Et krizinde korkutan şüphe!
1970’lerde kıtlık geliyor diye GDO’lu ürünlerin pazara verildiğini anımsatan CHP Niğde Milletvekili Gürer, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ülkemizde son zamanlarda ortaya çıkan et krizinin kasıtlı bir şekilde çıkarılmış olabileceğini belirtti
24.03.2023 17:47:00





CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak, ülkemizde son zamanlarda oluşan et krizi ile bu soruna neden olan etkenler üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunların arttığına dikkat çeken Gürer, "Et krizi de kapıda ama genelde baktığınız zaman bu süreç bilerek yaratıldı gibi çünkü et ve sütteki süreç gebe ineklerin, süt ineklerinin ve düvelerin kesilmesiyle ortaya çıktı" diye konuştu. Dünyada da hayvancılığın, döneminin en sorunlu sürecine girdiğine dikkat çeken CHP'li Gürer, "Burada yapay et olayının acaba bu süreçte etkisi nedir? diye insan düşünmeden edemiyor. Çünkü 1970 yılında GDO'lu ürün piyasaya verileceği zaman ortalığa şöyle bir algı yerleştirildi: Kıtlık geliyor. Kıtlıkla genetiği değiştirilmiş organizmaların tarımda yer alması sağlandı, ardından nişasta bazlı şurup ki insan sağlığına zararlı, ona yol açıldı, şimdi de yapay etin yolu açılıyor" şeklinde konuştu.
Yapay etle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanına yönelttiği soru önergesine Bakanın verdiği yanıtta, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verileri hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılında toplam et üretiminin yüzde 10'unu karşılayacağı tahmin ediliyor; ülkemizde de bu yönde çalışma yapılıyor" şeklinde ifadeler yer aldığını aktaran Ömer Fethi Gürer, "Hani karbon salınımıyla hayvancılığı azaltalım derken, meralar bir taraftan yok edilirken, yapay etin piyasasına da pazarına da yol mu açılıyor diye insan düşünmeden edemiyor" diyerek, bu konuyla ilgili endişelerini anlattı.
Mera alanlarının 40 milyon hektardan 20 milyon hektara düştüğünü, mera yerine fabrikada yapılan yemle hayvanlar beslenmeye başlandığını belirten Gürer, " Bugün Türkiye 12,5 milyon ton çoğunluğu GDO'lu yem ithal ederek hayvan beslenmesi yapılıyor. Bu durumda "Yapay ete de bir kapı mı aralanıyor?" diye düşünmeden edinilmiyor. Çünkü et fiyatlarının bu kadar artması, süt ve gebe ineklerin kesiminin seyredilmesiyle doğrudan ilişkili" değerlendirmesinde bulundu.
Yurt dışından da ülkemize getirilen karkas et, löp etlerin menşe ve içeriği bakımında da tartışmalı olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer "Farklı ülkelerin tüketmediği etler de ülkemize mi getiriliyor? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde yurt dışında hayvan yemi olarak tanımlanan 11 proteinli buğdayı ithal ettik. Yurt dışında da başkasının tüketmediği eti "Et açığı var, uygun fiyatla vereceğim." diye ülkemize getirilme durumunun olabileceğini değerlendirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Dünyada tarımı yönlendiren kartellerin, tekellerin daha az masrafla daha çok kazanma duygusunun bu tür yapılanmaları da açığa çıkarttığına değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Yani yapay ete ihtiyaç duyulması ve bununla ilgili de üretiminin yolunun açılması ve bunun da insan sağlığı üzerindeki etkilerinin olumsuz olması gerçek anlamda düşündürücü. Çünkü hayvanlardan alınan numunelerden elde edilen kök hücrelerin amino asit, glikoz, vitamin, minerallerle oluşan bir çözeltiyle karıştırılarak meydana gelen bu karışımla, laboratuvarda türetilen bir eti insanların tüketimle yapay eti zorlamak anlayışı dünyada giderek yaygınlaştırılıyor. Birleşmiş Milletlerin Gıda örgütü "2030 öngörüsü" dediğimiz şurada, yedi yıl sonrasında yüzde 10 yapay etin tüketilmeye başlanacağı olasılığını değerlendiriyor. Gıdada sürekli olarak daha çok kazanmak isteyen, bu anlamda da dünyaya yön veren aile şirketleri -ki büyük holding bunlar yönetim anlayışında- bu tür dayatmaları topluma getiriyorlar" dedi.
Yapay et üretimi artıyor
Yapay etle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanına yönelttiği soru önergesine Bakanın verdiği yanıtta, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verileri hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılında toplam et üretiminin yüzde 10'unu karşılayacağı tahmin ediliyor; ülkemizde de bu yönde çalışma yapılıyor" şeklinde ifadeler yer aldığını aktaran Ömer Fethi Gürer, "Hani karbon salınımıyla hayvancılığı azaltalım derken, meralar bir taraftan yok edilirken, yapay etin piyasasına da pazarına da yol mu açılıyor diye insan düşünmeden edemiyor" diyerek, bu konuyla ilgili endişelerini anlattı.
Yapay ete kapı mı aralanıyor?
Mera alanlarının 40 milyon hektardan 20 milyon hektara düştüğünü, mera yerine fabrikada yapılan yemle hayvanlar beslenmeye başlandığını belirten Gürer, " Bugün Türkiye 12,5 milyon ton çoğunluğu GDO'lu yem ithal ederek hayvan beslenmesi yapılıyor. Bu durumda "Yapay ete de bir kapı mı aralanıyor?" diye düşünmeden edinilmiyor. Çünkü et fiyatlarının bu kadar artması, süt ve gebe ineklerin kesiminin seyredilmesiyle doğrudan ilişkili" değerlendirmesinde bulundu.
İthal etlerin menşei tartışmalı
Yurt dışından da ülkemize getirilen karkas et, löp etlerin menşe ve içeriği bakımında da tartışmalı olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer "Farklı ülkelerin tüketmediği etler de ülkemize mi getiriliyor? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde yurt dışında hayvan yemi olarak tanımlanan 11 proteinli buğdayı ithal ettik. Yurt dışında da başkasının tüketmediği eti "Et açığı var, uygun fiyatla vereceğim." diye ülkemize getirilme durumunun olabileceğini değerlendirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Yapay ete ihtiyaç var mı?
Dünyada tarımı yönlendiren kartellerin, tekellerin daha az masrafla daha çok kazanma duygusunun bu tür yapılanmaları da açığa çıkarttığına değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Yani yapay ete ihtiyaç duyulması ve bununla ilgili de üretiminin yolunun açılması ve bunun da insan sağlığı üzerindeki etkilerinin olumsuz olması gerçek anlamda düşündürücü. Çünkü hayvanlardan alınan numunelerden elde edilen kök hücrelerin amino asit, glikoz, vitamin, minerallerle oluşan bir çözeltiyle karıştırılarak meydana gelen bu karışımla, laboratuvarda türetilen bir eti insanların tüketimle yapay eti zorlamak anlayışı dünyada giderek yaygınlaştırılıyor. Birleşmiş Milletlerin Gıda örgütü "2030 öngörüsü" dediğimiz şurada, yedi yıl sonrasında yüzde 10 yapay etin tüketilmeye başlanacağı olasılığını değerlendiriyor. Gıdada sürekli olarak daha çok kazanmak isteyen, bu anlamda da dünyaya yön veren aile şirketleri -ki büyük holding bunlar yönetim anlayışında- bu tür dayatmaları topluma getiriyorlar" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.