22 Ekim Pazar günü Yeni Mesaj Gazetesinin mihmandarlığında eşsiz bir fikir ziyafetindeydik.
Yaklaşık on iki yıl evvel ahirete rıhlet etmiş olan edip, şair, mütefekkir ve delikanlı adamlardan Attila İlhan ile yine iki sene evvel öteki aleme göç etmiş olan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nu anma programında buluştuk.
Rahmet-i Rahman'a kavuşmuş olan bu her iki değerli şahsiyeti Meltem Medya gurubu takipçileri Yeni Mesaj'ın başyazarı Sayın Muharrem Bayraktar sayesinde tanıdı ve sevdiler.
Önce Mesaj sonra da Meltem televizyonlarında en uzun soluklu program olan "Diyalog" programına onlarca defa konuk olan merhum İlhan ve Sinanoğlu, Türkiye'de ekseriyeti teşkil eden sözde aydın kesiminin aksine farklı şeyler söylediler, vatan dediler, bayrak dediler, bağımsızlık dediler ve ısrarla Mustafa Kemal dediler.
İşte Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ile yollarının kesişmesine, fikir ve duygularının buluşmasına vesile olan da bu "delikanlı" duruşlarıydı.
Yirmi sene evvel Sayın Baş, FETÖ fitnesine karşı tek başına bayrak açtığı zaman ve ülkedeki tüm ileri gelen kanaat önderlerine, ilim ve fikir adamlarına klasörler halinde dosyalar göndererek "bu fitneye karşı halkımzı uyandırmak borcundayız" diye feryad ettiği zaman bu iki delikanlı adamdan adam akıllı ses ve destek gelmişti, itirazları gök kubbede yankılanmıştı.
Yarım asırdan fazla ömrünü Amerika'da geçiren merhum Sinanoğlu Amerika'yı ve onun şahsında Batı'yı, Batı emperyalizmini çok iyi tanımış, tahlil etmiş ve tanıdığı şekliyle de milletine tanıtmaya uğraşmıştı.
Merhum Attila İlhan da uzun yıllarını Fransa'da geçirmiş, Fransa'nın şahsında Batı'yı enine-boyuna incelemiş ve olduğu gibi halkına tanıtmıştı, Batının sinsi ve sevimsiz yüzünü milletine göstermeye çalışmıştı.
Prof. Dr. Haydar Baş ile ortak noktaları; Türkiye ve Türkçe sevdalısı olmaları, vatana ve bayrağa aşık olmaları ve Devletimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal'i gerçek manada tanımış ve olduğu gibi millete anlatmaya çalışmış olmaları.
Başta sözünü ettiğimiz bu anma programında, bu fikir ziyafetinde kimler ne dedi, neler konuşuldu, elbette saatler süren bir programı anlatmak uzun mesele.
Merak edenler, Yeni Mesaj'ın arşivlerinden ve sosyal medyadan takip edebilirler ama biz bir noktaya dikkat çekerek yazımızı noktalamak istiyoruz ki o da sayın Baş'ın vefasıdır.
Herkesin, her kesimin çoktan unuttuğu bu iki değerli ilim ve fikir adamına, vefatlarından yıllar sonra sahip çıktı, dev bir anma programı tertip ettirdi ve kapanış konuşması için kürsüye çağrıldığında gördük ki konuşamayacak kadar halsiz ve rahatsız olmasına rağmen kalkıp ta Trabzon'dan gelmişti.
Gün boyu eşsiz bir bir fikir ziyafetine tanık olduk ama daha da önemlisi sayın Baş'ın güzel bir vefa örneğine şahit olduk.
Merhum İlhan ve merhum Sinanoğlu'na sonsuz rahmetler dilerken Sayın Baş'a da sıhhat dolu daha nice uzun ömürler niyaz ediyoruz.
Yaklaşık on iki yıl evvel ahirete rıhlet etmiş olan edip, şair, mütefekkir ve delikanlı adamlardan Attila İlhan ile yine iki sene evvel öteki aleme göç etmiş olan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nu anma programında buluştuk.
Rahmet-i Rahman'a kavuşmuş olan bu her iki değerli şahsiyeti Meltem Medya gurubu takipçileri Yeni Mesaj'ın başyazarı Sayın Muharrem Bayraktar sayesinde tanıdı ve sevdiler.
Önce Mesaj sonra da Meltem televizyonlarında en uzun soluklu program olan "Diyalog" programına onlarca defa konuk olan merhum İlhan ve Sinanoğlu, Türkiye'de ekseriyeti teşkil eden sözde aydın kesiminin aksine farklı şeyler söylediler, vatan dediler, bayrak dediler, bağımsızlık dediler ve ısrarla Mustafa Kemal dediler.
İşte Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ile yollarının kesişmesine, fikir ve duygularının buluşmasına vesile olan da bu "delikanlı" duruşlarıydı.
Yirmi sene evvel Sayın Baş, FETÖ fitnesine karşı tek başına bayrak açtığı zaman ve ülkedeki tüm ileri gelen kanaat önderlerine, ilim ve fikir adamlarına klasörler halinde dosyalar göndererek "bu fitneye karşı halkımzı uyandırmak borcundayız" diye feryad ettiği zaman bu iki delikanlı adamdan adam akıllı ses ve destek gelmişti, itirazları gök kubbede yankılanmıştı.
Yarım asırdan fazla ömrünü Amerika'da geçiren merhum Sinanoğlu Amerika'yı ve onun şahsında Batı'yı, Batı emperyalizmini çok iyi tanımış, tahlil etmiş ve tanıdığı şekliyle de milletine tanıtmaya uğraşmıştı.
Merhum Attila İlhan da uzun yıllarını Fransa'da geçirmiş, Fransa'nın şahsında Batı'yı enine-boyuna incelemiş ve olduğu gibi halkına tanıtmıştı, Batının sinsi ve sevimsiz yüzünü milletine göstermeye çalışmıştı.
Prof. Dr. Haydar Baş ile ortak noktaları; Türkiye ve Türkçe sevdalısı olmaları, vatana ve bayrağa aşık olmaları ve Devletimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal'i gerçek manada tanımış ve olduğu gibi millete anlatmaya çalışmış olmaları.
Başta sözünü ettiğimiz bu anma programında, bu fikir ziyafetinde kimler ne dedi, neler konuşuldu, elbette saatler süren bir programı anlatmak uzun mesele.
Merak edenler, Yeni Mesaj'ın arşivlerinden ve sosyal medyadan takip edebilirler ama biz bir noktaya dikkat çekerek yazımızı noktalamak istiyoruz ki o da sayın Baş'ın vefasıdır.
Herkesin, her kesimin çoktan unuttuğu bu iki değerli ilim ve fikir adamına, vefatlarından yıllar sonra sahip çıktı, dev bir anma programı tertip ettirdi ve kapanış konuşması için kürsüye çağrıldığında gördük ki konuşamayacak kadar halsiz ve rahatsız olmasına rağmen kalkıp ta Trabzon'dan gelmişti.
Gün boyu eşsiz bir bir fikir ziyafetine tanık olduk ama daha da önemlisi sayın Baş'ın güzel bir vefa örneğine şahit olduk.
Merhum İlhan ve merhum Sinanoğlu'na sonsuz rahmetler dilerken Sayın Baş'a da sıhhat dolu daha nice uzun ömürler niyaz ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025