Satma sırası pancara, pancarı şekere dönüştüren fabrikalara geldi; hem de hepsini toptan satacaklar. Cumhuriyet'in üç beyazından biri olan şekere milleti muhtaç edecekler.
Ulu yurdumuzdaki her bir yurttaşımızın, her bir bağın, bahçenin, evin; her bir işletmenin, fabrikanın, okulun, yolun, çeşmenin bir hikayesi vardır. Hele de fabrikaların hikayeleri, dinleyince insanı şaşkına çevirecek hikayelerdir bunlar. Her fabrikanın kurulma aşamasında, planında, yapımı için bulunan parasında, emeğinde, sermayesinde, üretiminde ve üretiminin satışında ne sarsıcı hikayeler vardır. Her fabrikayı kuran bir veya birkaç idealist, vatanını, milletini, devletini canından çok seven yorulmak bilmez çalışkanlık abidesi kahramanlar vardır?
O güzel sanayici kahramanların emeği ve mirası ile bugünlere geldik? Allah onlardan razı olsun? Cumhuriyet'in kurulmasıyla tam bir seferberlik başlamış dağ başlarındaki köylere, kasabalara, ilçelere, illere peşpeşe okullar yapılmış, yapılan okullara öğretmen bulunamamış, bu okullara Atatürk'ün direktifiyle eğitmenler gönderilmiş; bu okullardan sonra ileri okullar bitiren dedelerimiz, babalarımız devlet katlarında görev almış, çalışmış ve emekli olmuşlardır. İstiklal Savaşı kahramanlarının kahramanlıkları sanayide de devam etmiş, yurdun dört bucağına fabrikalar kurulmuş, büyüklerimiz ve bizler bu fabrikalarda çalışarak emekli olmuşuz, elde kalanlarda da çalışanlar huzur içinde evlerine ekmek götürüp ailelerine bakmaktalar, çocuklarını büyük bir arzu ile okutmaktadırlar?
Bu güzel kahramanlık, bu güzel düzen, bu güzel huzur yıkılır mı? Ülkenin ekmek teknesi fabrikaları satılır mı? Yazık değil mi?
Bugün bu fabrikaları ve daha pek çok milli kurumu satanların çocukları dahil olmak üzere, gelecek nesiller bu satılanların hepsini; bankaları, fabrikaları, madenleri, limanları tek tek geri alacaklar? Bu geri alış çok zor olacak, başarılı olup olmamak da var işin içinde? Gelecek nesillerimizin ömrü satılanları geri almakla geçecek?
Şeker fabrikalarının nasıl kurulduğunu bilmezseniz elbette satarsınız? Şeker fabrikalarının Türk sanayiindeki yeri tam olarak bilinmiyor, hatta hafife alınıyor olmalı ki hepsinin birden satılmasına karar veriliyor. İlk kurulan fabrikalarımız Alpullu ve Uşak Şeker Fabrikalarıdır, 1926 yılında kurulmuştur. O yıllarda 65 yaşında olan Nuri Şeker kurmuştur. Atatürk ve İsmet Paşa'nın direktifleriyle ve halktan yumurta toplanarak kurulmuştur. Milletimiz, çoluk çocuğunun rızkı olan yumurtasını devletine bağışlamış, bu yumurtalar şeker fabrikalarına dönüşmüştür, temelinde halkın büyük desteği var. İlk özel bankamız olan Yapı ve Kredi Bankası'nın da kurucusu olan Kazım Taşkent, 1933 yılında Eskişehir, 1934'te de Turhal Şeker Fabrikalarını kurmuştur.
Pancar ve şeker; sağlığı, ekonomiyi, çiftçiyi, tüketiciyi, kalkınmayı, milli sanayiyi ilgilendiren bir konudur.
Yüksek Mühendis Erkin Çetinkaya, Kimya Yüksek Mühendisi Kazım Taşkent, Kimya Yüksek Mühendisi Muammer Tuksavul, Yüksek Mühendisi Ahmet Yolaç gibi vatanperverlerin emeği ile ulu yurdumuz baştanbaşa şeker fabrikalarıyla donatıldı. Turhal ve Eskişehir fabrikaları aynı zamanda makine imalatı da yapacak şekilde düzenlendi, buna karşı çıkanlar da oldu ama 2. Dünya Savaşı sırasında dışarıdan yedek parça gelmeyince bu makine birimlerinde yedek parça üretildi ve fabrikalarda üretim aksaması yaşanmadı. Alman ve Fransız firmalarına anahtar teslimi ile de fabrikalar yaptırıldı, ancak zamanla mühendislerimizin şeker fabrikalarını yapma bilgisi sınırlarımızı da aştı, Musul'da Alman Krupp firmasıyla beraber şeker fabrikası yapılacaktı, bunun için mühendis ve işçiler de Irak'a gönderildi. Irak'ta aynı yıl (1957) darbe olunca bu fabrikanın yapımı gerçekleşmedi.
Sonuç olarak her mezranın, köyün, ilçenin, şehrin bir hikayesi vardır; her hikayede isimsiz kahramanların emekleri ve hikayeleri vardır; her milli firmada tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır.
Fabrikalarımız, bankalarımız, arazilerimiz, meleyen her bir kuzumuz, büyüyen her bir fidanımız, akan pınarlarımız? hepsi bugünümüzdür, geleceğimizdir?
Siyasetçi ağabeylerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz! Satmayın, sakın satmayın; bu ulu milletin bağışladığı yumurtalarla yapılan, hepimizin gözbebeği olan bu güzelim şeker fabrikalarını sakın satmayın!..
Ulu yurdumuzdaki her bir yurttaşımızın, her bir bağın, bahçenin, evin; her bir işletmenin, fabrikanın, okulun, yolun, çeşmenin bir hikayesi vardır. Hele de fabrikaların hikayeleri, dinleyince insanı şaşkına çevirecek hikayelerdir bunlar. Her fabrikanın kurulma aşamasında, planında, yapımı için bulunan parasında, emeğinde, sermayesinde, üretiminde ve üretiminin satışında ne sarsıcı hikayeler vardır. Her fabrikayı kuran bir veya birkaç idealist, vatanını, milletini, devletini canından çok seven yorulmak bilmez çalışkanlık abidesi kahramanlar vardır?
O güzel sanayici kahramanların emeği ve mirası ile bugünlere geldik? Allah onlardan razı olsun? Cumhuriyet'in kurulmasıyla tam bir seferberlik başlamış dağ başlarındaki köylere, kasabalara, ilçelere, illere peşpeşe okullar yapılmış, yapılan okullara öğretmen bulunamamış, bu okullara Atatürk'ün direktifiyle eğitmenler gönderilmiş; bu okullardan sonra ileri okullar bitiren dedelerimiz, babalarımız devlet katlarında görev almış, çalışmış ve emekli olmuşlardır. İstiklal Savaşı kahramanlarının kahramanlıkları sanayide de devam etmiş, yurdun dört bucağına fabrikalar kurulmuş, büyüklerimiz ve bizler bu fabrikalarda çalışarak emekli olmuşuz, elde kalanlarda da çalışanlar huzur içinde evlerine ekmek götürüp ailelerine bakmaktalar, çocuklarını büyük bir arzu ile okutmaktadırlar?
Bu güzel kahramanlık, bu güzel düzen, bu güzel huzur yıkılır mı? Ülkenin ekmek teknesi fabrikaları satılır mı? Yazık değil mi?
Bugün bu fabrikaları ve daha pek çok milli kurumu satanların çocukları dahil olmak üzere, gelecek nesiller bu satılanların hepsini; bankaları, fabrikaları, madenleri, limanları tek tek geri alacaklar? Bu geri alış çok zor olacak, başarılı olup olmamak da var işin içinde? Gelecek nesillerimizin ömrü satılanları geri almakla geçecek?
Şeker fabrikalarının nasıl kurulduğunu bilmezseniz elbette satarsınız? Şeker fabrikalarının Türk sanayiindeki yeri tam olarak bilinmiyor, hatta hafife alınıyor olmalı ki hepsinin birden satılmasına karar veriliyor. İlk kurulan fabrikalarımız Alpullu ve Uşak Şeker Fabrikalarıdır, 1926 yılında kurulmuştur. O yıllarda 65 yaşında olan Nuri Şeker kurmuştur. Atatürk ve İsmet Paşa'nın direktifleriyle ve halktan yumurta toplanarak kurulmuştur. Milletimiz, çoluk çocuğunun rızkı olan yumurtasını devletine bağışlamış, bu yumurtalar şeker fabrikalarına dönüşmüştür, temelinde halkın büyük desteği var. İlk özel bankamız olan Yapı ve Kredi Bankası'nın da kurucusu olan Kazım Taşkent, 1933 yılında Eskişehir, 1934'te de Turhal Şeker Fabrikalarını kurmuştur.
Pancar ve şeker; sağlığı, ekonomiyi, çiftçiyi, tüketiciyi, kalkınmayı, milli sanayiyi ilgilendiren bir konudur.
Yüksek Mühendis Erkin Çetinkaya, Kimya Yüksek Mühendisi Kazım Taşkent, Kimya Yüksek Mühendisi Muammer Tuksavul, Yüksek Mühendisi Ahmet Yolaç gibi vatanperverlerin emeği ile ulu yurdumuz baştanbaşa şeker fabrikalarıyla donatıldı. Turhal ve Eskişehir fabrikaları aynı zamanda makine imalatı da yapacak şekilde düzenlendi, buna karşı çıkanlar da oldu ama 2. Dünya Savaşı sırasında dışarıdan yedek parça gelmeyince bu makine birimlerinde yedek parça üretildi ve fabrikalarda üretim aksaması yaşanmadı. Alman ve Fransız firmalarına anahtar teslimi ile de fabrikalar yaptırıldı, ancak zamanla mühendislerimizin şeker fabrikalarını yapma bilgisi sınırlarımızı da aştı, Musul'da Alman Krupp firmasıyla beraber şeker fabrikası yapılacaktı, bunun için mühendis ve işçiler de Irak'a gönderildi. Irak'ta aynı yıl (1957) darbe olunca bu fabrikanın yapımı gerçekleşmedi.
Sonuç olarak her mezranın, köyün, ilçenin, şehrin bir hikayesi vardır; her hikayede isimsiz kahramanların emekleri ve hikayeleri vardır; her milli firmada tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır.
Fabrikalarımız, bankalarımız, arazilerimiz, meleyen her bir kuzumuz, büyüyen her bir fidanımız, akan pınarlarımız? hepsi bugünümüzdür, geleceğimizdir?
Siyasetçi ağabeylerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz! Satmayın, sakın satmayın; bu ulu milletin bağışladığı yumurtalarla yapılan, hepimizin gözbebeği olan bu güzelim şeker fabrikalarını sakın satmayın!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cemal ÇAĞLAR / diğer yazıları
- Satışlar acele seçimler acele / 15.05.2018
- Fabrikalarını satan devletin sonu ne olur? / 23.02.2018
- Dünya büyük savaşa doğru gidiyor / 24.12.2017
- Son kale Türkiye dünya bizi bekliyor / 14.12.2017
- Bu gidişle ekmek kuyruklarını yaşar mıyız? / 10.12.2017
- Ekonomimiz çöküşten kurtarılmalıdır / 19.11.2017
- Fabrikalarını satan devletin sonu ne olur? / 23.02.2018
- Dünya büyük savaşa doğru gidiyor / 24.12.2017
- Son kale Türkiye dünya bizi bekliyor / 14.12.2017
- Bu gidişle ekmek kuyruklarını yaşar mıyız? / 10.12.2017
- Ekonomimiz çöküşten kurtarılmalıdır / 19.11.2017