Çok değerli dostumuz, fikir ve gönül yoldaşımız, BTP Nizip ilçe başkanı Mustafa Kaya kardeşimiz elim bir kaza sonucunda aramızdan ayrıldı. Vefatı bizi derdinden üzdü ama Allah’ın takdirinin önüne geçmek asla mümkün değildir. Her can gibi o da ölüm acısını tattı. Allah’tan geldi, Allah’a gitti… Rabbim sualini kolay veren, kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olan ve cennetinde de cemalini görme şerefine erenlerden eylesin. Âmin
Mustafa kardeşimiz vatanını milletini ve Rabbini seven; fedakâr, dürüst ve çalışkan bir arkadaşımızdı. Onunla birlikte çok verimli çalışmalarda bulunduk. Kendi gücünce bir şeyler ortaya koydu ve inşallah huzuru mahşerde Rabbim emeğinin karşılığını fazlasıyla verecektir.
İnsan yakın bir dostunun vefatı dolayısıyla ölümü daha yakın ve daha derinden tefekkür etme fırsatı yakalıyor. Madem ki ölümden kaçış yoktur ve herkes takdir edilen ömür müddetini tamamlayıp bu dünyadan göçecek, o zaman akıllı olan kişilere düşen görev ömür sermayesini dikkatli ve verimli kullanmaktır.
İnsanlar “hayat ölüm dengesini” koruyamadıklarından, yaratılış gayelerinin dışına çıkmaya başlamışlardır. Her canlı için mademki ölüm kaçınılmaz bir gerçektir; O zaman hayatı da ölüm eksenli düşünmek zorundayız. Canlılar, hayatını devam ettirirken ansızın ölebilmektedir. Hiçbir canlı hayatının nasıl, nerede, ne şekilde, biteceğini bilemez. O halde; dünya hayatımızı devam ettirirken, her an ölebileceğimizi de hesaba katarak yaşarsak, sürprizle karşılaşmamış oluruz. Peygamberimiz bu konuda bizi çok net bir şekilde uyarmıştır:
“Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: “Bu insanı temsil eder” buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: “Bu da ecelini temsil eder” buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: “Bu da emeldir” dedi ve ilâve etti: “İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir.” (kütübi-sitte /148)
Ama biz böylemi yapıyoruz. Maalesef, dünyalık işlerimiz konusunda; yarını bırakın da onlarca sene sonranın hesaplarını yaparken “yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecek gibi de dünyaya çalışın” ölçüsünü unutup, hiç ölmeyecekmiş gibi sadece dünya ile alakalı hesaplar peşinde koşmaktayız.
O zamanda yol almamaktayız “ mümin iki kanatlı kuş gibidir, bir kanadı dünya içindir, bir kanadı da, ahiret içindir” kuralı ihlal edildiği için seyrimiz ve hedefimiz şaşmaktadır. Onun içindir ki gerçek huzurdan mahrum yaşamaktayız. Biz dünya ile alakalı plansız ve programsız yaşansın demiyoruz. Aksine gerek dünya, gerekse ahiretle alakalı konuların ihmal edilmeden yaşanmasından yanayız.
Nasıl bir duyguyla bu dünya hayatını sürdüreceğimiz de yine Peygamberimiz tarafında bildirilmiştir.
“İbnu Ömer (ra) anlatıyor: “Resûlullah (sav) omzumdan tuttu ve: “Sen dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu. İbnu Ömer (ra) hazretleri şöyle diyordu: “Akşama erdinmi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi, akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.” (kütübi-sitte /149)
Ne mutlu hayat ölüm dengesini kurabilenlere, ne mutlu ölüme her an hazırlıklı olanlara…
Mustafa kardeşimiz vatanını milletini ve Rabbini seven; fedakâr, dürüst ve çalışkan bir arkadaşımızdı. Onunla birlikte çok verimli çalışmalarda bulunduk. Kendi gücünce bir şeyler ortaya koydu ve inşallah huzuru mahşerde Rabbim emeğinin karşılığını fazlasıyla verecektir.
İnsan yakın bir dostunun vefatı dolayısıyla ölümü daha yakın ve daha derinden tefekkür etme fırsatı yakalıyor. Madem ki ölümden kaçış yoktur ve herkes takdir edilen ömür müddetini tamamlayıp bu dünyadan göçecek, o zaman akıllı olan kişilere düşen görev ömür sermayesini dikkatli ve verimli kullanmaktır.
İnsanlar “hayat ölüm dengesini” koruyamadıklarından, yaratılış gayelerinin dışına çıkmaya başlamışlardır. Her canlı için mademki ölüm kaçınılmaz bir gerçektir; O zaman hayatı da ölüm eksenli düşünmek zorundayız. Canlılar, hayatını devam ettirirken ansızın ölebilmektedir. Hiçbir canlı hayatının nasıl, nerede, ne şekilde, biteceğini bilemez. O halde; dünya hayatımızı devam ettirirken, her an ölebileceğimizi de hesaba katarak yaşarsak, sürprizle karşılaşmamış oluruz. Peygamberimiz bu konuda bizi çok net bir şekilde uyarmıştır:
“Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) yere bir çizgi çizdi ve: “Bu insanı temsil eder” buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: “Bu da ecelini temsil eder” buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: “Bu da emeldir” dedi ve ilâve etti: “İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir.” (kütübi-sitte /148)
Ama biz böylemi yapıyoruz. Maalesef, dünyalık işlerimiz konusunda; yarını bırakın da onlarca sene sonranın hesaplarını yaparken “yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecek gibi de dünyaya çalışın” ölçüsünü unutup, hiç ölmeyecekmiş gibi sadece dünya ile alakalı hesaplar peşinde koşmaktayız.
O zamanda yol almamaktayız “ mümin iki kanatlı kuş gibidir, bir kanadı dünya içindir, bir kanadı da, ahiret içindir” kuralı ihlal edildiği için seyrimiz ve hedefimiz şaşmaktadır. Onun içindir ki gerçek huzurdan mahrum yaşamaktayız. Biz dünya ile alakalı plansız ve programsız yaşansın demiyoruz. Aksine gerek dünya, gerekse ahiretle alakalı konuların ihmal edilmeden yaşanmasından yanayız.
Nasıl bir duyguyla bu dünya hayatını sürdüreceğimiz de yine Peygamberimiz tarafında bildirilmiştir.
“İbnu Ömer (ra) anlatıyor: “Resûlullah (sav) omzumdan tuttu ve: “Sen dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol” buyurdu. İbnu Ömer (ra) hazretleri şöyle diyordu: “Akşama erdinmi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi, akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.” (kütübi-sitte /149)
Ne mutlu hayat ölüm dengesini kurabilenlere, ne mutlu ölüme her an hazırlıklı olanlara…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025