Sehl bin Abdullah Tüsteri
Sehl-i Tüsterî, bir talebesinin yanında; "Basra'da velîlik derecesine ulaşmış bir fırıncı var" diye söylemişti. Talebesi bunun üzerine Basra'ya gidip, fırıncıyı görmüştü. Fırıncı, fırınlarda âdet olan, saçını ve sakalını ateşten korumak ve terininin üzerine damlamaması için, yüzüne peçe bağlamıştı. Bunu gören talebe aklından; "Şayet bu zât velîlik derecesine ulaşmış olsaydı, ateşten bu kadar sakınmazdı" diye geçirdi. Sonra selâm verip bir sual soruna, fırıncı, "Önce beni küçümseyip horladığından, artık sözümün sana faydası olmaz" dedi...
Ömrünün sonunda, el ve ayakları hareket etmez olmuştu. Namaz vakti gelince, el ve ayakları açılır, namaz bitince, eskisi gibi hareketsiz olurdu. Bir gün zikirden bahsederken, "Allah-û Teâlâ'yı hakkıyla zikreden, ölüyü diriltmeyi kast ederse, diriltir" dedi ve elini, önünde duran bir sakata sürdü, sakat iyileşip, ayağa kalktı.
Sehl-i Tüsterî Hazretleri vefât edince, insanlar cenâze namazı için toplandı. O şehirde bir yahûdî vardı. Yaşı yetmişi aşmıştı.İniltileri duyunca, "Ne oluyor ?" diye dışarı çıktı. Cenâzeye bakınca yanındakilere, "Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz?" dedi. "Ne görüyorsun?" dediklerinde, "Gökten inip, cenâze ile giden kimseler görüyorum" dedi. Ve ardından Kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu. Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî Hazretlerinin hikmet dolu nasîhatlerinden ve sözlerinden bâzıları şöyledir:
"Haram yiyenlerin yedi âzası, istese de istemese de günah işler. Helâl yiyenlerin âzası ibâdet eder. Hayır işlenmesi kolay ve tatlı gelir".
"Takvâsının doğru olmasını isteyen, bütün günahlardan el çeksin".
"Kırk gün ihlâslı olan, dünyâda zâhid olur, kerâmeti görülür".
"Bizim yolumuzun esası altı şeydir: Allah'ın kitâbına sarılmak, Resûlullah'ın sünnetine uymak, helâl yemek, insanları incitmemek, yasaklardan uzak durmak, hakkı ve borcu ödemede acele etmek.
"Allah-û Teâlâ'yı unutmaktan büyük günah yoktur".
Sehl-i Tüsterî, bir talebesinin yanında; "Basra'da velîlik derecesine ulaşmış bir fırıncı var" diye söylemişti. Talebesi bunun üzerine Basra'ya gidip, fırıncıyı görmüştü. Fırıncı, fırınlarda âdet olan, saçını ve sakalını ateşten korumak ve terininin üzerine damlamaması için, yüzüne peçe bağlamıştı. Bunu gören talebe aklından; "Şayet bu zât velîlik derecesine ulaşmış olsaydı, ateşten bu kadar sakınmazdı" diye geçirdi. Sonra selâm verip bir sual soruna, fırıncı, "Önce beni küçümseyip horladığından, artık sözümün sana faydası olmaz" dedi...
Ömrünün sonunda, el ve ayakları hareket etmez olmuştu. Namaz vakti gelince, el ve ayakları açılır, namaz bitince, eskisi gibi hareketsiz olurdu. Bir gün zikirden bahsederken, "Allah-û Teâlâ'yı hakkıyla zikreden, ölüyü diriltmeyi kast ederse, diriltir" dedi ve elini, önünde duran bir sakata sürdü, sakat iyileşip, ayağa kalktı.
Sehl-i Tüsterî Hazretleri vefât edince, insanlar cenâze namazı için toplandı. O şehirde bir yahûdî vardı. Yaşı yetmişi aşmıştı.İniltileri duyunca, "Ne oluyor ?" diye dışarı çıktı. Cenâzeye bakınca yanındakilere, "Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz?" dedi. "Ne görüyorsun?" dediklerinde, "Gökten inip, cenâze ile giden kimseler görüyorum" dedi. Ve ardından Kelime-i şehâdet getirip Müslüman oldu. Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî Hazretlerinin hikmet dolu nasîhatlerinden ve sözlerinden bâzıları şöyledir:
"Haram yiyenlerin yedi âzası, istese de istemese de günah işler. Helâl yiyenlerin âzası ibâdet eder. Hayır işlenmesi kolay ve tatlı gelir".
"Takvâsının doğru olmasını isteyen, bütün günahlardan el çeksin".
"Kırk gün ihlâslı olan, dünyâda zâhid olur, kerâmeti görülür".
"Bizim yolumuzun esası altı şeydir: Allah'ın kitâbına sarılmak, Resûlullah'ın sünnetine uymak, helâl yemek, insanları incitmemek, yasaklardan uzak durmak, hakkı ve borcu ödemede acele etmek.
"Allah-û Teâlâ'yı unutmaktan büyük günah yoktur".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.