En mutlu izdiham

Bir Japon Atasözü der ki; "Yalan atla gider, gerçek yürür; fakat gerçek yine de tam zamanında yetişir." 
Prof. Dr. Haydar Baş'ın, uzun zamandır üzerinde çalıştığı "Hoş Geldin Atatürk" kitabının 10 Kasım 2017 tarihinde Ankara'daki tanıtım ve imza gününde bunu açıkça gördük. Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde "Hoş Geldin Atatürk" kitabı tam zamanında yetişti. 
Atatürk hakkında 50 binden fazla kitap yazıldı. 100 binlerce makale yazıldı. Dünyada 30'dan fazla ülkede Atatürk'ün ismi verilmiş yerler var. Mesela Castro'nun Küba'sında Atatürk'ten başka hiçbir ülkenin liderinin büstünün olmadığını biliyor muydunuz? Böyle bir liderimiz var; ama Atatürk'ün vefatının üzerinden 79 yıl geçmesine rağmen; ancak yalan, iftira, fitne, dedikodu da atbaşı bugüne kadar yürüdü.  Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" kitabı, yalanlardan oluşmuş karanlığı aydınlatmıştır. Bu eserden sonra elveda yalanlar; hoş geldin gerçek Atatürk. 
Sayın Baş; programda ifade ettiği "Atatürk, ömür boyu Haçlı ile savaşmış bir komutandır." sözünü delilleri ile kitabında ispat etmiştir. Bu belgelerden sonra hâlâ Atatürk'le ilgili şüpheleri olanların ya İslam dini ile sorunu var ya da vatan ile bir sorunu var demektir. 
Cenap Şehabeddin'in dediği gibi "gerçekleri güneşe benzetirler doğrudur, gözlerimizi yakarlar korkusu ile çok defa bakamayız." Bundan sonra Türk milleti olarak yapmamız gereken bu gerçeklere bakmak, bu da yetmez eserden müellife yönelmemizdir. "Hoş Geldin Atatürk" kitabını imza programında yaşanan izdiham bu yönelişin somut bir örneğidir.   
İmza gününe her yaştan her yöreden insan katılmıştı. Salonu hınca hınç dolduran insan seli arasında tahminen 30'lu yaşlarda düzgün giyimli siyah bir adam dikkatimi çekti. Salonun bir köşesinde ayakta bekliyordu. "Muhtemelen öğrenci. Afrika'dan filan Türkiye'ye üniversite okumak için gelmiştir, Türkçe de biliyordur" diye düşündüm. Konuşmak ve düşüncelerini dinleyip yazı olarak sizlere aktarmak istemiştim. Türkçe bilmese bile siyah adam ve beyaz adam olarak selfie (Türk Dil Kurumu'nun ifadesi ile Görçek) çekmek iyi bir fikir gibi gelmişti. Ancak siyahi adama ulaşmam bir grup beyaz adamın izdihamı ile engellendi. Beyaz adam izdiham grubundan kurtulma çabalarım başarılı olsa da beyaz adam izdiham grubu beni salonun başka bir noktasına sürüklemişti. Daha sonra ise o siyah adam gözden kayboldu.
Böyle olsa da bu izdihamın en mutlu izdiham olduğu gelenlerin yüzlerinden okunuyordu. İmza sırasında beklerken bile kitaptan bölümleri heyecanlı bir şekilde okuyorlardı. "Hoş Geldin Atatürk" kitabının sadece "içindekiler" bölümü bile Atatürk hakkında her şeyi anlatmaya yetiyordu. Kitabın "İçindekiler" bölümü sizi biran önce kitabı okumaya bir mıknatıs gibi çekiyordu. Çünkü adı Atatürk olan binlerce eserin hiçbirinde görmedikleri, Atatürkçü diye dinledikleri birçok tarihçiden duymadıklarını belgeleri ile birlikte Prof. Dr. Haydar Baş'tan duyuyorlar ve onun eseri "Hoş Geldin Atatürk" kitabından okuyorlardı. Bu ortama şahit olunca ünlü düşünür Noam Chomsky'nin biz sözü aklıma geldi. "Alışılmış zihinsel düzenler değiştiğinde, devrim patlak verir."