Gökçebey'den; trenden

Gökçebey'den trene bindim. Şu an Zonguldak istikametine dönüyorum. Burada görüştüğüm Ufuk kardeşim: "Bütün köylere çıkıp BTP'yi tanıtacağım" diyor.

Otel sahibi Ali Rıza bey yakınıyor, her sözü sitem dolu; "Neden daha erken gelmediniz?".

Gökçebey'den geçerken etrafın alabildiğine yemyeşil bahçelerini, tarlalarını dağları süsleyen bereketli haliyle hazin hazin seyrediyorum. Ve diyorum ki: "Gökçebey, Çaycuma bin defa kendine yeter. Kendi yağıyla bin defa kalkınır."

İşte ırmaklar, nehirler. Gece karanlığına kadar çalışan kadınlar... Bağ, bahçe, hayvancılık; yerin üstü de altı da zenginlik dolu.

İnsanı vefalı. İnsanı misafirperver, dürüst ve samimi...

Dün Ereğli'nin köylerine gittik. Kahvede, sokakta insanımızla sohbet edip tanıştık.

Yol kenarında rastladığımız yaşlı bir amcamızın yanında durduk. Milletvekili adayını tanıtan arkadaşlar birden sert tavırla karşılaşmışlar. Hemen araçtan inip amcamızın yanına gittim. Elinde taze bir çubuk var. Kaşlarını çatmış yüksek sesle bağırıyor...

"Ne yaptı bunlar? Ülkeyi ne hale getirdiler! Ben yüzlerine tükürecektim, neyse siz yeniymişsiniz. Size bir şey demiyorum."

Yaşlı amcayla birkaç kelam edip gönlünü almaya çalıştım.

Başka bir köye varıyoruz. Duran aracımızın yanına yaklaşıyor biri. Diyor ki: "Buranın kepeği, köpeğe yeter." Ama nerede o akıllı. Kendi deyimiyle, "bizim köy kaynaklarımız bize yeter. Ne diye AB'ye IMF'ye el açalım" diyordu. Meğer el ilanımızı okumuş. Yetişip bir şeyler söyleyeyim demiş. Söyledi, "Sizde ümit gördüm."dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, hasretle bekleşen gönüllerin ümit ışığı olmuş.

Evet, insanlar konuşuyor. Konuştukça tek lider Prof. Dr. Haydar Baş beyin projeleri, çıkış yolları beliriyor.

Bir dakika... Tren yavaşlayıp durdu. Burası Saltukova. İstasyonun hemen yanında yol kenarına kadar gelen inekleri görüyorum. Hava kararana kadar nerede ot bulsalar karınlarını doyuruyorlar. Burada besicilik dolup da taşar. Taşar da köylü zengin olur.

Yemyeşil ovalar, gözü gönlü dolu analar . Anadolu'nun bağrı, her tarafı BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı bekliyor.

Adım attıkça, gerimizden avuç kadar kar topu, katlana katlana bize güç gösterisinde bulunuyor. Yürüdükçe, insanımıza ulaştıkça sırtımızdan şefkatli bir ümit ve coşku rüzgarı esiyor.

Bakışlar, duygular, hep vatan evladı BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş diyor.

Yıllardan beri kendi insanının gücünü siyasi ihtiraslarına alet edip israf edenleri, vallahi öfkeli bir bekleyiş var.

Hava karardı. Burası Filyos.

Bir dakika.

Alaplı ilçe Başkanı arıyor:

"Herkes bizi bekliyor.

Ereğlili gelin artık diyor".

Dün akşam bir düğüne davetliydik. Üç vekil adayını sahneye çağırıp tebrik ettiler.

Ben de, konuklara, gelin ve damada seslenerek kısa bir konuşma yaptım:

"Sizlere BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş beyin selamını getirdim. 'Benim insanım ümitsiz olmasın' diyor. Onun evladının düğününü yapacağı, yuvasını kuracağı krediyi vereceğim" diyor.

...4 Kasım, milletimizin huzura ve kalkınma hamlesine kavuşacağı düğün günü olacaktır.