Teknik olarak mümkün olsaydı da, merhum Haydar Baş'ın basiretinin ve ferasetinin zekâtı, santim santim, metre metre, ya da gram gram, kilo kilo ve okka okka, mevcut siyasi iktidarın üst kademesine dağıtılsaydı, ülke ve millet olarak bugün içinde debelendiğimiz birçok problem belki hiç semtimize dahi uğramayacaktı.
Ekonomik gidişat hakkında söyledikleri, geliştirdiği tezler, yaptığı ciddi eleştiriler ve sunduğu reçeteler elbette kitaplık çapta meselelerdir, bugüne kadar çok şey yazılmıştır ve bundan sonra da yazılacaktır.
Mevcut iktidar partisi, daha kuruluş aşamasında iken, kuruluş hazırlıkları ve görüşmeleri yapılırken, merhum Haydar Hoca'nın, Dinler arası Diyalog ve FETÖ konusundaki uyarıları dikkate alın saydı, ülke için bir felaket olan 15 Temmuz 2016 darbe girişimi olmayacaktı, hesapsız maddi ve manevi kayıplar ve can kayıpları yaşanmayacaktı.
Bugün, ülkenin sırtında ciddi bir kambur, taşınamaz bir yük haline gelen Suriyeli sığınmacılar ya da mülteciler meselesinde, bilindiği üzere iktidar Şam yönetimi ile diyalog arayışları peşinde ve gerekli her adımı atmaya hazır olduğunu beyan eden açıklamalar yapıyor.
Mevcut iktidarın, bugün atmaya hazırlandığı adımlara, merhum Haydar Baş yaklaşık on sene evvel işaret etmiş, neredeyse her konuşmasında dikkatleri çekmişti.
Ellerin sözlerine, sinsi plan ve projelerine uyarak daha dün kardeşim dediğiniz Esat'la, Şam yönetimi ile kavga etmeniz, kavgaya tutuşmanız, her iki ülke için de bir yıkım olur, çok ağır faturalar doğurur demişti.
Haydar Hoca her fırsatta, orta yerde, Suriye ile kavga etmeyi gerektirecek hiç bir sebep olmadığını, tam aksine bölgedeki emperyalist planları boşa çıkarmak için iki ülkenin daha sıkı ve daha akıllıca ilişkiler içinde olmaları gerektiğini söyledi durdu.
İktidar çevreleri, yaklaşık on sene sonra Haydar Baş'ın savunduğu çizgiye geldiler ama neden sonra?
O tarafta, yaklaşık on milyon insanın yerinden yurdundan edilmesinden, yüz binlerce can kaybının yaşanmasından sonra…
O tarafta, hesapsız maddi kayıpların yanı sıra, İslam mimarisinin şaheserlerinin yer aldığı şehirlerin yakılıp-yıkılmasından sonra…
Bu tarafta ise, resmi beyanlara göre beş milyonu içerde, beş milyonu da dışarıda olmak üzere, toplamda on milyon Suriyeli mültecinin barınma ve iaşe ihtiyaçlarını karşılamak gibi ağır bir yükün altına girilmiş oldu.
Sözünü ettiğimiz sadece şu iki hususta bile, merhum Haydar Hoca'ya kulak verilmiş olsaydı, ülkemiz ve milletimiz bu felaketlere duçar olmayacaktı.
On sene sonra dahi olsa, Haydar Baş'ın çizgisine gelinmiş olması elbette sevindirici bir gelişmedir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- Soru dağları kardan olsaydı… / 05.12.2024
- Haramilere haramdan bahsetmek beyhudedir / 03.12.2024
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- Soru dağları kardan olsaydı… / 05.12.2024
- Haramilere haramdan bahsetmek beyhudedir / 03.12.2024
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024