Biz insanoğlu, yaratılmış olan varlıklar içinde farklıyız. Meleklerden üstün olabilme özelliğimiz varken hayvanlardan da aşağı düşmemiz yani iliyyin-i ala'dan esfel-i safilin'e düşmemiz mümkündür. Yukarıların yukarısından aşağıların aşağısına düşmemek için yapmamız gereken görevlerimiz vardır. Öncelikle sağlam bir itikatta olmamız Cenabı Hakk'ın emrettiği görevleri eksiksiz yapıp yasaklarından da kaçmamız gerekmektedir.Resûlullah Efendimiz (s.a.a) dünya ve ahiret için Allah'tan neler istedi ise bizler de aynı şeyleri isteyip, kaçındıklarından da kaçınmalıyız. Bunları yaparsak kurtulur muyuz? Cenab-ı Hakk'ın rızasına kavuşabilir miyiz?Evet, bu yol bizi sırat-ı müstakime çıkarır. Takip edeceğimiz bu yol; bizlere emanet olarak bırakılan Kur'an ve Ehl-i Beyt çizgisinde olmaktır."Ben İslam'ı yaşıyorum, kıyafetim de yerinde" diyerek Ehl-i Beyt'i inkar edersek veya faziletlerini düşürmeye çalışırsak, yoldan sapmış oluruz. Neden? Çünkü Ehl-i Beyt'i sevmemizi Cenab-ı Hak emrediyor da ondan. Cenab-ı Hak, Şura Suresi 23. Ayetinde, "Ben sizden peygamberliğime karşılık Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka bir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Hayatı Ehl-i Beyt ile mücadele ile geçmiş insanları sevmek Resûlullah Efendimizi (s.a.a) üzmek demektir.Günümüzde bu çizgiyi aşan insanların durumunu şu şekilde değerlendirmek mümkündür; Ehl-i Beyt'i üstün görmeyenler haçlıya hizmetten rahatsız olmaz. Müslümanların dökülen kanları onlar için önemli değildir. O zaman adlarının Müslüman olmasının da değeri kalmıyor. Cenab-ı Hak bizleri böyle sapık itikattan ve bu topluluklardan uzak eylesin.Peki, Kur'an, Sünnet ve Ehl-i Beyt çizgisini yaşam biçimi edinmiş insanlar gelişen olaylara nasıl bakar?Onlar gönül penceresinden bakar ve gerçeğin ta kendisini görür. Çünkü kabul edilmiş salih amel gönüllerinde Cenab-ı Hakk'ın ve Ehl-i Beyt'in sevgisi yerleşmiş bu güzel insanların, zikrullah ile temizledikleri gönül dünyasından âleme bakışları diğerleri gibi asla olamaz. Onlara haçlı sevgisini anlatmak, dökülen Müslüman kanlarının gerekçesini anlatmak, vatanına ihaneti ima etmek bile imkânsızdır. Sayıları kaç olursa olsun bu insanlar yeryüzünde Allah'ın (c.c.) halifesidir. Kuru kalabalıkları güç zanneden akl-ı evvellerin, kurtuluşun bu insanlarla yani Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve kadrosu ile olduğunu bilmeleri gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018