Muhammed Emin Erbîlî
Muhammed Emin Erbilî Hazretleri talebelelerinin ve sevenlerinin sıkışık anlarında yardımlarına yetişirdi. Talebelerinden birisi mahkemede şahitlik yapmak üzere kâdı huzuruna çağrıldı. Fakat kâdının bulunduğu beldeye giden vasıtayı kaçırdığı için mahkemeye geç kaldı. Kâdı, Muhammed Emin Hazretlerini talebesine kızdı. O ise geç kalış sebebini açık bir şekilde izâh edememişti. Bu yüzden onun altı ay hapsedilmesine karar verdi. Vazifeli asker onu alarak hapishaneye götürdü. Olan hadiseler sebebiyle çok üzülen talebe, hocasını vesile ederek bu halden kurtulması için Allah-u Teala'ya yalvardı. O sırada Muhammed Emin Efendi'nin iki veya üç defa; "Yâ Kerim" sesi işitildi. O anda kâdının vazifelendirdiği kimse gelip o kimseyi kadının huzuruna götürdü. Kadı ona hitaben; "Seni affettim" dedi ve serbeset bıraktı.
Muhammed Emin Erbilî hazretleri başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere sabreder, talebelerine de sabretmelerini emrederdi. Tasavvuf ve Nakşibendiyye yolunun üstünlüğünü inkâr eden bir kimse vardı. Muhammed Emin hazretlerinin talebelerinden birine gelerek hocasının Tenvîrü'l-Kulûb adlı kitabından bir adet istedi. Talebe o kimsenin böyle bir istekte bulunmasına sevindi. O kimsenin eski yaptıklarından vaz geçip ıslah olduğunu zannetti. Talebe merak edip o kimseye kitabı niçin istediğini sordu. O kimse o kitabın yapraklarıyla istincâ edeceğini yâni tahâretleneceğini söyledi. Talebe üzülerek ve kızarak; "Bu kitabı yazan kimseye hürmet etmiyorsan, içindeki Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şeriflerden bildirilenlere de mi hürmet etmiyorsun?" dedi. O kimse alaylı bir tavırla güldü. Bu hareket karşısında Muhammed Emin hazretlerinin talebesi iyice kızdı. Fakat hocasının emrine uyduğu için sabrederek her hangi bir karşılıkta bulunmadı. Olanları gelip hocasına anlattı. Muhammed Emin hazretleri buyurdu ki: "Sabret Allahü teâlâ gayret sâhibidir. Sen bu sabrının karşılığını inşâallah bulacaksın." Aradan fazla zaman geçmeden talebeye hakaret dolu sözler sarfeden kimsenin şiddetli bir hastalığa tutulduğu haberi duyuldu. Bütün tedâvilere rağmen o kimsenin hâlinde bir iyileşme olmadı. O kimsenin günlerdir uyku uyuyamadığı ve feryat figân etmesi sebebiyle kimsenin yanına yaklaşamadığı haberi yayıldı. Sonunda yakınları kendisine hakâret edilen talebeye gelip hallerini bildirdiler. O talebe; "Ariflerin yâni Allah adamlarının okları zehirlidir. O oklardan birisi kime isâbet ederse o kimse helâk olur. Lâkin ben O kimsenin bu rahatsızlığının hafiflemesini istiyorum. İnşaâllah bu akşam durumu hocama bildireceğim" dedi.
Muhammed Emin Erbilî Hazretleri talebelelerinin ve sevenlerinin sıkışık anlarında yardımlarına yetişirdi. Talebelerinden birisi mahkemede şahitlik yapmak üzere kâdı huzuruna çağrıldı. Fakat kâdının bulunduğu beldeye giden vasıtayı kaçırdığı için mahkemeye geç kaldı. Kâdı, Muhammed Emin Hazretlerini talebesine kızdı. O ise geç kalış sebebini açık bir şekilde izâh edememişti. Bu yüzden onun altı ay hapsedilmesine karar verdi. Vazifeli asker onu alarak hapishaneye götürdü. Olan hadiseler sebebiyle çok üzülen talebe, hocasını vesile ederek bu halden kurtulması için Allah-u Teala'ya yalvardı. O sırada Muhammed Emin Efendi'nin iki veya üç defa; "Yâ Kerim" sesi işitildi. O anda kâdının vazifelendirdiği kimse gelip o kimseyi kadının huzuruna götürdü. Kadı ona hitaben; "Seni affettim" dedi ve serbeset bıraktı.
Muhammed Emin Erbilî hazretleri başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere sabreder, talebelerine de sabretmelerini emrederdi. Tasavvuf ve Nakşibendiyye yolunun üstünlüğünü inkâr eden bir kimse vardı. Muhammed Emin hazretlerinin talebelerinden birine gelerek hocasının Tenvîrü'l-Kulûb adlı kitabından bir adet istedi. Talebe o kimsenin böyle bir istekte bulunmasına sevindi. O kimsenin eski yaptıklarından vaz geçip ıslah olduğunu zannetti. Talebe merak edip o kimseye kitabı niçin istediğini sordu. O kimse o kitabın yapraklarıyla istincâ edeceğini yâni tahâretleneceğini söyledi. Talebe üzülerek ve kızarak; "Bu kitabı yazan kimseye hürmet etmiyorsan, içindeki Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şeriflerden bildirilenlere de mi hürmet etmiyorsun?" dedi. O kimse alaylı bir tavırla güldü. Bu hareket karşısında Muhammed Emin hazretlerinin talebesi iyice kızdı. Fakat hocasının emrine uyduğu için sabrederek her hangi bir karşılıkta bulunmadı. Olanları gelip hocasına anlattı. Muhammed Emin hazretleri buyurdu ki: "Sabret Allahü teâlâ gayret sâhibidir. Sen bu sabrının karşılığını inşâallah bulacaksın." Aradan fazla zaman geçmeden talebeye hakaret dolu sözler sarfeden kimsenin şiddetli bir hastalığa tutulduğu haberi duyuldu. Bütün tedâvilere rağmen o kimsenin hâlinde bir iyileşme olmadı. O kimsenin günlerdir uyku uyuyamadığı ve feryat figân etmesi sebebiyle kimsenin yanına yaklaşamadığı haberi yayıldı. Sonunda yakınları kendisine hakâret edilen talebeye gelip hallerini bildirdiler. O talebe; "Ariflerin yâni Allah adamlarının okları zehirlidir. O oklardan birisi kime isâbet ederse o kimse helâk olur. Lâkin ben O kimsenin bu rahatsızlığının hafiflemesini istiyorum. İnşaâllah bu akşam durumu hocama bildireceğim" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.