Dün Johannes Beck isimli bir Alman gazeteci, Avrupa Birliği'nin 1991'deki Maastricht Zirvesi'nde alınan kararlar uyarınca tek para birimi olan Euro'ya geçişiyle ilgili yazdığı makaleye şu sözlerle başlıyordu: "Gelecek geliyor derken geldi . Bugün Avrupa tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Avrupa Birliği'ne üye 12 ülkede artık tek bir para birimi Euro tedavüle girdi. Güçlü Deutche Mark'tan İtalyan liretine 12 ülkenin milli parasından vazgeçip ortak bir para birimi kullanmaya karar vermeleri tarihi bir başarı. Daha 1970'de dönemin Lüksemburg Başbakanı Pierre Werner, o zamanki adıyla, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) Komisyonu'nun arzuları doğrultusunda, ortak bir para birimi için plan hazırlamıştı. Ama Topluluk o dönemde henüz böyle büyük bir atılım için yeterince olgunlaşmamıştı. Pierre Werner'in para birliği rüyası 30 yıl sonra gerçekleşti."
Evet kimi Avrupalılara göre Euro'nun tedavüle girmesiyle birlikte bir rüya gerçekleşmişti. Kimi Avrupalılar ise hala kuşkulu. Örneğin AB üyesi olan Danimarka, İngiltere ve İsveç'in hala Euro'ya katılmaması anlamlı bulunuyor. Her 3 ülkenin de, ciddi çekinceleri var.
Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Wim Duisenberg önceki gün 12 ülkeden açılan bir yarışmayı kazanan 24 çocuğa Yılbaşı hediyesi olarak ilk Euro banknotlarını verirken mutlu ve çok memnun olduğunu söylüyordu.
Duisenberg, Avrupa'da barış ve refahın egemen olduğu yepyeni bir dönemin açıldığına işaret ederek, etrafında toplanan çocuklara ne kadar şanslı olduklarını anlatmak için İkinci Dünya Savaşının yarattığı yıkım ve ekonomik çöküntü içinde geçen kendi çocukluğunu örnek veriyordu. Duisenberg bu mutlu gününde henüz Para Birliği'ne katılmamış olan üç Avrupa Birliği üyesine çağrı yapmaktan da geri kalmadı: "Danimarka, İsveç ve İngiltere, gelin sizler de Euro'ya katılın."
Euro'nun önemi
Avrupa Birliği'ne üye 12 ülkede, 300 milyon kişi tarafından kullanılacak olan Euro, Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra, Avrupa'da en yaygın olarak kullanılacak para birimi özelliğine de sahip. Avrupa Birliği'nin başkenti Brüksel'de, Euro'nun yürürlüğe girişi havai fişek gösterileriyle kutlandı. Brüksel ve Avrupa Merkez Bankası'nın bulunduğu Frankfurt'ta insanlar, yeni banknotları görebilmek için para çekme makinelerine akın ettiler. Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi de, Euro'nun kullanıma girmesini, Avrupa tarihinde yeni bir sayfa olarak niteliyor.
Peki Euro'yu neler bekliyor?
Dün Avrupa'da dükkanlar yeni yıl tatili nedeniyle kapalı olacağından, insanlar büyük ihtimalle Euro'yu daha sonra harcamak için stoklamakla geçirecekler.
Euro'nun kullanıma girişi, geçici olarak sağlanacak. Hem Euro, hem de ülkelerin para birimleri Şubat ayının sonuna kadar geçerli olacak. Bu süre içinde, ürünlerin fiyatının, hem Euro hem de milli para birimleri cinsinden yazılı olması gerekiyor. Ancak kaçınılmaz olarak gecikmeler ve hayal kırıklıkları yaşanacak.
Pahalılık endişesi
Buna ek olarak, birçok tüketici, Euro'nun yürürlüğe girmesiyle ürünlerin pahalılaşmasından çekiniyor. Ancak birçok ekonomist, bu etkinin minimumda kalacağı çünkü enflasyonun düşmekte olduğu yorumunu yapıyorlar.
Tüketicilerin endişeleri, yapılan bazı kamuoyu yoklamalarında alınan sonuçlarla da çelişiyor. Bu sonuçlara göre, birçok iş sahibi, Euro'nun daha fazla rekabete yol açacağını ve bu nedenle kârlarında düşüş yaşanacağını düşünüyor. Euro aynı zamanda, aynı ürünün, farklı ülkelerdeki maliyet farklarını da ortaya çıkaracak. Bunun sonucu olarak da bu farklılıklar yokolacak.
Gelir adaletsizliği büyük bir sorun
Avrupa'nın güneyinde görece daha az refaha sahip ülkelerdeki tüketicilerin, ürünlere daha fazla fiyat ödemeleri muhtemel. Ancak bu da, bu ülkelerde daha fazla gelir talebi baskılarını da artırabilir. İşte ekonomistlerin, Euro'ya geçiş konusunda en fazla endişe duydukları konu da bu. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Wim Duisenberg'in, sendikalara, yeni maaş taleplerinde bulunurken, Euro'yu bunu haklı çıkarmak için kullanmamaları çağrısı yapması da bunun bir göstergesi.
Peki Euro, Dolar karşısında ne yapabilir?
En kritik soru da bu. Bu soruyla özellikle Türk halkı da yakından ilgileniyor. Ortada toplam iki şık var:
A şıkkı) Euro, Dolar karşısında değer kaybedecek.
B şıkkı) Avrupa, ABD'nin karşısına tek para birimi ile çıktığından, Euro değer kazanacak.
Günümüzde döviz kurları genellikle bankalar arasındaki piyasalarda belirlenir. Euro, 1999'dan bu yana bankalararası piyasada 'kaydi para' olarak işlem görüyordu. Euro, 1 Ocak 1999'da işlem piyasalarına sürüldüğünde 1 Euro, 1.17 Dolar'a eşitti. Zamanla ABD Doları, Euro karşısında değer kazanarak bu oran şu anda 1 Euro, 0.87 Dolara kadar geriledi. Yani Euro, sözkonusu süre içinde ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 27 oranında değer kaybetti. Avrupa'da yıllık enflasyonun yüzde 2'nin altında olduğu hesaba katılınca, bu kayıp azımsanmayacak bir orandır. Burada şunu ifade etmek istiyorum: Euro, zaten bankalararası piyasalarda yeterli miktarda değer kaybederek, bir bakıma denge noktasına ulaştı. Bundan sonra çok önemli gelişmeler olmadıkça, Dolar karşısında gerileme eğilimi hızla devam etmez. Ancak aşağı-yukarı küçük zıplamalar olabilir.
Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği içinde oluşacak kimi travmalar neticesinde Euro, ABD Doları karşısında bir miktar daha gerileyebilir. Burada etkin olacak en önemli faktör AB ülkeleri halklarının ve başta Almanya olmak üzere kimi AB ülkelerinin etkin olduğu coğrafyalardaki halkların (Mesela Fransa'nın etkin olduğu Kuzey Afrika ile Almanya'nın etkin olduğu Doğu Bloku ülkeleri halklarının) Euro'yu benimseyip benimsememeleridir. Çünkü iktisatta temel bir kural vardır: Bir para birimine ilgi ne kadar yüksekse, o para birimi o ölçüde değer kazanır.
Euro'nun Dolar karşısında değerini belirleyecek bundan daha önemli bir faktör ise, Avrupa Birliği ülkelerinin bir bütün olarak önümüzdeki 3 ay içinde gösterecekleri ekonomik performanstır. Yılın ilk çeyreğine ilişkin ekonomik göstergeler açıklandıkça, Euro'nun yönünün ne tarafa doğru ivme göstereceği de belirginlik kazanacaktır.
B şıkkına gelince, AB'nin tek para birimi etrafında kenetlenmesinin Euro'ya ilk aylarda değer kazandıracağına pek ihtimal verilmiyor. Ancak kimse de "Böyle bir şey olamaz da" diyemiyor.
Evet kimi Avrupalılara göre Euro'nun tedavüle girmesiyle birlikte bir rüya gerçekleşmişti. Kimi Avrupalılar ise hala kuşkulu. Örneğin AB üyesi olan Danimarka, İngiltere ve İsveç'in hala Euro'ya katılmaması anlamlı bulunuyor. Her 3 ülkenin de, ciddi çekinceleri var.
Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Wim Duisenberg önceki gün 12 ülkeden açılan bir yarışmayı kazanan 24 çocuğa Yılbaşı hediyesi olarak ilk Euro banknotlarını verirken mutlu ve çok memnun olduğunu söylüyordu.
Duisenberg, Avrupa'da barış ve refahın egemen olduğu yepyeni bir dönemin açıldığına işaret ederek, etrafında toplanan çocuklara ne kadar şanslı olduklarını anlatmak için İkinci Dünya Savaşının yarattığı yıkım ve ekonomik çöküntü içinde geçen kendi çocukluğunu örnek veriyordu. Duisenberg bu mutlu gününde henüz Para Birliği'ne katılmamış olan üç Avrupa Birliği üyesine çağrı yapmaktan da geri kalmadı: "Danimarka, İsveç ve İngiltere, gelin sizler de Euro'ya katılın."
Euro'nun önemi
Avrupa Birliği'ne üye 12 ülkede, 300 milyon kişi tarafından kullanılacak olan Euro, Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra, Avrupa'da en yaygın olarak kullanılacak para birimi özelliğine de sahip. Avrupa Birliği'nin başkenti Brüksel'de, Euro'nun yürürlüğe girişi havai fişek gösterileriyle kutlandı. Brüksel ve Avrupa Merkez Bankası'nın bulunduğu Frankfurt'ta insanlar, yeni banknotları görebilmek için para çekme makinelerine akın ettiler. Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi de, Euro'nun kullanıma girmesini, Avrupa tarihinde yeni bir sayfa olarak niteliyor.
Peki Euro'yu neler bekliyor?
Dün Avrupa'da dükkanlar yeni yıl tatili nedeniyle kapalı olacağından, insanlar büyük ihtimalle Euro'yu daha sonra harcamak için stoklamakla geçirecekler.
Euro'nun kullanıma girişi, geçici olarak sağlanacak. Hem Euro, hem de ülkelerin para birimleri Şubat ayının sonuna kadar geçerli olacak. Bu süre içinde, ürünlerin fiyatının, hem Euro hem de milli para birimleri cinsinden yazılı olması gerekiyor. Ancak kaçınılmaz olarak gecikmeler ve hayal kırıklıkları yaşanacak.
Pahalılık endişesi
Buna ek olarak, birçok tüketici, Euro'nun yürürlüğe girmesiyle ürünlerin pahalılaşmasından çekiniyor. Ancak birçok ekonomist, bu etkinin minimumda kalacağı çünkü enflasyonun düşmekte olduğu yorumunu yapıyorlar.
Tüketicilerin endişeleri, yapılan bazı kamuoyu yoklamalarında alınan sonuçlarla da çelişiyor. Bu sonuçlara göre, birçok iş sahibi, Euro'nun daha fazla rekabete yol açacağını ve bu nedenle kârlarında düşüş yaşanacağını düşünüyor. Euro aynı zamanda, aynı ürünün, farklı ülkelerdeki maliyet farklarını da ortaya çıkaracak. Bunun sonucu olarak da bu farklılıklar yokolacak.
Gelir adaletsizliği büyük bir sorun
Avrupa'nın güneyinde görece daha az refaha sahip ülkelerdeki tüketicilerin, ürünlere daha fazla fiyat ödemeleri muhtemel. Ancak bu da, bu ülkelerde daha fazla gelir talebi baskılarını da artırabilir. İşte ekonomistlerin, Euro'ya geçiş konusunda en fazla endişe duydukları konu da bu. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Wim Duisenberg'in, sendikalara, yeni maaş taleplerinde bulunurken, Euro'yu bunu haklı çıkarmak için kullanmamaları çağrısı yapması da bunun bir göstergesi.
Peki Euro, Dolar karşısında ne yapabilir?
En kritik soru da bu. Bu soruyla özellikle Türk halkı da yakından ilgileniyor. Ortada toplam iki şık var:
A şıkkı) Euro, Dolar karşısında değer kaybedecek.
B şıkkı) Avrupa, ABD'nin karşısına tek para birimi ile çıktığından, Euro değer kazanacak.
Günümüzde döviz kurları genellikle bankalar arasındaki piyasalarda belirlenir. Euro, 1999'dan bu yana bankalararası piyasada 'kaydi para' olarak işlem görüyordu. Euro, 1 Ocak 1999'da işlem piyasalarına sürüldüğünde 1 Euro, 1.17 Dolar'a eşitti. Zamanla ABD Doları, Euro karşısında değer kazanarak bu oran şu anda 1 Euro, 0.87 Dolara kadar geriledi. Yani Euro, sözkonusu süre içinde ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 27 oranında değer kaybetti. Avrupa'da yıllık enflasyonun yüzde 2'nin altında olduğu hesaba katılınca, bu kayıp azımsanmayacak bir orandır. Burada şunu ifade etmek istiyorum: Euro, zaten bankalararası piyasalarda yeterli miktarda değer kaybederek, bir bakıma denge noktasına ulaştı. Bundan sonra çok önemli gelişmeler olmadıkça, Dolar karşısında gerileme eğilimi hızla devam etmez. Ancak aşağı-yukarı küçük zıplamalar olabilir.
Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği içinde oluşacak kimi travmalar neticesinde Euro, ABD Doları karşısında bir miktar daha gerileyebilir. Burada etkin olacak en önemli faktör AB ülkeleri halklarının ve başta Almanya olmak üzere kimi AB ülkelerinin etkin olduğu coğrafyalardaki halkların (Mesela Fransa'nın etkin olduğu Kuzey Afrika ile Almanya'nın etkin olduğu Doğu Bloku ülkeleri halklarının) Euro'yu benimseyip benimsememeleridir. Çünkü iktisatta temel bir kural vardır: Bir para birimine ilgi ne kadar yüksekse, o para birimi o ölçüde değer kazanır.
Euro'nun Dolar karşısında değerini belirleyecek bundan daha önemli bir faktör ise, Avrupa Birliği ülkelerinin bir bütün olarak önümüzdeki 3 ay içinde gösterecekleri ekonomik performanstır. Yılın ilk çeyreğine ilişkin ekonomik göstergeler açıklandıkça, Euro'nun yönünün ne tarafa doğru ivme göstereceği de belirginlik kazanacaktır.
B şıkkına gelince, AB'nin tek para birimi etrafında kenetlenmesinin Euro'ya ilk aylarda değer kazandıracağına pek ihtimal verilmiyor. Ancak kimse de "Böyle bir şey olamaz da" diyemiyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016