Dünyalık için Hakk'ı inkar edenler

Peygamberimiz, İslam'ı tebliğ etmeye başladıktan sonra Mekke'nin ileri gelen müşrikleri, Peygamber'in güvenilir, yalan söylemeyen birisi olduğunu bildikleri halde, siyasi ve ekonomik nüfuzlarını kaybetmemek için Hz. Peygamber'in karşısında durdular.  O'nu reddettiler, zulüm yaptılar, öldürme kararı aldılar, O'nun, Mekke'den hicret etmesine neden oldular. Sonuçta Hz Peygamber galip geldi İslam dini hızla yayıldı, İslam devleti kuruldu, Mekke fethedildi.Kurulan İslam devletinde söz sahibi Hz Peygamber'di. Peygamberimizin son dönemlerinde, insanları yanına çekmek ve nüfuzlarını artırmak için peygamberlik iddiasında bulunanlar ortaya çıktı. Peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan kişilerin ilki Yemen bölgesindeki Esved ül- Ansi'ydi.Gücü ele geçirmeye çalışan, sahte peygamberlerin ikincisi de, Tuleyha bin Huveylid'ti. Tuleyha, Hicri 9. senede kabilesiyle birlikte Medine'ye gelip, Hz. Muhammed'e, İslam'ı kabul ettiğini bildirmiş, bir sene sonra Peygamberimizin hastalığı sırasında dinden çıkanlara önderlik edip peygamber olduğunu iddia etmeye başlamıştır. Bazı sahabeler Tulehya'nın dediklerine inanarak onun peşine gitmişlerdir. Hz Ebu Bekir döneminde yapılan savaşta yenilip, kaçan Tuleyha, Hz. Ömer'e gelip tekrar biat etmiştir. Yine o dönemde, Secah isimli bir kadın ve Müseylime'de peygamberliklerini ilan etmişlerdi.Hz. Peygamber (sav); "Ümmetimden olan kabileler putlara taparak, müşriklere katılmadıkça kıyamet kopmaz. Ümmetimden peygamber olduğunu iddia eden 30 yalancı çıkacak. Oysaki ben, peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber gelmeyecek" diyerek, kendisinden sonra çıkacak olan sahtekârları önceden haber vermiştir.Peygamberimizin hayatında ortaya çıkan bu sahte peygamberlerin ortak amacı insanları yanlarına toplayıp, Mekkeli müşrikler gibi siyasi ve ekonomik güç sağlamaktı. Müslümanlar bunlara uymayıp, hadlerini de bildirdiler.Yalancı Peygamberler sorunu halledildi. Yalnız daha sonra olay şekil değiştirdi. Peygamberlik iddia eden yalancıların sonunu gören Muaviye ve ailesi, Peygamber değil de Halifeliğin kendilerine ait olduğunu söyleyerek, İslam devletinin yönetimini ele geçirmeyi amaçladılar.Muaviye, iktidarı ele geçirmek için etrafını güçle, para ile kadın ile ve korkutarak satın aldı. Hz. Ali'ye karşı bir ordu kurdu. Sıffin savaşında yenilmemek için Kur'an-ı kullandı. Hz. Ali'yi, şehit ettirdi. Halifeliği zorla gasp ederek, Hz. Hasan'ı şehit etti. Binlerce hadis uydurdu, Cuma hutbelerinde Ehl-i Beyt'e hakaret ettirdi. Muaviye, Peygamberlik iddia etmedi ancak İslam'ı kendine göre yorumlayarak hilafetini güçlendirdi ve korudu. Oğlu Yezid, babasının izinden giderek, İslam Halifesi kimliği ile Hz. Hüseyin'i katletti. Emevi ve Abbasilerden gelen Halifeler siyasi güçlerini korumak için Hz. Peygamberin soyuna zulümler yaparak, hapislerde çürüttü. Amaçları siyasi ve ekonomik güçlerini kaybetmemekti.Sonraki dönemlerde de durum pek farklı olmadı. İktidarı ele geçirmek isteyenler Muaviye'nin yolundan gittiler. Para ile güç ile korkutma yolu ile ve en önemlisi dini kullanarak hakları olmayanı ele geçirdiler.Merak ediyorum! Bu mantığın acaba Mekkeli müşriklerden ve Peygamberlik ideasında bulunanlardan ne farkı var? En önemlisi ise bir Müslüman için müşrikler mi, yalancı peygamberler mi yoksa Müslüman kılıklı, Hakk'ı inkâr edeciler mi tehlikelidir?