Deri kanseri görülme oranı 70 yaşına kadar yaşayanlarda yüzde 2-3 iken, her yıl bir hafta güneşli bir bölgede tatil yapanlarda bu oranın 5 kat arttığı belirlendi. Gölgenin, boyun iki katına çıkmasından sonra, güneşlenilmesi öneriliyor.
Güneşli günlerle birlikte deniz kıyısında güneşlenin, ölçülü ve bilinli davranmadıkları takdirde ciddi deri rahatsızlıkları bekliyor. Uygun güneşlenmenin deriyi koruyup, güçlendirdiği, bilinçsiz şekilde yoğun güneşe maruz kalmanın ise kansere yol açabildiği bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu, yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının yarısının kızılötesi (enfraruj-IR) ışınları, yüzde 5'inin morötesi (ultraviyole-UV) geri kalanın kısmının da görünür ışınlardan oluştuğunu söyledi. Görünür ışınların normal kişilerde zararsız, kızılötesi ışınların ise ancak çok yüksek dozlarda olursa ısı yanıklarına yol açabildiğine dikkati çeken Sarıcaoğlu, aslında deride D vitamini sentezi, zararlı mikroorganizmaların yok edilmesi, bağışıklık sistemini düzenleyici etkisi bulunan ultraviyole ışınlarının uzun süreli veya kısa süreli ama çok yoğun olarak maruz kalındığında zararlı hale geldiğini bildirdi.
Fazla güneşlenmek kansere neden olabiliyor
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinin ortaya çıkmasında güneşe maruz kalma süresi, sıklığı, güneş ışınlarının yoğunluğu ile bulunulan yerin ekvatora uzaklığı ve deri renginin önemli olduğunu anlatan Sarıcaoğlu, şöyle devam etti: "Ultraviyole ışınlarının hem insanlarda hem de deney hayvanlarında deri kanseri gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Ultraviyolenin şiddeti ve güneşte kalma süresi ile ilgili olarak gelişecek deri kanseri türü de değişir. Araştırmalarda, melanom dışı deri kanserlerinde görülme oranı 70 yaşına kadar yaşayanlarda yüzde 2-3 iken, her yıl bir hafta güneşli bir bölgede tatil yapanlarda bu oran 5 kat yüksek bulunmuştur."
Güneşten korunma önerileri
Yaşam kaynağı güneşten bilinçli şekilde yararlanmak gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu, sağlık için şu önerilerde bulundu:
* Işın alımını azaltacak olan sıkı dokunmuş giysiler giymek yararlıdır. Koyu renk giysiler ışınları tutacağı için daha iyi ancak kızılötesi ışınları daha fazla çektikleri için bunaltıcı olurlar.
* Şapka kullanmak kafa derisi ve yüzü korumakta oldukça etkilidir.
* Mevsim ve ülkeye göre değişmek üzere, 10.00-16.00 saatleri arasında gölgede kalmak, pratik olarak da kişinin gölgesinin boyunun iki katı olmasından sonra güneşlenmek, güvenli zaman kabul edilir.
* Ultraviyole geçirmeyen güneş gözlükleri kullanmak gerekir.
* Yüksek koruma faktörlü güneşten koruyucuları kullanmak oldukça önemlidir. Güneşten koruyucu seçilirken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur güneşten koruma faktörüdür.
Güneşli günlerle birlikte deniz kıyısında güneşlenin, ölçülü ve bilinli davranmadıkları takdirde ciddi deri rahatsızlıkları bekliyor. Uygun güneşlenmenin deriyi koruyup, güçlendirdiği, bilinçsiz şekilde yoğun güneşe maruz kalmanın ise kansere yol açabildiği bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu, yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının yarısının kızılötesi (enfraruj-IR) ışınları, yüzde 5'inin morötesi (ultraviyole-UV) geri kalanın kısmının da görünür ışınlardan oluştuğunu söyledi. Görünür ışınların normal kişilerde zararsız, kızılötesi ışınların ise ancak çok yüksek dozlarda olursa ısı yanıklarına yol açabildiğine dikkati çeken Sarıcaoğlu, aslında deride D vitamini sentezi, zararlı mikroorganizmaların yok edilmesi, bağışıklık sistemini düzenleyici etkisi bulunan ultraviyole ışınlarının uzun süreli veya kısa süreli ama çok yoğun olarak maruz kalındığında zararlı hale geldiğini bildirdi.
Fazla güneşlenmek kansere neden olabiliyor
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinin ortaya çıkmasında güneşe maruz kalma süresi, sıklığı, güneş ışınlarının yoğunluğu ile bulunulan yerin ekvatora uzaklığı ve deri renginin önemli olduğunu anlatan Sarıcaoğlu, şöyle devam etti: "Ultraviyole ışınlarının hem insanlarda hem de deney hayvanlarında deri kanseri gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Ultraviyolenin şiddeti ve güneşte kalma süresi ile ilgili olarak gelişecek deri kanseri türü de değişir. Araştırmalarda, melanom dışı deri kanserlerinde görülme oranı 70 yaşına kadar yaşayanlarda yüzde 2-3 iken, her yıl bir hafta güneşli bir bölgede tatil yapanlarda bu oran 5 kat yüksek bulunmuştur."
Güneşten korunma önerileri
Yaşam kaynağı güneşten bilinçli şekilde yararlanmak gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu, sağlık için şu önerilerde bulundu:
* Işın alımını azaltacak olan sıkı dokunmuş giysiler giymek yararlıdır. Koyu renk giysiler ışınları tutacağı için daha iyi ancak kızılötesi ışınları daha fazla çektikleri için bunaltıcı olurlar.
* Şapka kullanmak kafa derisi ve yüzü korumakta oldukça etkilidir.
* Mevsim ve ülkeye göre değişmek üzere, 10.00-16.00 saatleri arasında gölgede kalmak, pratik olarak da kişinin gölgesinin boyunun iki katı olmasından sonra güneşlenmek, güvenli zaman kabul edilir.
* Ultraviyole geçirmeyen güneş gözlükleri kullanmak gerekir.
* Yüksek koruma faktörlü güneşten koruyucuları kullanmak oldukça önemlidir. Güneşten koruyucu seçilirken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur güneşten koruma faktörüdür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.