6'lı Masa önceki gün, 'Şimdi demokrasi zamanı' sloganıyla, 'Yarının Türkiye'si' ismiyle yeni anayasa çalışmasını kamuoyuna açıkladı. 84 madde ve 156 sayfadan oluşan anayasa değişiklik önerisinde öne çıkan hususlar özetle şöyle:
Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek.
Cumhurbaşkanı 7 yıllığına halk tarafından seçilecek. Seçimle beraber cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi sona erecek. Partili cumhurbaşkanlığına son verilecek. Cumhurbaşkanı, milletlerarası bir sözleşmeden gece yarısı tek başına çıkma kararı veremeyecek.
Cumhurbaşkanın kanunları veto etme yetkisine son verilecek.
Kuvvetler ayrılığı vurgulanıyor.
Parti kapatma zorlaştırılacak. Kapatma davasının açılabilmesi, TBMM'nin üçte ikisinin oyuyla alınacak izne bağlanacak. Dokunulmazlığın kaldırılması için üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alınacağı hükmü getirilecek.
Kadına şiddetten hüküm giymiş olanlar milletvekili olamayacak.
Meclisin denetim yetkisi güçlendirilecek. Bütçe yetkisi Meclis'e iade edilecek.
Hakimler ve Savcılar Kurulu kapatılarak Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu kurulacak. Sayıştay yüksek mahkeme statüsüne kavuşturulacak.
Savunmanın bağımsızlığı vurgulanıyor.
OHAL KHK'ları kaldırılacak. Yükseköğretim Kurulu kaldırılacak. RTÜK üyeleri basın mensupları ile iletişim ve hukuk fakültesi öğretim üyeleri arasından seçilecek…
Anayasa değişik teklifinde benim en çok dikkatimi çekenler bunlar. Bu maddelerde irdelenmesi gereken birçok husus var. Örneğin, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının önündeki en büyük engel olan seçim barajı neden tamamen kaldırılmıyor da, yüzde 3'e düşürülüyor? Diğer bir konu ise, TBMM'yi oluşturan millet iradesi iken, neden cumhurbaşkanının seçimi Meclis'e değil de yine halk oylamasına bırakılıyor? Bu durum, 'seçilmiş cumhurbaşkanı' ve 'seçilmiş başbakan' şeklinde yönetimde ikilik oluşturmayacak mı? Sorular çoğaltılabilir.
Anayasanın değiştirilmesi için TBMM'nin beşte üçünün onayı gerekiyor, bu da 600 milletvekili olan Meclis'imizde 360 milletvekili anlamına geliyor.
Dolayısıyla 6'lı Masa'nın, 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' hedefiyle hazırlamış olduğu anayasa taslağının kabul edilmesi için en az 360 milletvekiline ihtiyacı var. Bu da 2023 seçimlerinde en az yüzde 65-70 oy demek…
14 Kasım'da gerçekleşen 8'inci toplantısında 'genişlememe' kararı alan ve yapılan hiçbir anket çalışmasında bu kadar oya ulaşamayan 6'lı Masa, sizce mevcut haliyle bu anayasa değişikliğini gerçekleştirebilir mi?
Bu sorunun cevabını AKUT Vakfı Kurucu Başkanı Nasuh Mahruki katıldığı bir TV programında çok güzel bir şekilde vermiş. Mahruki özetle şunları söylüyor:
* "Demokrasicilik oynayacak zaman da değil, kumar oynayacak zaman da."
* "6'lı Masa, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'a bile 'Biz genişlemeyeceğiz, açılmayacağız' deyip yolladıktan sonra, siz dışarıda kalan insanların da çok nazik ve empatiyle davranmalarını bekleyemezsiniz."
* "Siz 6'lı Masa'yı kapalı bir kutu gibi tutarsanız, dışarıdakiler de buraya hiçbir şekilde giremeyeceklerini hissederlerse tabii ki onlar ona göre bir siyaset düşünmek zorunda kalırlar."
* "Karşınızda bir ejderha var kardeşim. Bu ejderha 20 senedir Türkiye'yi yedi bitirdi, yaktı kül etti. Eğer bir daha iktidara gelirse geri kalanı da yiyecek bitirecek, yakacak kül edecek ve mahvedecek. Bunu hiçbirimiz istemiyoruz."
* "Bunun bir tek yolu var, bu da bu seçimi kesin olarak kazanmaktır. Bu seçimi yüzde 55'le kazanmak filan değil, yüzde 70'le kazanmak."
* "Yüzde 70'le kazanmanın da yine bir tek yolu var, bu da herkesi birleştirmektir."
* "Ezici bir çoğunlukla yenilmeleri lazım. Ezici bir çoğunlukla yenilmelerinin tek yolu var, birleşmek zorundasınız."
* "O yüzden 6'lı Masa 'Biz böyle iyiyiz, genişlemeyeceğiz' kafasından çıkması lazım. Biraz daha geniş düşünmesi lazım."
'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' diyen, buna göre de anayasa değişikliğini hedefleyen 6'lı Masa için yüzde 50+1 hatta yüzde 55 oy, Sayın Mahruki'nin altını çizdiği gibi, seçimi kazanmak anlamı taşımıyor. Yüzde 70 çoğunluk elde edilmediği takdirde, anayasa değiştirilemez, partili cumhurbaşkanlığı sistemine son verilemez.
Bu sefer 6'lı Masa'nın cumhurbaşkanı adayı, bugünkü cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yerine oturur, isimler değişir ama sorunlar aynen devam eder. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olan bir partili bir cumhurbaşkanımız olur. Anayasa değişikliği ile bir durum değişikliği olmadığı için de tüm yetkiler onda olur.
Eğer 6'lı Masa, gerçekten güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanaysa, bunu sağlayacak bir anayasa değişikliği talep ediyorsa, 14 Kasım'da aldığı 'genişlememe' kararını mutlaka yeniden gözden geçirmelidir.
Yoksa hedefleri konusunda kendi tabanları da dahil hiç kimseyi ikna edemezler; seçimleri yine altın tepside mevcut iktidara kendi elleriyle teslim ederler.
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025