Hasan el-Askeri’nin doğumu ve künyesi
Künyesi; Ebu Muhammed el-Hasan b. Ali b. Muhammed el- Hâdî b. Muhammed el-Cevâd b. Ali er-Rızâ b. Mûsâ el-Kâzım b. Ca’fer es-Sâdık b. Muhammed el-Bâkır b. Ali Zeyne’l-âbidîn b. el-Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib’dir
08.06.2024 18:01:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Künyesi; Ebu Muhammed el-Hasan b. Ali b. Muhammed el- Hâdî b. Muhammed el-Cevâd b. Ali er-Rızâ b. Mûsâ el-Kâzım b. Ca'fer es-Sâdık b. Muhammed el-Bâkır b. Ali Zeyne'l-âbidîn b. el-Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib'dir.
"el-Askerî" olarak bilinir. "el- Askerî" lakabı ikâmet ettiği yer olan Samarra'ya atfen verilmiştir. Ayrıca; el-Hâdî, er-Refîk, ez-Zekî, en-Nâkî, İbnu'r-Rızâ ve Ebu Muhammed lakapları da vardır. Hasan el-Askerî, Medine'de 6 Rebîu'l-evvel 231/31 Ekim 845'te doğmuştur.
Hasan el-Askerî'nin Samarra'da doğmuş olması da ihtimal dâhilinde olsa da, Ali b. Muhammed el-Hâdî, 234/848 yılına kadar Samarra'da gözaltında tutulduğuna göre o tarihe kadar ailesinin Medine'de olduğu varsayılırsa; Hasan el-Askerî'nin Medine'de doğmuş olması kuvvetle muhtemeldir.
Hasan el-Askerî'nin Medine'de doğduğunu destekleyen, Kuleynî'nin İshak'tan rivâyet ettiği bir haberde Ebu Hamza, "Bu çocuk Medine'de doğduğuna göre Türkçe, Rumca ve Farsça'yı nasıl öğrendi?" diye sormuştur. Annesi Hudis, Süvsen veya Asfan adında bir cariyedir.
Hasan el-Askerî, 2 ya da 4 yaşındayken babası Ali b. Muhammed el-Hâdî'nin, Abbâsî halifesi Mütevekkil'e suikast planı içinde olduğu şüphesiyle babası ile beraber Samarra'ya hükümlü olarak sevk edilmiştir. Samarra'da kendi evinde gözetim altında yaşamasına müsaade edilmiş, daha sonra ailesinin de yanına gelmesine izin verilmiştir.
Ehl-i Beyt dostlarınca, gelenekte İmamların ölümleri ile takipçilerinin kim olacağı konusunda ihtilaf ve bölünmeler ortaya çıktığında İmamlarla ilgili bazı deliller öne sürülmüştür.
Deliller daha çok bir önceki İmam'a ait haberlerdir. Muhammed el-Cevâd'da olduğu gibi küçük yaştan itibaren İmamların imametlerine delil getirilerek İmam olmalarına haklı gerekçeler ortaya konmak istenmiştir.
İmamî kaynaklara göre Hasan el-Askerî de küçük yaşta taşıdığı bazı üstün özellikleri dolayısı ile İmam olarak Allah tarafından belirlenmiştir.
Aşağıda İshak'tan rivâyetle Ebu Hamza'nın başından geçen diyalogda Hasan el-Askerî'nin imametine delil olma özelliği de ayrıca vurgulanmaktadır:
"Ebu Muhammed (Hasan el-Askerî), Türk ve Rum çocuklarla dilleri neyse ona göre konuşuyordu. Bu duruma şaşırdım, dedim ki: 'Bu çocuk Medine'de doğmuş olmasına rağmen Türkçe'yi, Rumca'yı ve Farsça'yı nasıl konuşur.'
Ebu'l-Hasan, 'Allah, kullarına delilini her yönden açıklar. Dilleri öğretir, insanları tanıtır, ecelleri, olayları bildirir. Böyle olmazsa Hüccet ile O'na uyanlar arasında nasıl fark olur?' der."
Öyle görülüyor ki, Hasan el-Askerî, dinî tedrisata erken yasta başlamış, belli ki Hindistan'dan gelen hacılardan Hintçeyi, Türklerden Türkçeyi, İranlılardan Farsçayı öğrenmiştir.
Hasan el-Askerî ile ilgili İmamî kaynaklarda harikulâde bazı olaylar anlatılır.
Bunların birisi şöyledir: Hasan el-Askerî çocukken kuyuya düşmüş, olayı gören bir kadın telaş içinde Hasan el-Askerî'nin babasına haber vermiş.
Kuyunun başına geldiklerinde Hasan el-Askerî'nin suyun yüzeyinde neşeyle oynadığını görmüşlerdir. Çok geçmeden suyun birden yükseldiğine ve Hasan el-Askerî'yi güvenli bir şekilde zemine çıkardığına şahit olmuşlardır.
İMAM HASAN ASKERÎ'NİN ANNESİ
Bu hanım zamanının İslam ilimlerine vâkıf olan hanımlarındandır. İmam'ın (Hasan Askerî'nin) şehit edilişinden sonra Ehl-i Beyt dostlarının sığınağı, dayanağı olmuştur.
On birinci İmam Hasan Askerî Abbasî halifelerinin emriyle Samarra'da "Asker" diye bilinen bir mahallede mecburi ikamete tâbi tutulduğu için "Askerî" diye anılmaktadır.
Nâkî ve Zeki, İmam'ın en meşhur lakablarıdır. Künyesi "Ebu Muhammed"dir.
Babası şehit olduğunda 22 yaşında idi. İmamet süresi 6 yıldır. Mübarek ömrü ise 28 yıldır. Hicrî 260 yılında (Miladî 874) şehit edildi. Samarra'da evinde babasının mezarının yanına defnedildi.
İmam Hasan el-Askerî, üç Abbasî halifesiyle aynı dönemde yaşamıştır:
1- el-Mutezzibillah
2- el-Muhtedibillah
3- el-Mutemidbillah.
(Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
"el-Askerî" olarak bilinir. "el- Askerî" lakabı ikâmet ettiği yer olan Samarra'ya atfen verilmiştir. Ayrıca; el-Hâdî, er-Refîk, ez-Zekî, en-Nâkî, İbnu'r-Rızâ ve Ebu Muhammed lakapları da vardır. Hasan el-Askerî, Medine'de 6 Rebîu'l-evvel 231/31 Ekim 845'te doğmuştur.
Hasan el-Askerî'nin Samarra'da doğmuş olması da ihtimal dâhilinde olsa da, Ali b. Muhammed el-Hâdî, 234/848 yılına kadar Samarra'da gözaltında tutulduğuna göre o tarihe kadar ailesinin Medine'de olduğu varsayılırsa; Hasan el-Askerî'nin Medine'de doğmuş olması kuvvetle muhtemeldir.
Hasan el-Askerî'nin Medine'de doğduğunu destekleyen, Kuleynî'nin İshak'tan rivâyet ettiği bir haberde Ebu Hamza, "Bu çocuk Medine'de doğduğuna göre Türkçe, Rumca ve Farsça'yı nasıl öğrendi?" diye sormuştur. Annesi Hudis, Süvsen veya Asfan adında bir cariyedir.
Hasan el-Askerî, 2 ya da 4 yaşındayken babası Ali b. Muhammed el-Hâdî'nin, Abbâsî halifesi Mütevekkil'e suikast planı içinde olduğu şüphesiyle babası ile beraber Samarra'ya hükümlü olarak sevk edilmiştir. Samarra'da kendi evinde gözetim altında yaşamasına müsaade edilmiş, daha sonra ailesinin de yanına gelmesine izin verilmiştir.
Ehl-i Beyt dostlarınca, gelenekte İmamların ölümleri ile takipçilerinin kim olacağı konusunda ihtilaf ve bölünmeler ortaya çıktığında İmamlarla ilgili bazı deliller öne sürülmüştür.
Deliller daha çok bir önceki İmam'a ait haberlerdir. Muhammed el-Cevâd'da olduğu gibi küçük yaştan itibaren İmamların imametlerine delil getirilerek İmam olmalarına haklı gerekçeler ortaya konmak istenmiştir.
İmamî kaynaklara göre Hasan el-Askerî de küçük yaşta taşıdığı bazı üstün özellikleri dolayısı ile İmam olarak Allah tarafından belirlenmiştir.
Aşağıda İshak'tan rivâyetle Ebu Hamza'nın başından geçen diyalogda Hasan el-Askerî'nin imametine delil olma özelliği de ayrıca vurgulanmaktadır:
"Ebu Muhammed (Hasan el-Askerî), Türk ve Rum çocuklarla dilleri neyse ona göre konuşuyordu. Bu duruma şaşırdım, dedim ki: 'Bu çocuk Medine'de doğmuş olmasına rağmen Türkçe'yi, Rumca'yı ve Farsça'yı nasıl konuşur.'
Ebu'l-Hasan, 'Allah, kullarına delilini her yönden açıklar. Dilleri öğretir, insanları tanıtır, ecelleri, olayları bildirir. Böyle olmazsa Hüccet ile O'na uyanlar arasında nasıl fark olur?' der."
Öyle görülüyor ki, Hasan el-Askerî, dinî tedrisata erken yasta başlamış, belli ki Hindistan'dan gelen hacılardan Hintçeyi, Türklerden Türkçeyi, İranlılardan Farsçayı öğrenmiştir.
Hasan el-Askerî ile ilgili İmamî kaynaklarda harikulâde bazı olaylar anlatılır.
Bunların birisi şöyledir: Hasan el-Askerî çocukken kuyuya düşmüş, olayı gören bir kadın telaş içinde Hasan el-Askerî'nin babasına haber vermiş.
Kuyunun başına geldiklerinde Hasan el-Askerî'nin suyun yüzeyinde neşeyle oynadığını görmüşlerdir. Çok geçmeden suyun birden yükseldiğine ve Hasan el-Askerî'yi güvenli bir şekilde zemine çıkardığına şahit olmuşlardır.
İMAM HASAN ASKERÎ'NİN ANNESİ
Bu hanım zamanının İslam ilimlerine vâkıf olan hanımlarındandır. İmam'ın (Hasan Askerî'nin) şehit edilişinden sonra Ehl-i Beyt dostlarının sığınağı, dayanağı olmuştur.
On birinci İmam Hasan Askerî Abbasî halifelerinin emriyle Samarra'da "Asker" diye bilinen bir mahallede mecburi ikamete tâbi tutulduğu için "Askerî" diye anılmaktadır.
Nâkî ve Zeki, İmam'ın en meşhur lakablarıdır. Künyesi "Ebu Muhammed"dir.
Babası şehit olduğunda 22 yaşında idi. İmamet süresi 6 yıldır. Mübarek ömrü ise 28 yıldır. Hicrî 260 yılında (Miladî 874) şehit edildi. Samarra'da evinde babasının mezarının yanına defnedildi.
İmam Hasan el-Askerî, üç Abbasî halifesiyle aynı dönemde yaşamıştır:
1- el-Mutezzibillah
2- el-Muhtedibillah
3- el-Mutemidbillah.
(Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.