Son yılların, belki son on yılların yönetici kadroları arasında git gide yaygınlaşan ciddi bir arızaya, ciddi bir aksaklığa şahit oluyoruz.
Oturduğu koltuğun hakkını versin vermesin, üzerine aldığı emanete sahip çıksın çıkmasın, madem ki o koltukta oturmaktadır her hal ve şartta halktan alkış beklemekte ve eleştirilerden müthiş rahatsız olmaktadır.
Hatta, bir işin oluşmasında ve başarılmasında zerre kadar katkısı olmadığı halde, söz konusu başarıdan ısrarla övgüler beklemektedir.
İşgal ettiği koltukta, yönetmekte olduğu kurumda dikkatsizlikten ve beceriksizlikten ve belki de kasıtlı olarak hesapsız zararlara sebep olduğu halde hala çevresinden alkış bekleyenler ve haklı eleştirilere surat asanlar oldukça fazla etrafımızda.
Başında bulunduğun kurumu telafisi imkansız zararlara uğratmışsın ama alkış bekliyorsun.
Yönettiğin kamu kurumunu gırtlağına kadar borca batırmışsın, belki gelecek kuşakları dahi borçlandırmışsın ama 'bu ne iş?' diye soranlara bozuluyorsun.
Yıllar içinde üst üste yaptığın hataların toplamı, kitleleri bir kuru ekmeğe, bir kuru soğana, en temel gıda maddelerine muhtaç hale getirmiş ama sen bilmem hangi yüzle aynı kitlelerden hala alkış bekliyorsun ve eleştirenlere darılıyorsun.
Üstlendiğin yönetim emanetini sonuna kadar kötüye kullanmışsın, yetkini, ehil olanları seçmede değil de eş, dost, akrabayı o kuruma yerleştirmede kullanmışsın, yaptığın hatalar dört bir yana yayılmış ama yine de haklarını gasp ettiğin insanlardan beğeni bekliyorsun ve asla eleştiri beklemiyorsun.
Aldığın kararlar, attığın imzalar, yaptığın ve yaptırdığın yeni düzenlemeler, fakiri iyice fakir yapmış, zenginin servetini lahana gibi katlamış, zengin-fakir arasındaki uçurumun derinleştikçe derinleşmesine yol açmış ama sen hala kitlelerden alkış bekliyorsun, eleştirilerden de müthiş rahatsız oluyorsun.
Bütün bunların hepsi bir tarafa, elde edilen bir başarıda zerre kadar katkın, zerre kadar bir payın olmadığı halde, söz konusu başarıya gelecek alkışlardan da pay almak istiyorsun.
Böylesi tiplere, bu türden yönetici esnafına ayna olacak bir ayeti hatırlatarak yazımızı sonlandıralım:
"O ettikleriyle zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık, onları azaptan kurtulmuş da sanma. Korkunç bir azap vardır onlar için."(Ali İmran:188)
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025