FİL ZEHRAKarı koca arasında kaldırılabilir şakalar var. Aka Gündüz de eşine lakap takabilen nadir nüktedanlardandır. Sermed Sami Uysal, "Eşlerine göre Edebiyatçılarımız" yazı serisi için Aka gündüz'le görüşür ve eşiyle görüştürmesini ister. Ünlü romancı, "Vallahi beni anlatacak eşim yok ama, eşimden daha iyi anlatacak bir evde bir filim var" der. Mülakatçının, saf saf "Fiiliniz mi var?" sorusuna "Evet, hem de kocaman." karşılığını verir. Uysal, masumca sorar: "Ama ben filce bilmem ki." Romancı, gazetecinin bu tereddüdünü de giderir: "Merak etme Sermed Bey, o bizim lisanı biliyor." Ertesi gün Sermed Sami Bey romancının evine gider, sohbet ederler. Bir ara kapı vurulur ve içeriye çok şişman güzel yüzlü bir kadın girer. Aka Gündüz zaptemediği kahkahalar arasında, "İşte bizim fil nihayet gelebildi" der. Meğer 'Üvey Ana' yazarı, eşi Zehra Hanım'a çok kilolu olduğu için "Fil" adını takmış.
AKA MI KAKA MI?Edebiyattaki vefasızlıktan yaka silken bir şair ve yazar da Yusuf Ziya Ortaç. Bizim Yokuş'ta Aka Gündüz'ü unutuşumuzu affetmiyor. Ancak hüznü anlatırken olaya yine mizah katıyor. "Bizdeki hafıza nankörlüğünden korkuyorum artık: Aka günzdüz'ü unuttuk. (....) O yıllarda, büyük satış yapan, Alay adında bir mizah dergisi çıkardı Aka Gündüz: Yalnız politika, yalnız yergi, yalnız taşlama idi yazıları da, karikatürleri de... Sadrazam Sait Paşa, kendisine yazdığı açık mektuba fena halde öfkelenmişti: 'Akamıdır, kaka mıdır, kimdir bu herif?' demişti. Aka, bir başka açık mektubunda, Osmanlı vezirinin duymaya alışmadığı bir pervasızlıkla: 'Aka'dır ama, senin ağzına kaka daha layık!' demiş, herkese parmak ısırtmıştı.
YOLUNMUŞ TAVUKZiya Osman Saba'nın oğlu Osman Saba, babasının yakın arkadaşı Abdülhak Şinasi Hisar bir gün evimizde zor durumdaydı. Çünkü müthiş derecede susamış. Herhalde dayanamadı ve babasından bir bardak su istedi. Annem içeri girdi ve bir bardak su getirdi. Suyu önce uşak aldı ve Abdülhak Şinasi Hisar'a verdi. Abdülhak Şinasi Hisar bardağı aldı. Şöyle ışığa tutup baktı. Annemin nasıl sinirlendiğini şimdi de hatırlıyorum. Ama hisar bardağı temiz görmüş olmalı ki içti. Hayal meyal hatırladığım bir tavuk hikayesi de var. Babam anlatmıştı. Tavukları yolunduktan sonra da ulağına defalarca yıkatırmış."
AKA MI KAKA MI?Edebiyattaki vefasızlıktan yaka silken bir şair ve yazar da Yusuf Ziya Ortaç. Bizim Yokuş'ta Aka Gündüz'ü unutuşumuzu affetmiyor. Ancak hüznü anlatırken olaya yine mizah katıyor. "Bizdeki hafıza nankörlüğünden korkuyorum artık: Aka günzdüz'ü unuttuk. (....) O yıllarda, büyük satış yapan, Alay adında bir mizah dergisi çıkardı Aka Gündüz: Yalnız politika, yalnız yergi, yalnız taşlama idi yazıları da, karikatürleri de... Sadrazam Sait Paşa, kendisine yazdığı açık mektuba fena halde öfkelenmişti: 'Akamıdır, kaka mıdır, kimdir bu herif?' demişti. Aka, bir başka açık mektubunda, Osmanlı vezirinin duymaya alışmadığı bir pervasızlıkla: 'Aka'dır ama, senin ağzına kaka daha layık!' demiş, herkese parmak ısırtmıştı.
YOLUNMUŞ TAVUKZiya Osman Saba'nın oğlu Osman Saba, babasının yakın arkadaşı Abdülhak Şinasi Hisar bir gün evimizde zor durumdaydı. Çünkü müthiş derecede susamış. Herhalde dayanamadı ve babasından bir bardak su istedi. Annem içeri girdi ve bir bardak su getirdi. Suyu önce uşak aldı ve Abdülhak Şinasi Hisar'a verdi. Abdülhak Şinasi Hisar bardağı aldı. Şöyle ışığa tutup baktı. Annemin nasıl sinirlendiğini şimdi de hatırlıyorum. Ama hisar bardağı temiz görmüş olmalı ki içti. Hayal meyal hatırladığım bir tavuk hikayesi de var. Babam anlatmıştı. Tavukları yolunduktan sonra da ulağına defalarca yıkatırmış."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.