazırlanıyorlar. O tarihlerde farklı söylemleri olduğu düşünülen bu partiler, bugün ABD’nin istediği noktaya getirildiler. Bu oyunun içyüzünü göremeyen halk bunu maalesef yuttu. Şimdi bu partiler, o gün görevlerini ifa ettikten sonra esas ait oldukları çatı altında toplanmaya başladılar.
Tabiidir ki, yapılması planlanan bu hareket pek çok yoruma açıktır ve yeni gelişmelere de gebedir. Anlaşılıyor ki, sağ kesimi AKP çatısı altında bir araya getirme, sol çizgiyi de tek söylem ekseninde birleştirip iki partili sisteme geçme projesi derin Amerika’nın Türkiye’de arzuladığı sistemdir. ABD’nin bu projesi AKP iktidarında hayata geçecekmiş gibi duruyor.Bu Sol-Sağ Çatının olmazsa olmaz ortak paydası; Ekonomide Kapitalizm, dağılma sürecine girmesine rağmen AB üyeliğinde teslimiyetçilik, ABD ve AB gölgesinde dış politikaların belirlenmesi, özellikle de Orta Doğu’da İsrail’in güvenliğinin sağlanması, iç politikada çok hukuklu ,çok dilli,federal yapıya geçişi sağlayacak icraatların benimsenmesi, milli, manevi ve kültürel değerlerin ‘Dinlerarası diyalog’ projesi çerçevesinde yeniden yapılandırılıp düzenlenmesidir. Bu Şartlar ABD’nin olmazsa olmazıdır. Aslında aynı olan bu ikilinin farkı sadece isimlerindedir.
Dolayısıyla, seçimin iki parti arasında geçmesi sağlanmak istenmektedir. Secim baraj yüzde 10 gibi görünmekle beraber bir 2. partinin (iki parti aynı olduğuna göre) meclise girmesi daha da zorlaşacaktır. Ama diğer taraftan, zor görünen bu tablo aslında çok büyük bir avantajı da beraberinde getirmektedir. Zira saflar halkın anlayacağı şekilde netleşmeye başlamıştır.
Türkiye’nin bu İkinci partisi hiç şüphesiz BTP’den başkası değildir. BTP; ulusalcıdır, Mandacılığın her türlüsüne karşıdır. Lozan’da tanımını bulan Türk milliyetçisidir. Fundamentalist değil dindardır. Kapitalizme karşı ‘Milli Ekonomi Modeli’nin uygulanmasından yanadır. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarımızın eşit statüde kardeş olduğuna ve her bir vatandaşımızın devletin kurucu temel üyesi olduğuna inanan, AB devletleriyle menfaatlerimizi koruyacak komşuluğa evet AB üyeliğine hayır diyen, çözümü, projesi ve tezi olan, her bireye iş ve aş sunacak, toplumun tümünü kucaklayan siyasi bir oluş olarak kendini ifade etmektedir.
Bu aslında Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi BTP’nin farkının da daha fazla anlaşılacağı bir dönem olacaktır. Prof. Dr. Haydar Baş’ın başında olacağı BTP iktidarında, Türkiye Cumhuriyetindeki 75 milyon insan, Batıya karşı onurlu bir duruşun, can, mal, namus emniyetinin, din ve vicdan özgürlüğünün huzurunu ve gururunu yaşayacaktır. O yüzden BTP’nin iktidarı 75 milyonun iktidarıdır.
Tayyip Erdoğan’ın bu hamleler ile yapmak istediğinin merkez sağı kendi partisi altında toplamak ve partide kendisinden sonra lider bir isim yerine, partide karar kurulları oluşturarak partiyi kendisinden sonraki bir lider sultasından korumak olduğu AKP’nin kendi sözcüleri tarafından ifade ediliyor.
Bu arada şunu da söylemek gerek, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları 2001 yılında Milli Görüş gömleğini üzerlerinden çıkartarak Saadet Partisi’nden ayrıldılar ve AKP’yi kurdular. 11 senelik süreçte AKP balonu şişirildi ve büyüdü. AKP, bağrından koptuğu Saadet Partisi ve onun uzantısı HAS Parti’yi bünyesine katarak, 2000 yılında Milli Görüş gömleğini taşıyan Saadet Partisini, ABD projesi olan ılımlı İslam söylemine dönüştürmüş olacak.
Saadet Partisi, “Şeriat gelecek zulüm bitecek” diye, HAS Parti ise “Nemrutlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız” diyerek tabanlarını manipüle ettiler. Milliyetçilerin iktidar olduğu dönemde en büyük zararı milliyetçi vatandaşlarımız gördü. Milliyetçilerin bu politikalarını beğenmeyen bazı Milliyetçiler ayrılarak başka bir parti kurdular. Bugün ayrılan bu Milliyetçiler AKP çatısı altında toplanmaya hazırlanıyorlar. O tarihlerde farklı söylemleri olduğu düşünülen bu partiler, bugün ABD’nin istediği noktaya getirildiler. Bu oyunun içyüzünü göremeyen halk bunu maalesef yuttu. Şimdi bu partiler, o gün görevlerini ifa ettikten sonra esas ait oldukları çatı altında toplanmaya başladılar.
Tabiidir ki, yapılması planlanan bu hareket pek çok yoruma açıktır ve yeni gelişmelere de gebedir. Anlaşılıyor ki, sağ kesimi AKP çatısı altında bir araya getirme, sol çizgiyi de tek söylem ekseninde birleştirip iki partili sisteme geçme projesi derin Amerika’nın Türkiye’de arzuladığı sistemdir. ABD’nin bu projesi AKP iktidarında hayata geçecekmiş gibi duruyor.Bu Sol-Sağ Çatının olmazsa olmaz ortak paydası; Ekonomide Kapitalizm, dağılma sürecine girmesine rağmen AB üyeliğinde teslimiyetçilik, ABD ve AB gölgesinde dış politikaların belirlenmesi, özellikle de Orta Doğu’da İsrail’in güvenliğinin sağlanması, iç politikada çok hukuklu ,çok dilli,federal yapıya geçişi sağlayacak icraatların benimsenmesi, milli, manevi ve kültürel değerlerin ‘Dinlerarası diyalog’ projesi çerçevesinde yeniden yapılandırılıp düzenlenmesidir. Bu Şartlar ABD’nin olmazsa olmazıdır. Aslında aynı olan bu ikilinin farkı sadece isimlerindedir.
Dolayısıyla, seçimin iki parti arasında geçmesi sağlanmak istenmektedir. Secim baraj yüzde 10 gibi görünmekle beraber bir 2. partinin (iki parti aynı olduğuna göre) meclise girmesi daha da zorlaşacaktır. Ama diğer taraftan, zor görünen bu tablo aslında çok büyük bir avantajı da beraberinde getirmektedir. Zira saflar halkın anlayacağı şekilde netleşmeye başlamıştır.
Türkiye’nin bu İkinci partisi hiç şüphesiz BTP’den başkası değildir. BTP; ulusalcıdır, Mandacılığın her türlüsüne karşıdır. Lozan’da tanımını bulan Türk milliyetçisidir. Fundamentalist değil dindardır. Kapitalizme karşı ‘Milli Ekonomi Modeli’nin uygulanmasından yanadır. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarımızın eşit statüde kardeş olduğuna ve her bir vatandaşımızın devletin kurucu temel üyesi olduğuna inanan, AB devletleriyle menfaatlerimizi koruyacak komşuluğa evet AB üyeliğine hayır diyen, çözümü, projesi ve tezi olan, her bireye iş ve aş sunacak, toplumun tümünü kucaklayan siyasi bir oluş olarak kendini ifade etmektedir.
Bu aslında Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi BTP’nin farkının da daha fazla anlaşılacağı bir dönem olacaktır. Prof. Dr. Haydar Baş’ın başında olacağı BTP iktidarında, Türkiye Cumhuriyetindeki 75 milyon insan, Batıya karşı onurlu bir duruşun, can, mal, namus emniyetinin, din ve vicdan özgürlüğünün huzurunu ve gururunu yaşayacaktır. O yüzden BTP’nin iktidarı 75 milyonun iktidarıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Harun Kayacı / diğer yazıları
- Magazin siyasetinden kurtulmak / 26.03.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025
- Bizim durumumuz Fransa’ya benzemez / 21.02.2025
- Sizler hangi kitabın Müslümanısınız / 20.02.2025
- İktidarın muhalefete ihtiyacı var / 24.01.2025
- Aydınlığa nasıl çıkacağız? / 23.01.2025
- Bir kongreden fazlası / 19.01.2025
- Cumhuriyetten rahatsız olanlar / 16.01.2025
- Çözümün adresi, Türkiye’nin B planı / 25.03.2025
- Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, oyuna da gelmeyeceğiz / 17.03.2025
- 27 Şubat 2013 / 02.03.2025
- Bizim durumumuz Fransa’ya benzemez / 21.02.2025
- Sizler hangi kitabın Müslümanısınız / 20.02.2025
- İktidarın muhalefete ihtiyacı var / 24.01.2025
- Aydınlığa nasıl çıkacağız? / 23.01.2025
- Bir kongreden fazlası / 19.01.2025
- Cumhuriyetten rahatsız olanlar / 16.01.2025