Maalesef yıllarca ülkemizi idare eden siyasilerin güzel işler, kalıcı miraslar bıraktıklarını anlatmak isterdim. Ancak heyhat ki bunlar hayalden öteye gitmiyor. Elbette ki hayalden başka şeyler de kaldı bize. Anımsadığımız da göreceğiz ki, kalan miras ödeyemeyeceğimiz kadar faizli borç.
Halkımızın yönetime getirdikleri sözde İslam anlayışındaki siyasilerin, çıkardığı gayri İslami kanunlar, AB'ye gireceğiz diye çıkardıkları gayri ahlaki kanunlar (zinanın suç olmaktan çıkması vs.) halkımızca çok iyi bilinmekte.
Ancak hacı amcalar hacı teyzeler ve savunucu kalabalıklar ne amaca imza attıklarının hala farkında değiller. Minare kılıf hikâyesi işte. Ne zaman konu olsa hemen savunucu mekanizmalar harekete geçiyor. Fiili gerçekleştirenlerin 'yanlış yaptık, hata ettik' söylemlerine rağmen 'hayır siz her zaman doğruyu yaptınız' diyenler, hala o kadar fazla ki.
İktidar bu da, muhalefet farklı mı? Ülkeyi yönetenlere karşı gibi görünen siyasilerin söylemleri çok mu iç açıcı? Elbette değil. Söylemlerden bazıları sözde eleştiri. Yok efendim 'biz iktidardan daha güzel faizli borç alabiliriz, yok efendim sürdürülebilir borç çözümdür' diyenler mi çözüm olacak? Âdeta kısır döngü içerisinde bir alamete yuvarlanıp gidiyoruz.
Şimdi yeni birileri türedi. Hani özrü kabahatinden büyük mantalitesi ile baktığımızda ülkenin bu hale gelmesine sebep olanlar partiler kurmuş, sözde muhalif olmuşlar. Ya siz değil misiniz fetö ile iç içe olanlar. Siz değil misiniz Irak kan gölüne dönünce sevinç naraları atıp 'Irak'a ilk bomba düştüğünde bilmem kaç milyar dolarlar kasada' söylemleri yayanlar.
Oradaki Müslümanların kanına giren ABD askerlerinin vahşeti, Ebu Gureyb hapishanesindeki Nur bacıların çığlığının müsebbipleri sizler değil misiniz?
Hatta BOP kapsamındaki Ortadoğu'nun bu hale gelmesinin müsebbipleri siz değil misiniz?
Siz değil misiniz, Suriye politikasında aktif görev yapan bakan hatta başbakanlar?
Yok efendim 'IŞİD terörist değildir, öfkeli gençlerin oluşturduğu guruplar' diyenler siz değil misiniz?
Baskı ile başbakanlığı bırakan şahsiyet başka bir etki ile neler yapmaz. Ülkeye zarar veren ve el ele güzel ülkemizi üreticilikten çıkarıp tüketen, borç alan, ithal eden, sürekli dış ticaret açığı veren bir devlet haline getirenler, maddi-manevi batıranlar artık utanın ve çekilin kabuğunuza.
Peki, çözüm ne mi? Hâlâ soruyor musunuz? Yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızın devlet millet ortaklığı ile işletileceği Milli Ekonomi Modeli'dir elbette. Yalnız bu modeli taklitçi ve hırsız siyasiler beceremez. Bunu becerecek olan tek şahsiyet de Türkiye Cumhuriyeti'nin en genç ve donanımlı siyasi lideri olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'dir…
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018