Göç savaşları ve Türkiye!

Bir İngiliz yardım kuruluşunun yayımladığı rapora göre küresel ısınma yüzünden 2050'ye kadar en az 1 milyar insan göç etmek zorunda kalacak. Söz konusu rapora göre küresel ısınma, hem doğal felaketlere sebep olacak hem de kanlı çatışmalara yol açacak. Raporda 21. yüzyılda hızla artan göç dalgasına dikkat çekilerek, iklim değişikliğinden dolayı yaşanacak olan göçlerin yanında bu göç artışının bile çok küçük kalacağı ortaya konulmuş.İngiliz yardım kuruluşu söz konusu raporla 2080'e kadar 1,1 milyon ila 3,2 milyon insanın susuz, 200 milyon ila 600 milyon insanın aç kalacağı ve ayrıca okyanus seviyesinin yükselmesinden de her yıl 2 ila 7 milyon insanın etkileneceği sonuçlarına ulaşmış. Kuruluşun raporuna göre küresel ısınma nedeniyle evlerini terk edenlerin sayısının artması 2050'ye kadar büyük bir "göç krizine" dönüşecek. Bu kriz de pek çok çatışmanın sebebi olacak.Bu rapor çok önemli bir gerçeği ortaya koyuyor. Küresel ısınmayla bazı ülkeler yaşanmaz hale gelecek ve bu ülkelerde yaşayan insanlar için yeni yaşam alanlarının bulunması gerekecek. Raporda ifade edilen göçün asıl sebebi de bu.Bence raporda öngörülen göç krizinin sebep olacağı çatışmalar başladı bile. Irak ve Afganistan'daki işgaller bu göç çatışmalarının ilk adımları.Bu gerçeği Türkiye'de ilk kez Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ifade etmişti. BTP lideri geçtiğimiz yıl, "küresel ısınmadan dolayı çok yakın bir gelecekte Amerika kıtasında Sibirya gibi soğuk iklim hâkim olacak ABD kendisine yeni bir vatan arıyor" demişti. İngiliz yardım kuruluşunun hazırladığı bu rapor BTP liderinin tespitini doğrulamaktadır.Sibirya ile aynı paralelde olduğu halde çok daha ılıman bir iklim yaşayan ABD ve Kuzey Avrupa ülkeleri, Gulfstream adı verilen sıcak su akıntısının gelecek 10 yılda tamamen durmasıyla Sibirya soğuklarıyla bir daha ayrılmayacak bir şekilde tanışacaklar. Bilim adamları bu sıcak su akıntısının 10 yıldan fazla ömrü kalmadığı konusunda birleşiyorlar.Biraz teknik bilgi verirsek;"Gulfstream sıcak su akıntısının ısısını kaybettikten sonraki soğuk su akıntısına Humboldt denmektedir.  Gulfstream ve Humboldt'ın oluşturduğu akıntı döngüsü, büyük okyanustan sıcak akıntı olarak başlar, Endonezya yakınlarından Hint okyanusuna geçer. Daha sonra Ümit Burnundan Atlas Okyanusu'na ulaşır. Sonraki rotasında önce Brezilya kıyılarını, sonra ABD Florida yarımadasını ve daha sonrasında ise İngiltere ve İzlanda üzerinden Kuzey Buz Denizi'ne doğru ilerler. Buralarda soğuk rüzgârlarla karşılaşan Gulfstream sıcak akıntısı soğur ve yoğunluğu artarak dibe çökmeye başlar ve soğuk dip akıntısı Humboldt olarak yakalaşık olarak aynı yoldan Büyük Okyanus'a geri döner. Büyük Okyanusta ekvator bölgesinde tekrar ısınır ve döngü bu şekilde devam eder. Bu döngüyü dünyanın ısıtma ve soğutma sistemi olarak ifade edebiliriz.Gulfstream akıntısı dünyadaki bütün nehir sularının yaklaşık 100 katı civarında bir su kütlesini günde 97 km hızla hareket ettiriyor. Amerika'nın doğu sahillerinde bu sıcak su akıntısının genişliği yaklaşık 50 km'yi bulurken, derinliği ise 1000 metreye kadar ulaşmaktadır. Bu akıntı ile saniyede 55 milyon m3 lük bir su kütlesinin kuzeye doğru aktığı tespit edilmiştir."Bir önemli gerçek de ABD'yi ve Avrupa'nın büyük bir kısmını yaşanmaz hale getirecek olan küresel ısınmadan en az etkilenecek topraklar üzerinde Türk milletinin yaşıyor olmasıdır.Ülkemizin bulunduğu coğrafya pek çok sebepten dolayı değerliydi. Küresel ısınmanın sonuçları ortaya çıktıktan sonra Anadolu coğrafyasının önemi çok daha artmıştır. Türkiye'nin giderek önemi artan jeopolitik konumuna yakışan bir basiretle idare edilmesi artık bir zaruret halini almıştır. Yaklaşan seçimlerde milletimiz bu gerçekler ışığında mührünü kullanmalıdır.