Fiskobirlik (FKB) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar ve yönetimi Ramazan son günlerinde Entegre Sosyal Tesisleri’nde yerel, ulusal gazete ve TV kanalları ile ajansların temsilcilerini ile Giresun Gazeteciler Cemiyeti (GGC)Başkanı Bekir Bayramı da iftara davet ederek basın toplantısı düzenledi. İftardan sonra yapılan basın toplantısında Lütfü Bayraktar FKB ile ilgili değişik açıklamalar da bulundu. Ancak burada bir yanlışı düzeltmemiz gerekir. Bayraktar bey yanına GGC Başkanı Bekir Bayram beyi alması gerekirdi. AKP’den milletvekili aday adayı olan ve AKP’nin politikalarını savunan bir internet sitesinde yazı yazan Ahmet Çıtlakoğlu’nun aynı sırada oturmasını ne ile izah edebiliriz? Yazar da olsa orada oturması gereken kişi GGC Başkanı Bekir Bayram olması gerekirdi. Veya hiçbir gazete yazarının protokol masasında oturmaması gerekir. Bu işin kuralı budur. Ahmet Çıtlakoğlu siyasetçidir. Bir yazı yazdığı için Sayın Bayraktar onu o köşeye oturttu mu, kendisi mi oturdu, bilemem. Bizler yıllardır FKB’nin sorunlarını yerel ve ulusal TV’lerde programcı veya konuşmacı olarak dile getiriyoruz. FKB’nin bu hale gelmesinde AKP’nin rolünü ve 57. Hükümet’in (DSP-MHP-ANAP) yaptıklarını anlattık ve anlatıyoruz. Üreticinin hakkını savunduk. Bunu aynen Sayın Bayraktar’a aktardım. “Haklısın” dedi. Şimdi soruyorum: 4572 sayılı kanunu 57. Hükümet çıkardı. Tahkim Yasasını, 15 günde 15 yasayı çıkardılar. Türk çiftçisini bu hale getiren yasalar bunlar!
2002 de iktidara gelen AKP, bu yasaları değiştirmedi, aynen uyguladı. FKB, TARİŞ ve diğer tarım satış kooperatifleri saf dışı bırakıldı. 4572 sayılı yasa FKB ve tarım satış kooperatiflerini ilga etme yasasıdır. Bu yasalar AB’nin dayatmalarıyla çıkan yasalardır. Şimdi Lütfi Bayraktar çözüm arıyor. Satılmayan FKB taşınmazı az kaldı. Eski Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem döneminde FKB’nin depolarında 50 bin ton fındık vardı. Defterlerinde 50 milyon TL alacağı vardı. FKB’de 2 bine yakın çalışan vardı. Fındık üreticisine de 170 milyon TL borcu bulunuyordu. Bu borç faizsiz borçtu. AKP üreticiden kesilen fondaki 50 milyon parayı FKB’ye ödemedi. Ancak diğer tarım satış kooperatiflerine destek verdi lakin FKB’ye vermedi. Her yıl ve iki yılda yapılan mali kongrelerde Salih Erdem ve yönetimini devirmek için AKP Giresun milletvekilleri ve komşu il AKP’li vekiller öyle çalıştılar ki, “Bizim adamlarımızı seçerseniz, hemen size para göndereceğiz, seçmezseniz ise size para yok” dediler. Bunlar kayıtlarda vardır. Ayrıca fındık konusunda AKP’li yetkililer öyle konuşmalar ve basın açıklamaları yaptılar ki, sanki kendileri bu bölgenin vekilleri değildi! Sonraki yıllarda yapılan kongrelerde AKP-MHP ve Ziraat odaları başkanları delegelerle bir olup Salih Erdem beyin yönetimini devirdiler. Yönetim Kurulu Başkanlığına Yaşar Pamuk beyi getirdiler. Yönetim AKP ve MHP’lilerden meydana gelmişti. Bu dönemde FKB 5 veya 6 bankaya borçlandırıldı.
FKB işte o zaman battı. Tahminen 70 milyon TL'ye yakın bankalara faiz ödendi. Tabii AKP, Yaşar Pamuk’u beğenmedi. Bir sonraki seçimlerde Lütfi Bayraktar’ı seçtirdiler ve Yaşar Pamuk’u devirdiler. Lütfi Bayraktar koyu bir AKP’lidir. AKP İlçe Başkanı’dır. Kendi deyimi ile istemeyerek FKB Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmuştur. Hükümet FKB’ye destek vermesi gerekirken, bunu yapmadı, TMO’yu devreye soktu. TMO’nun fındıkla uzaktan yakında alakası yoktu. TMO’ya verilen destek FKB’ye verilmiş olsaydı, bugün FKB bu hale düşmezdi. FKB’nin bu hale düşmesinin müsebbibi AKP Hükümeti ve fındık üreticisidir. Bir de fındık üreticisini seçtiği delegelerdir. Ayrıca FKB, 120 milyon TL tutarında taşınmaz malını sattı. Bu paranın 3 katını versen satılanları geri alamazsın!
Satılan bu mülkler fındık üreticinin malıdır. Delegenin oyu ile satıldı. Ben şunu ifade edeyim. Delegelerin yüzde 85’i üreticinin haklarını savunacak kişilerden oluşmadı. Onlar kendileri ve yönetimin menfaatlerini savundular. Şimdi kara göründü. Çare arıyorlar. Çare tarımı destekleyen yeni bir hükümetin gelmesidir, o zaman bu kurumlar kurtulur. FKB’ye 200 milyon TL para gönderirsin, FKB kurtulur. Devlet için bu para kuruş hükmündedir. Bunu yapacak babayiğitlere ihtiyaç var. Son on yılda 75 milyar dolarlık tarım ürünü ithal edildi. Ayrıca son on yılda faize 328 miyar dolar ödendi. FKB Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar, “Hazine desteği olmadan bu iş olmaz” diyor. Doğru söylüyor. “Sana bunu destek verdiğin AKP Hükümeti vermeli” Sayın Bayraktar. Doğrudan destek bitti. Şu ana kadar 2.6 milyar TL’lik destek verildi. Kim verdi bunu, Dünya Bankası... 3 yıl sürdü. Avrupa ve ABD, Rusya, Japonya vesaire dönüm başı değil ürüne destek veriyor. Onun için onlarda tarım patladı. Bizde çiftçi perişan oldu.
Sayın Bayraktar, “Ulusal Fındık Konseyi ne iş yapıyor?” diye soruyor. Doğru… Konsey üyeleri de AKP’li, bol bol dünyayı geziyorlar. Ekmek elden su gölden, yaşayıp gidiyorlar! Sayın Bayraktar fındığın zarar etmediğini söyledi, “arz fazlası yoktur” dedi. Doğru, 2000 -2012 yıları arası 7 milyon ton fındık üretildi. Bunun 5 milyon 976 bin tonu ihraç edildi, 1 milyon tonu da iç piyasada tüketildi. Bayraktar, “lisanslı depoculuğun bir kandırmaca olduğunu” söyledi. Gerçekte lisanlı depoculuk çiftçiyi sömürmek için ortaya atılan bir senaryodur. Bu depoculuğun bütün masraflarını devlet karşılarsa tamam ancak bütün masrafları depoya fındık koyan üreticilerden alınacaktır. Bu üreticiye darbe vurmaktır.
Neticede iktidar destek olsaydı, bugün FKB Giresun ekonomisinin “Aksu Deresi” olurdu. Bayraktar, “fındık alacaklarını” ifade etti. Hayırlı olsun. Üretici size güvenir de fındık verirse ne mutlu size. Ancak vatandaş ne diyor, ona sormak lazım
Giresun ilimizde FKB, TEDAŞ, SEKA, un fabrikaları gitti. Çok miktarda personel gitti. Giresun ekonomisi bunlarla ayakta tutardı. Bu kurumlarda yanlışlıklar vardı, hükümetlerin görevi bu yanlışlıkları düzelmekti, satmak değildi. El adama öğüt verir, ekmek vermez. Şimdi üniversite mezunları işsiz geziyor. Bunların müsebbibi ülkeyi yöneten siyasilerdir. Sayın Bayraktar bu yanlışlıklar bugünkü ekonomi modelle düzelmez. Kendimize yeni bir ekonomi model ve siyasi iktidar lazımdır.
2002 de iktidara gelen AKP, bu yasaları değiştirmedi, aynen uyguladı. FKB, TARİŞ ve diğer tarım satış kooperatifleri saf dışı bırakıldı. 4572 sayılı yasa FKB ve tarım satış kooperatiflerini ilga etme yasasıdır. Bu yasalar AB’nin dayatmalarıyla çıkan yasalardır. Şimdi Lütfi Bayraktar çözüm arıyor. Satılmayan FKB taşınmazı az kaldı. Eski Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem döneminde FKB’nin depolarında 50 bin ton fındık vardı. Defterlerinde 50 milyon TL alacağı vardı. FKB’de 2 bine yakın çalışan vardı. Fındık üreticisine de 170 milyon TL borcu bulunuyordu. Bu borç faizsiz borçtu. AKP üreticiden kesilen fondaki 50 milyon parayı FKB’ye ödemedi. Ancak diğer tarım satış kooperatiflerine destek verdi lakin FKB’ye vermedi. Her yıl ve iki yılda yapılan mali kongrelerde Salih Erdem ve yönetimini devirmek için AKP Giresun milletvekilleri ve komşu il AKP’li vekiller öyle çalıştılar ki, “Bizim adamlarımızı seçerseniz, hemen size para göndereceğiz, seçmezseniz ise size para yok” dediler. Bunlar kayıtlarda vardır. Ayrıca fındık konusunda AKP’li yetkililer öyle konuşmalar ve basın açıklamaları yaptılar ki, sanki kendileri bu bölgenin vekilleri değildi! Sonraki yıllarda yapılan kongrelerde AKP-MHP ve Ziraat odaları başkanları delegelerle bir olup Salih Erdem beyin yönetimini devirdiler. Yönetim Kurulu Başkanlığına Yaşar Pamuk beyi getirdiler. Yönetim AKP ve MHP’lilerden meydana gelmişti. Bu dönemde FKB 5 veya 6 bankaya borçlandırıldı.
FKB işte o zaman battı. Tahminen 70 milyon TL'ye yakın bankalara faiz ödendi. Tabii AKP, Yaşar Pamuk’u beğenmedi. Bir sonraki seçimlerde Lütfi Bayraktar’ı seçtirdiler ve Yaşar Pamuk’u devirdiler. Lütfi Bayraktar koyu bir AKP’lidir. AKP İlçe Başkanı’dır. Kendi deyimi ile istemeyerek FKB Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmuştur. Hükümet FKB’ye destek vermesi gerekirken, bunu yapmadı, TMO’yu devreye soktu. TMO’nun fındıkla uzaktan yakında alakası yoktu. TMO’ya verilen destek FKB’ye verilmiş olsaydı, bugün FKB bu hale düşmezdi. FKB’nin bu hale düşmesinin müsebbibi AKP Hükümeti ve fındık üreticisidir. Bir de fındık üreticisini seçtiği delegelerdir. Ayrıca FKB, 120 milyon TL tutarında taşınmaz malını sattı. Bu paranın 3 katını versen satılanları geri alamazsın!
Satılan bu mülkler fındık üreticinin malıdır. Delegenin oyu ile satıldı. Ben şunu ifade edeyim. Delegelerin yüzde 85’i üreticinin haklarını savunacak kişilerden oluşmadı. Onlar kendileri ve yönetimin menfaatlerini savundular. Şimdi kara göründü. Çare arıyorlar. Çare tarımı destekleyen yeni bir hükümetin gelmesidir, o zaman bu kurumlar kurtulur. FKB’ye 200 milyon TL para gönderirsin, FKB kurtulur. Devlet için bu para kuruş hükmündedir. Bunu yapacak babayiğitlere ihtiyaç var. Son on yılda 75 milyar dolarlık tarım ürünü ithal edildi. Ayrıca son on yılda faize 328 miyar dolar ödendi. FKB Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar, “Hazine desteği olmadan bu iş olmaz” diyor. Doğru söylüyor. “Sana bunu destek verdiğin AKP Hükümeti vermeli” Sayın Bayraktar. Doğrudan destek bitti. Şu ana kadar 2.6 milyar TL’lik destek verildi. Kim verdi bunu, Dünya Bankası... 3 yıl sürdü. Avrupa ve ABD, Rusya, Japonya vesaire dönüm başı değil ürüne destek veriyor. Onun için onlarda tarım patladı. Bizde çiftçi perişan oldu.
Sayın Bayraktar, “Ulusal Fındık Konseyi ne iş yapıyor?” diye soruyor. Doğru… Konsey üyeleri de AKP’li, bol bol dünyayı geziyorlar. Ekmek elden su gölden, yaşayıp gidiyorlar! Sayın Bayraktar fındığın zarar etmediğini söyledi, “arz fazlası yoktur” dedi. Doğru, 2000 -2012 yıları arası 7 milyon ton fındık üretildi. Bunun 5 milyon 976 bin tonu ihraç edildi, 1 milyon tonu da iç piyasada tüketildi. Bayraktar, “lisanslı depoculuğun bir kandırmaca olduğunu” söyledi. Gerçekte lisanlı depoculuk çiftçiyi sömürmek için ortaya atılan bir senaryodur. Bu depoculuğun bütün masraflarını devlet karşılarsa tamam ancak bütün masrafları depoya fındık koyan üreticilerden alınacaktır. Bu üreticiye darbe vurmaktır.
Neticede iktidar destek olsaydı, bugün FKB Giresun ekonomisinin “Aksu Deresi” olurdu. Bayraktar, “fındık alacaklarını” ifade etti. Hayırlı olsun. Üretici size güvenir de fındık verirse ne mutlu size. Ancak vatandaş ne diyor, ona sormak lazım
Giresun ilimizde FKB, TEDAŞ, SEKA, un fabrikaları gitti. Çok miktarda personel gitti. Giresun ekonomisi bunlarla ayakta tutardı. Bu kurumlarda yanlışlıklar vardı, hükümetlerin görevi bu yanlışlıkları düzelmekti, satmak değildi. El adama öğüt verir, ekmek vermez. Şimdi üniversite mezunları işsiz geziyor. Bunların müsebbibi ülkeyi yöneten siyasilerdir. Sayın Bayraktar bu yanlışlıklar bugünkü ekonomi modelle düzelmez. Kendimize yeni bir ekonomi model ve siyasi iktidar lazımdır.
Hasan Seyis / diğer yazıları
- Fiskobirlik çare arıyor / 23.08.2012