Evet sevgili okuyucular Fenerbahçe iyiye gideceğine kötüye gidiyor.
Dün Ümraniye maçına nazaran daha derli toplu ve pasa dayalı bir futbol oynasa da Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu futbol önümüzdeki sezon için umut vaat etmiyor.
Her şeyden önce Fenerbahçe'nin bu sene yaptığı transferler Fenerbahçe taraftarının umduğu kalitede değil.
Bu transferlerin nasıl yapıldığını ve kimlerin aracı olduğunu bilmiyorum ama bunlar büyük ihtimalle Jesus'un önerdiği futbolcular.
Jesus önemli bir hoca. Ne var ki getirttiği oyuncular bırakın Avrupa'yı bizim Süper Lig'in kalitesinin çok altında.
Bir örnek Luan Peres. Peres bu maçta tel tel döküldü.
Yenilen golde rakibini marke edemediği gibi önce ikili mücadeleyi kaybetti sonra Altay'dan seken ikinci topu seyredip resmen golü atan oyuncunun şut atmasına izin verdi.
Şimdi burada sormak gerekiyor. Geçen sene başarılı olmuş oturmuş bir kadro vardı. Bu kadro dağıtıldı.
Dağıtılınca o kadroda başarılı performans gösteren oyuncuların bu sezonki verimi düşmekle kalmadı yerine gelen oyuncular performanslarıyla ümit vermediler.
Örnek Crespo. Bu sene geçen sene gösterdiği performansın çok altında.
Geçen sene birlikte oynadığı arkadaşları ile bu sene oynamamaktan performansının etkilendiği kesin.
Zaten ne zaman forma şansı bulacağı belli değil. Jesus'un kafası karışık.
Getirdiği oyuncular ile devam etmek istiyor ama iyi futbol ortaya çıkmayınca panik halinde Zajc'a veya Crespo'ya sarılıyor, gönderileceği söylenen Lemos'a sarılıyor.
Örnek bu maçta 65'te oyuna girdikten sonra Zajc ancak bir iki kere topla buluşabildi. Kontrol Jesus'ta değil belli ki.
Jesus açıkça kamuoyu baskısından korkuyor. Halbuki böyle başarılı olma şansı yok. Kadro istikrarı şart.
Tabii Fenerbahçe kamuoyu gibi başarıdan başka bir şey düşünmeyen camiada ne derece sabır var.
Tabii ki başarı hemen talep ediliyor. Jesus bu baskı ile baş edemeyecek ise Fenerbahçe'nin bir sezonu daha kayboldu demektir.
Maça gelirsek ilk maçtaki sonuç bu mücadeleyi önemsizleştirdi.
Fakat dediğim gibi Fenerbahçe bu maçta istenilen futbolu oynayamadı.
Her ne kadar Ümraniye maçına kıyasla daha bir tempolu ve daha bir takım oyunu ortaya koysa da oynanan futbol tatmin edici değil.
Sahanın iyileri kim derseniz. Maçın genelinde savunmada iyi performans gösteren Lemos.
Onun önünde oynayan ve bir çok kritik hamle ile rakip atakları kesmekle kalmayıp aynı zamanda birçok atağı başlatan İsmail Yüksek.
Örnek 27'de Fenerbahçe'nin ender ve belki de tek organize atağında hücumu başlatan İsmail Yüksek'ti.
Bu atakta Arda'nın Serdar Dursun'a pasının mükemmelliğini tarif edecek kelime yok.
Arda böyle ikinci bir pası da 79'da Emre Mor'a attı. Bakın Fenerbahçe'nin öyle görünüyor ki bu seneki sorunu merkezde olacak.
Bunu şöyle ifade edeyim Fenerbahçe'nin bir Hamsik'i yok. Bir Pjanic'i yok. Aslında var ama o mevkide oynatılmıyor.
Ben şimdi iddia ediyorum. Arda tam bir pas dağıtıcı oyuncu. Yani temelde bir pasör. Bu maçta yanlış mevkide oynatıldı.
Bence defansın hemen önünde 8 numara gibi oynaması lazım. O zaman atacağı paslar ile Fenerbahçe'nin organizasyon sorununu büyük ölçüde çözer.
Arda'yı kalabalık içine sokmamak lazım.
İlk maçta kaderi belli olan bu rövanş maçında Fenerbahçe turu geçerek Avrupa Ligi'nde iddiasını sürdürdü.
Fakat oynan futbol ümit vaat etmiyor. Bakalım nasıl gelişmeler olacak.
Dün Ümraniye maçına nazaran daha derli toplu ve pasa dayalı bir futbol oynasa da Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu futbol önümüzdeki sezon için umut vaat etmiyor.
Her şeyden önce Fenerbahçe'nin bu sene yaptığı transferler Fenerbahçe taraftarının umduğu kalitede değil.
Bu transferlerin nasıl yapıldığını ve kimlerin aracı olduğunu bilmiyorum ama bunlar büyük ihtimalle Jesus'un önerdiği futbolcular.
Jesus önemli bir hoca. Ne var ki getirttiği oyuncular bırakın Avrupa'yı bizim Süper Lig'in kalitesinin çok altında.
Bir örnek Luan Peres. Peres bu maçta tel tel döküldü.
Yenilen golde rakibini marke edemediği gibi önce ikili mücadeleyi kaybetti sonra Altay'dan seken ikinci topu seyredip resmen golü atan oyuncunun şut atmasına izin verdi.
Şimdi burada sormak gerekiyor. Geçen sene başarılı olmuş oturmuş bir kadro vardı. Bu kadro dağıtıldı.
Dağıtılınca o kadroda başarılı performans gösteren oyuncuların bu sezonki verimi düşmekle kalmadı yerine gelen oyuncular performanslarıyla ümit vermediler.
Örnek Crespo. Bu sene geçen sene gösterdiği performansın çok altında.
Geçen sene birlikte oynadığı arkadaşları ile bu sene oynamamaktan performansının etkilendiği kesin.
Zaten ne zaman forma şansı bulacağı belli değil. Jesus'un kafası karışık.
Getirdiği oyuncular ile devam etmek istiyor ama iyi futbol ortaya çıkmayınca panik halinde Zajc'a veya Crespo'ya sarılıyor, gönderileceği söylenen Lemos'a sarılıyor.
Örnek bu maçta 65'te oyuna girdikten sonra Zajc ancak bir iki kere topla buluşabildi. Kontrol Jesus'ta değil belli ki.
Jesus açıkça kamuoyu baskısından korkuyor. Halbuki böyle başarılı olma şansı yok. Kadro istikrarı şart.
Tabii Fenerbahçe kamuoyu gibi başarıdan başka bir şey düşünmeyen camiada ne derece sabır var.
Tabii ki başarı hemen talep ediliyor. Jesus bu baskı ile baş edemeyecek ise Fenerbahçe'nin bir sezonu daha kayboldu demektir.
Maça gelirsek ilk maçtaki sonuç bu mücadeleyi önemsizleştirdi.
Fakat dediğim gibi Fenerbahçe bu maçta istenilen futbolu oynayamadı.
Her ne kadar Ümraniye maçına kıyasla daha bir tempolu ve daha bir takım oyunu ortaya koysa da oynanan futbol tatmin edici değil.
Sahanın iyileri kim derseniz. Maçın genelinde savunmada iyi performans gösteren Lemos.
Onun önünde oynayan ve bir çok kritik hamle ile rakip atakları kesmekle kalmayıp aynı zamanda birçok atağı başlatan İsmail Yüksek.
Örnek 27'de Fenerbahçe'nin ender ve belki de tek organize atağında hücumu başlatan İsmail Yüksek'ti.
Bu atakta Arda'nın Serdar Dursun'a pasının mükemmelliğini tarif edecek kelime yok.
Arda böyle ikinci bir pası da 79'da Emre Mor'a attı. Bakın Fenerbahçe'nin öyle görünüyor ki bu seneki sorunu merkezde olacak.
Bunu şöyle ifade edeyim Fenerbahçe'nin bir Hamsik'i yok. Bir Pjanic'i yok. Aslında var ama o mevkide oynatılmıyor.
Ben şimdi iddia ediyorum. Arda tam bir pas dağıtıcı oyuncu. Yani temelde bir pasör. Bu maçta yanlış mevkide oynatıldı.
Bence defansın hemen önünde 8 numara gibi oynaması lazım. O zaman atacağı paslar ile Fenerbahçe'nin organizasyon sorununu büyük ölçüde çözer.
Arda'yı kalabalık içine sokmamak lazım.
İlk maçta kaderi belli olan bu rövanş maçında Fenerbahçe turu geçerek Avrupa Ligi'nde iddiasını sürdürdü.
Fakat oynan futbol ümit vaat etmiyor. Bakalım nasıl gelişmeler olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025