Gazetemizin dün manşetten geçtiği "Büyük Komplo" haberi geniş yankı uyandırdı.
Kamu gücünü, işgal ettikleri makamı kötüye kullanarak bir büyük eğitim kurumunu, Meltem Lisesi'ni linç etmek isteyen, sahte belgelerle adli mercileri yanıltanların etekleri tutuştu.
Onbinlerce okuyucumuz hayretlerini gizleyemedi.
Bir ülke düşünün her alanda olduğu gibi, eğitim alanında da sapır sapır dökülürken, on binlerce ilkokul öğrencisi 5 kilometre köy yolu teperek öğrenimini yapmaya çırpınırken, binlerce öğrenci ahırdan bozma mekteplerde okumaya mahkum edilirken, devlet eğitim imkânı veremezken bir özel eğitim kurumunu yok etmeye dönük tezgahı görüp hayrete düşmemek ne mümkün.
Hem de bir çok özel okul, vatan, millet, devlet, örf ve gelenek gibi bizi biz yapan değerlerden habersiz lümpen, intihara açık eğitim verirken, başarılı öğrencileri ile, gönlü vatan, millet, devlet aşkı ile dolu, mazisine, bu vatanı kendisine emanet eden başta Atatürk olmak üzere kahramanlarına sevdalı nesiller yetiştiren Meltem Koleji'ni yok etmek için böylesine bilenmiş olanları harekete geçiren saiki iyi çözmeliyiz.
Öyle bir bilenmişlik ve intikam duygusu ile geliyorlar ki, "bu vatan bizimdir, bizim kalacak" anlayışının, Kuvay-ı Milliye'nin fikir ve aksiyon mimarı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kara çalmayı, ona iftira etmeyi kamu görevi gibi yutturuyorlar.
Aylarca Milli Eğitim müfettişlerine teftiş ettiriyorlar. Mutlaka birşeyler bulun diye şartlandırıyorlar. Ancak müfettişler bir şey bulamayınca ve yukarıdan sıkıştırılınca eğitim müfettişliğini bir yana bırakarak inşaat denetimciliğine soyunuyorlar.
"Yok merdiven girişi dar, yok fen ve fizik laboratuarı birleştirilmiş, yok resim ve müzik derslikleri 2. kattan 5. kata taşınmış, yok okul yerine kolej ismi kullanılmış, yok tuvaletlerde havalandırma yetersiz" gibi eften püften bahanelere bir de büyük buluş ekliyorlar: "Bazı öğretmenler 'Yeni Mesaj' gazetesi okuyor".
Bu gerekçeleri hangi vicdan hangi akıl ciddiye alabilir? Fen ve fizik laboratuarı neden birleşemesin? Fizik son tahlilde fen biliminin bir kolu değil mi? Ortaokul öğrencisi fizik laboratuarında nükleer deneme mi yapacak?
Merdiven girişi darmış. Okula gelen ensesi kalın, göbeği sarkık hortumcular değil, minik öğrenciler.
Resim ve müzik dersliklerinin üst kata taşınmasında ne mahzur var? Üst katta şarkı söylenemez mi? Resim çizmek için illa görmeye alıştığınız bodrum katlarını mı layık görüyorsunuz?
Kaldı ki madem bu eksiklikler vardı 4 senedir eğitime müsaade eden aynı Bakanlık değil mi? İnşaat uygun değildi ise niye izin verdiniz?
Öğretmenlerin hangi gazeteyi okuyacağına siz mi karar vereceksiniz? Sizce hangi gazete okunmalı? Pravda mı, İzvestiya mı, Tan mı, Bild mi?
Meltem Koleji yöneticileri bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı'nın kapılarını aşındırarak bu gerekçelerin saçmalığını ve tutarsızlığını anlatıyor, bir yandan milyarlarca lira harcayarak yeni kolej binası tutuyor. Yeni binalar da beş yıl boyunca farklı kolejlerce eğitim kurumu olarak kullanılmasına rağmen Meltem Koleji'ne sıra gelince teknik şartlar yine uymaz hale geliyor. Hemen eğitim standartları yönergesine uymayıveriyor.
Bunun üzerine Meltem Koleji idari yargıya başvuruyor. İdare Mahkemesi haklı olarak yürütmeyi durdurarak okulun kapatılmasını engelliyor.
İşte asıl komplo bundan sonra başlıyor.
Kamu gücünü, işgal ettikleri makamı kötüye kullanarak bir büyük eğitim kurumunu, Meltem Lisesi'ni linç etmek isteyen, sahte belgelerle adli mercileri yanıltanların etekleri tutuştu.
Onbinlerce okuyucumuz hayretlerini gizleyemedi.
Bir ülke düşünün her alanda olduğu gibi, eğitim alanında da sapır sapır dökülürken, on binlerce ilkokul öğrencisi 5 kilometre köy yolu teperek öğrenimini yapmaya çırpınırken, binlerce öğrenci ahırdan bozma mekteplerde okumaya mahkum edilirken, devlet eğitim imkânı veremezken bir özel eğitim kurumunu yok etmeye dönük tezgahı görüp hayrete düşmemek ne mümkün.
Hem de bir çok özel okul, vatan, millet, devlet, örf ve gelenek gibi bizi biz yapan değerlerden habersiz lümpen, intihara açık eğitim verirken, başarılı öğrencileri ile, gönlü vatan, millet, devlet aşkı ile dolu, mazisine, bu vatanı kendisine emanet eden başta Atatürk olmak üzere kahramanlarına sevdalı nesiller yetiştiren Meltem Koleji'ni yok etmek için böylesine bilenmiş olanları harekete geçiren saiki iyi çözmeliyiz.
Öyle bir bilenmişlik ve intikam duygusu ile geliyorlar ki, "bu vatan bizimdir, bizim kalacak" anlayışının, Kuvay-ı Milliye'nin fikir ve aksiyon mimarı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kara çalmayı, ona iftira etmeyi kamu görevi gibi yutturuyorlar.
Aylarca Milli Eğitim müfettişlerine teftiş ettiriyorlar. Mutlaka birşeyler bulun diye şartlandırıyorlar. Ancak müfettişler bir şey bulamayınca ve yukarıdan sıkıştırılınca eğitim müfettişliğini bir yana bırakarak inşaat denetimciliğine soyunuyorlar.
"Yok merdiven girişi dar, yok fen ve fizik laboratuarı birleştirilmiş, yok resim ve müzik derslikleri 2. kattan 5. kata taşınmış, yok okul yerine kolej ismi kullanılmış, yok tuvaletlerde havalandırma yetersiz" gibi eften püften bahanelere bir de büyük buluş ekliyorlar: "Bazı öğretmenler 'Yeni Mesaj' gazetesi okuyor".
Bu gerekçeleri hangi vicdan hangi akıl ciddiye alabilir? Fen ve fizik laboratuarı neden birleşemesin? Fizik son tahlilde fen biliminin bir kolu değil mi? Ortaokul öğrencisi fizik laboratuarında nükleer deneme mi yapacak?
Merdiven girişi darmış. Okula gelen ensesi kalın, göbeği sarkık hortumcular değil, minik öğrenciler.
Resim ve müzik dersliklerinin üst kata taşınmasında ne mahzur var? Üst katta şarkı söylenemez mi? Resim çizmek için illa görmeye alıştığınız bodrum katlarını mı layık görüyorsunuz?
Kaldı ki madem bu eksiklikler vardı 4 senedir eğitime müsaade eden aynı Bakanlık değil mi? İnşaat uygun değildi ise niye izin verdiniz?
Öğretmenlerin hangi gazeteyi okuyacağına siz mi karar vereceksiniz? Sizce hangi gazete okunmalı? Pravda mı, İzvestiya mı, Tan mı, Bild mi?
Meltem Koleji yöneticileri bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı'nın kapılarını aşındırarak bu gerekçelerin saçmalığını ve tutarsızlığını anlatıyor, bir yandan milyarlarca lira harcayarak yeni kolej binası tutuyor. Yeni binalar da beş yıl boyunca farklı kolejlerce eğitim kurumu olarak kullanılmasına rağmen Meltem Koleji'ne sıra gelince teknik şartlar yine uymaz hale geliyor. Hemen eğitim standartları yönergesine uymayıveriyor.
Bunun üzerine Meltem Koleji idari yargıya başvuruyor. İdare Mahkemesi haklı olarak yürütmeyi durdurarak okulun kapatılmasını engelliyor.
İşte asıl komplo bundan sonra başlıyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014