Prof. Dr. Haydar Baş'ın İcmal Dergisi Eylül 2014 tarihli yazısıdır.
İbadetlerin temelinde iki ana espri vardır. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi yapılan bütün ibadetlerin Allah rızası için yapılmasıdır. Kul olmamız gerekçesiyle ve de Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmamız kastıyla ibadet yapılır.
Eğer bir ibadette, Allah'ın rızasını kazanma ve de ibadet etme niyeti, maksadı yoksa, siz ne yaparsanız yapın bu bir hiçten ibarettir.
Yani çok mükemmel şekle bürünseniz dahi, çok fevkalade bir eda tarzı ortaya koysanız dahi eğer niyetiniz Allah'a kul olmak, O'nun rızasını kazanmak, ibadet etmek değilse, bunların tamamı bir hiçtir.
Binaenaleyh, bu kulvardan, bu pencereden ibadetlerimize baktığımız taktirde gördüğümüz şey; Allah rızası için yaptığımız her şey bizim hayrımızadır.
Bütün ibadetlerin hem kulluğa yönelik bir tarafı, hem de insanın nefsini tezkiye eden bir yönü vardır.
Yani insanı insan eden bir penceresi vardır. Dikkat edilirse, ibadetlerdeki bu iki ana espri birbirinin mütemmimidir. Yani, Allah'a kulluğun yanında, o insanın mutlaka kemâle erişmesi de sözkonusudur.
Emredilen namazı eda ettiğinizde bir taraftan Allah'a kul oluyorsunuz, diğer ta-raftan, nefsanî tezkiye ve terbiye yapıyorsunuz.
Ama siz farkında değilsiniz. Oruçta, zekât, hacda da durum aynıdır. Bütün evamir-i İlâhiler yerine getirilirken bir, Allah emrettiği için kul olmak kastıyla ibadet ediyorsunuz; iki, bu taatle, bu ibadet ile birlikte de mükemmel bir insan haline geliyorsunuz. Bugünkü deyimle de aydın bir kişilik kazanıyorsunuz.
Çünkü sizdeki ahlak-ı zemime tarafı artık iflas noktasına gidiyor. Bu ahlak-ı zemime, ahlak-ı hamideye tebdil olunuyor.
Erdemli insan kimliği
Bu konuyu misallendirerek şöyle anlatmamız mümkün: Bizde başlangıçta gurur vardı. Kibir vardı. Ucub vardı. Hased vardı. Riya vardı...
Bunlar, işin zemime tarafı, bir başka ifadeyle kötü tarafıdır. Bu huylar, bu davranışlar bizde mevcut.
Ama kazandığımız ibadet alışkanlığı, kulluk alışkanlığı bütün bu hallerimizin zeval, ahlak-ı ha-midemizin de kemal bulmasına sebep oluyor.
İnsan kendi nefsinde bunu görüyor. Bir bakıyorsunuz cimriliğiniz kalktı, cömertliğiniz yerini aldı. Sizde cimrilik denilen bir şey kalmadı. Gururunuz, kibriniz kalktı, yerine tevazu geldi. İnsanlara ihsanda bulunuyorsunuz. Rahmet, merhamet sahibi oluyorsunuz.
Hülasa, Allah'ın güzel sûrette yarattığı insan, taatle, ibadetle, hem huy, hem tabiat ve hem de şekil olarak mükemmel hale geliyor. İşte bu kulluk seferberliği; bu güzel karakteri, bu güzel kimliği, mü'min-i kâmil olma, erdemli insan olma kimliğini bize kazandırıyor.
Burada şu hususu da ifade edelim: Erdemli insan kimliği sosyal meselelerimizin hallini de beraberinde getirir. Kötü alışkanlıkların terk edilmesiyle suç oranları azalır. Bu alışkanlıklardan dolayı ortaya gelen nahoş hadiseler yok olur. Yani toplum içerisinde bir denge oluşur, sosyal barış gerçekleşir, insanlar arasında nezaket ve nezafet doruk noktaya çıkar."
Devam edecek
Devam edecek
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- BOP'un bahanesi demokrasi / 15.04.2025
- İmam Muhammed Mehdi (a.s.) / 14.04.2025
- İmam Hasan El-Askeri (a.s.) / 13.04.2025
- İmam Hadi (a.s.) / 12.04.2025
- İmam Muhammed Takî (a.s) / 11.04.2025
- İmam Rıza (a.s.) / 10.04.2025
- İmam Musa Kazım (a.s.) / 09.04.2025
- İmam Ca'fer (a.s.) / 08.04.2025
- İmam Muhammed Bâkır / 07.04.2025
- İmam Zeynelabidin / 06.04.2025
- İmam Muhammed Mehdi (a.s.) / 14.04.2025
- İmam Hasan El-Askeri (a.s.) / 13.04.2025
- İmam Hadi (a.s.) / 12.04.2025
- İmam Muhammed Takî (a.s) / 11.04.2025
- İmam Rıza (a.s.) / 10.04.2025
- İmam Musa Kazım (a.s.) / 09.04.2025
- İmam Ca'fer (a.s.) / 08.04.2025
- İmam Muhammed Bâkır / 07.04.2025
- İmam Zeynelabidin / 06.04.2025