Hala ısrar mı ediyorsun?

Her yerde kaos, her yerde korku, birçok yerde kan var. Ülkemizin basitçe geldiği durum bu? Ama asıl kaos, asıl korku bundan sonra başlayacak. Okullar açılıyor. 17, 18 milyon öğrenci okullara gidecek. Nasıl gidecek? Can güvenliklerini kim, nasıl sağlayacak? Öyle ya! Bu gencecik insanlar ülkemizin birliğine, beraberliğine, üniter yapısına, anayasal dokusuna göz koyanlar için açık hedef.Ekonomi çöktü. En iyimser tabirle, çöküyor. Can, mal güvenliği tehlikede. Ülkemiz siyasetçileri ise laf yarışındalar. Kimisi muhtarlara, müftülere vaaz ve talimat verirken diğerleri hayırlı, hayırsız oğul nasıl olur, sıkıyönetimi, sıkmayan yönetimi vs. tartışıyor. Vatandaşımı soruyorsunuz? Besmelesiz kurban edildiğinin farkında bile değil. Film izler gibi kendi hazin sonunu izliyor. Çalışan kesim 60, 70 TL'lik zamla yapacaklarının hayalini kurarken, altın ve doları olanlar sevinç içinde. Borsaya girenler üzgün.  Tarım kesimi yine afalladı. Ürünü elde kaldı. Aman bu kışı çıkarayım, mantığıyla emeğini, alın terini resmi ve gayri resmi mal tefecilerine maliyetinin altında satıyor. Emekliler ise tv ekranlarından, sarıklı cübbeli, kravatlı vaizlerden sabır telkinleri almış, bu sabırlarının karşılığında zam geldi, gelecek haberleriyle hala tatlı rüyalar görüyorlar. Bunların sayıları az da değil. 11 milyon. 2.5 milyon memur, 4 milyon işçi ağlıyormuş. Bana ne! Hedef kitle emekliler. Hem yaşları geçmiş, hem de iknaya tam yatkın. Olay bu değil mi? Senelerin uygulaması bu değil mi?Gerçeğe döndüğümüzde devletimizin bekasına, milletimizin birlik ve beraberliğine, geleceğine, üniter yapımıza, anayasal düzenimize "nokta" konulmak isteniyor. Bir kez daha hatırlatayım! Bu noktanın bedelini sen, evladın, annen, baban? Ödeyecek. Seçtiklerin, iktidar, muhalefet fark etmez asla ödemeyecek. Vahdettin'i, Damat Ferit'i, Ali Kemal'li hatırla. Çocukları, torunları sefa içinde?Her şeye rağmen çaresiz değilsin?Acilen paramıza, bağımsızlık kazandırılması lazım? Senyoraj hakkımızı kullanarak GSMH'ya göre kendi paramızı tedavüle koymamız gerek. Madenlerimizi acilen devletleştirilmesi, toprak reformu, yerli üreticinin korunmasına yönelik kanun ve devlet desteklerinin çıkarılması gerek.  Telekomünikasyon hizmetlerinin, savunma sanayinin millileştirilmesi gerek. Bunların hepsinden önce geldiğimiz noktada asgari ücretin 5.000 TL olması, ev hanımlarına maaş artı her vatandaşa, vatandaşlık maaşı, çocuk maaşı, doğum ikramiyesi, (faizsiz) evlilik kredisi ve ev kredisi projelerinin hayata geçmesi?Hakkâri'de, Van'da okuyan bir öğrencinin, batıda özel kolej veya liselerde okuyan öğrencilerle aynı kalitede eğitim almasının sağlanması.Mardin'de, Lice'de hastalanan bir kişiye, "senin tedavine İstanbul'da, Ankara'da devam edilmesi lazım" denilmemesi, hemen şu bölüme götürün ve tedaviye başlayın, denilmesi ve bütün hizmetlerin bedava olması lazım. Diyeceksiniz ki! Nasıl olacak bu iş? Sen gidip, karanlığı tercih etmeseydin bu iş çoktan olmuştu.Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş, 40 yılı aşkındır milletimize milli ve manevi değerlerimizin önemini anlatıyor, örnek insan, örnek toplum nasıl olunacağının reçetelerini sunuyor. Hakk'ı, hakikati gösteriyor.Sosyal devlet projelerini, Milli Ekonomi Modelini anlatıyor. On binlerce yazı ve makale kaleme aldı. Bir o kadar tv programları, konferans ve seminerler düzenledi. Yeri geldi 50 bin kişiye model ve planlarını anlattı. Yeri geldi bir kahveye girip, oturan üç, beş kişiye anlattı. İnsanları olduğu gibi kabul etti. Hiçbir şekilde ayrıştırmadı. Bin kişiye gösterdiği ilgiyi bir kişiye de gösterdi. Yüz bin kişinin önünde ne kadar samimi, sevecen olduysa, bir kişinin önünde de aynı samimiyet ve ilgiyi ortaya koydu.Sayın Baş'ı dünya gördü, kabul etti. Ama sen görmedin, görmek istemedin. Yine görmezsen ya, "şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı atacaksın. Ya "kahrolsun PKK ve diğerleri diyeceksin." Ya siyasileri suçlayacaksın, beddua edeceksin.