Nasûhî Üsküdârî Hz.
Abdülkerim Dede, Canbazlar Kethüdası İbrahim Ağa ve Nasuhizade Ahmed Efendi anlattılar: "Bir gün dergaha elinde bavulu ile biri geldi. Bavulunu emanete verip, bize Nasuhî Hazretleri'nin türbesine sordu. Biz de; "Yorgunsun, birazcık dinlen, sonra ziyaret edersin" dedik. Fakat o; "Önce ziyaret edeyim sonra dinlenirim" cevabını verdi. Bunun üzerine türbeyi gösterdik. O gidip kabrin başında bir müddet Kur'an-ı Kerim okudu. Ziyaretten sonra yanımıza gelip oturdu ve şöyle anlatmaya başladı: "Bu fakir, seyahatim esnasında bir vilayete uğradım. Birisine; "Burada talebelerin, gariplerin kaldığı bir dergah var mıdır?" diye sordum. O da; "Filan yerde bir dergah var. Aradığını orada bulabilirsin" dedi. Oraya gidip misafir oldum. Dergahının idaresini yapan, müberek kamil bir zat imiş. Onunla tanıştık, o gece beraber sabaha kadar sohbet ettik. Bana seyahatimi sordu. Ben de anlattım ve İstanbul'a gideceğimi bildirdim. Bana; "Oğlum, bir ricada bulunsam acaba yerine getirebilir misin?" dedi. "Elbette gücüm yeterse yaparım, emrediniz" dedim. O da; "İstanbul'a gitmek için, Üsküdar'ın Doğancılar semtinde Nasuhî Hazretlerinin türbesi vardır. Oraya uğradığında bizim hürmetimizi bildirip, mübarek ruhuna Yasin-i Şerif, üç İhlas ve bir Fatiha okuyup sevabını hediye eder misin?" dedi. "Peki, inşâallah emrinizi yerine getiririm" dedim. Sonra ona; "Efendim! İstanbul'da pek büyük veliler, alimler olduğu halde, niçin önce Nasuhî Efendiye gitmemi arzu ettiniz?" diye sormaktan kendimi alamadım. O da: "Babam Kadiriyye yolunda olgun bir veli idi. O hayatta iken kıymetini bilemeyip nefsimin hevası peşinde koştum. O vefat ettikten sonra da huzurum iyice kaçtı. Birgün babamın yerine bakan halifesi bana; "Ey mübarek hocamın yadigarı! Kıymetli ömrümüzü böyle geçirip giderseniz sonunuz hüsran olur. Mübarek hocamızın bize bir emanetisiniz. Zararın neresinden dönerseniz kârdır. Geç de olsa bir medreseye gidip ilim tahsil etseniz, bir veli kulun hizmetine girip kalp ilimlerini öğrenip buraya gelseniz ve babanızın yerine geçseniz ne güzel olur. Size elimizden geldiği kadar yardımcı oluruz. Size yakışan budur" dedi.
Abdülkerim Dede, Canbazlar Kethüdası İbrahim Ağa ve Nasuhizade Ahmed Efendi anlattılar: "Bir gün dergaha elinde bavulu ile biri geldi. Bavulunu emanete verip, bize Nasuhî Hazretleri'nin türbesine sordu. Biz de; "Yorgunsun, birazcık dinlen, sonra ziyaret edersin" dedik. Fakat o; "Önce ziyaret edeyim sonra dinlenirim" cevabını verdi. Bunun üzerine türbeyi gösterdik. O gidip kabrin başında bir müddet Kur'an-ı Kerim okudu. Ziyaretten sonra yanımıza gelip oturdu ve şöyle anlatmaya başladı: "Bu fakir, seyahatim esnasında bir vilayete uğradım. Birisine; "Burada talebelerin, gariplerin kaldığı bir dergah var mıdır?" diye sordum. O da; "Filan yerde bir dergah var. Aradığını orada bulabilirsin" dedi. Oraya gidip misafir oldum. Dergahının idaresini yapan, müberek kamil bir zat imiş. Onunla tanıştık, o gece beraber sabaha kadar sohbet ettik. Bana seyahatimi sordu. Ben de anlattım ve İstanbul'a gideceğimi bildirdim. Bana; "Oğlum, bir ricada bulunsam acaba yerine getirebilir misin?" dedi. "Elbette gücüm yeterse yaparım, emrediniz" dedim. O da; "İstanbul'a gitmek için, Üsküdar'ın Doğancılar semtinde Nasuhî Hazretlerinin türbesi vardır. Oraya uğradığında bizim hürmetimizi bildirip, mübarek ruhuna Yasin-i Şerif, üç İhlas ve bir Fatiha okuyup sevabını hediye eder misin?" dedi. "Peki, inşâallah emrinizi yerine getiririm" dedim. Sonra ona; "Efendim! İstanbul'da pek büyük veliler, alimler olduğu halde, niçin önce Nasuhî Efendiye gitmemi arzu ettiniz?" diye sormaktan kendimi alamadım. O da: "Babam Kadiriyye yolunda olgun bir veli idi. O hayatta iken kıymetini bilemeyip nefsimin hevası peşinde koştum. O vefat ettikten sonra da huzurum iyice kaçtı. Birgün babamın yerine bakan halifesi bana; "Ey mübarek hocamın yadigarı! Kıymetli ömrümüzü böyle geçirip giderseniz sonunuz hüsran olur. Mübarek hocamızın bize bir emanetisiniz. Zararın neresinden dönerseniz kârdır. Geç de olsa bir medreseye gidip ilim tahsil etseniz, bir veli kulun hizmetine girip kalp ilimlerini öğrenip buraya gelseniz ve babanızın yerine geçseniz ne güzel olur. Size elimizden geldiği kadar yardımcı oluruz. Size yakışan budur" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.