Yıllarca vatandaşımıza, Demirel'e "masondur" dedirttirildi. İktidar oldular, "Yahudi üstün hizmet madalyası" aldılar. Özal'ı "Amerikancı" olmakla yerdiler, suçladılar, kınadılar. İktidar oldular, "kadim dost", "stratejik ortak" ilan ettiler.Çilleri, ABD vatandaşı olmakla halka şikâyet ettiler. Kendi evlad-u iyallerini, ABD kültürüyle eğitip, torunlarını ABD vatandaşı yaptılar? Ecevit'i, ABD başkanı karşısında el, pençe durmasını yıllarca millete şikâyet edip, durdular. Bez bol sopasını görünce esas duruşa geçtiler. AB'yi "Katolik Hıristiyanlar topluluğu" olarak millete anlattılar. İktidar oldular, bu topluluğa girmek için her şeylerini ortaya koydular?Milletimize, dünya üzerindeki İngiliz vahşet ve sömürgeciliğini anlattılar. İktidar oldular. İngiliz vatandaşını maliyenin başına oturttular. Şövalye nişanlarını peş peşe taktılar?Yıllarca İsrail zulmünden şikayet ettiler. İktidar oldular. Ardından İsrail ile kanka oldular. 9 vatandaşımız katledilmiş filan geç. Askeri ve ekonomik alanda rekorlara imza attılar. Türk tarım tohumu Yahudi patentli oldu. Sünni Filistin halkını, zalim İsrail'e karşı, yıllardır koruyan Şii Hizbullah'a, Suriye'de karşı oldular. Hizbuş-şeytan, dediler. Şia anlayışına direk vurgu yapmasalar da en-direk uygulamalara gittiler. Ama bir türlü Gazze'ye gidemediler.NATO'yu işgal gücü olarak anlattılar. İktidara geldiler, ülkemizi NATO toprağı ilan etiler? Kıbrıs için yıllarca "anavatandır" dediler. Şimdi "annan'ın" vatanı olsun gayretindeler?Bu zihniyet iktidarının, iç siyasete yansıması ise adeta bir hesaplaşma şeklinde oldu. Örneklendirmeden önce şu soruyu sormak istiyorum; Geçmişte yerdiklerinizle, suçladıklarınızla, din ve imanla tehdit ettiklerinizle aranızda ne fark var?Dün millet için, devlet için, milli kültür ve medeniyet için siyaset yapmayan, sırf ideolojilerini hakim kılmak, güç ve iktidarlarını muhafaza etmek anlayışlar, ya iktidardaydılar, ya da iktidara şekil verecek konumdaydılar. Şimdi de aynı. Dün, biz fişliyorduk. Bugün bizi fişliyorlar. Dün vatandaşa "yobaz" deniliyordu. Bugün "çapulcu" deniliyor. Dün, "başörtünü çıkar, gel" deniliyordu. Bugün "takta, gel" deniliyor. Dün, güç sahipleri içki kadehleriyle poz veriyordu ama vatandaş içkiye mesafeliydi. Bugünkü güç sahipleri ayran kadehleriyle poz veriyor. Ama vatandaş alkolik olmuş. Dün faize kimse ses çıkarmıyordu. Bugün devlet ve millet gırtlağına kadar faize battıktan sonra sözüm ona faiz lobilerine savaş açılmış.Dün toplumun dar bir kesimi kafasına göre yer, içer, yatar, kalkardı. Bugünkülerin buna itirazı vardı. Oysa şimdi kafana göre ye, iç, yat yaşları, on iki, on üçlere inmiş ve toplumu sarmış vaziyette? Dün ithamla, küfürle, yergiyle ve elindeki güçle başkalarının hayatına müdahale edilirdi. Bugünde ediliyor. Dünküler "eğer doğru varsa, o doğru, benim" diyordu. Bugünkülerde aynısını diyor?Dünküler, günah kavramında uzak, hayata sadece suç kavramıyla bakıyorlardı. Bugünküler, kendileri söz konusu olunca hem günaha, hem suça mubah gözlüğüyle bakıyor. Hülasa bu tencerenin de, tavanında dibi yanmış. Haliyle pişen yemekte tat olmadığı gibi milleti de zehirliyor?***Putperest zulmüMymarda putperestlerin, Müslüman'lara yaptığı zulüm malum. Kardeşlerimizi canlı canlı yakıyorlar, katlediyorlar, vatanlarından sürüyorlar ve bu zulüm bizzat devlet eliyle yapılıyor. Demokrasi, insan hakları ise İslam coğrafyasında meşgul olduğu için bu coğrafyaya uğramıyor. Bu zulmün medyada yer alması üzerine geçen yıl Ahmet Davutoğlu ve Emine Erdoğan bu ülkeyi ziyaret etmişti. Yanlarında milletimizin fitre, sadaka, zekat olarak verdiği yaklaşık 50 trilyon yardım parası vardı. Gittiler. Müslümanlarla görüştüler, dertlerini dinlediler, beraber ağlaştılar. Sonra Müslümanlara verecekleri parayı bu ülkenin putperest devlet başkanına teslim edip geldiler. Bu senede Ahmet Davutoğlu, Mymar'a gitti. O ezilmiş, zulme uğramış, çaresiz halkın Türkiye Cumhuriyeti dış işleri bakanına, gözleri yaşlı olarak sarılmaları, umut beklemeleri akledenler için çok büyük mesajlar içermekteydi. Davutoğlu'da duygulanmış ve Suriye'de destekledikleri örgüt mensuplarından etkilenmiş olacak ki, slogan şeklinde selam verdi, aldı. Daha sonra bu çaresiz halk için ne yaptı dersiniz? Diyaloga çağırdı. Evet, Davutoğlu yaptığı açıklamada; "? Türkiye'nin, Naypidav Büyükelçiliği'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Myanmar'daki temas noktası yapılmasını ve Müslüman-Budist diyalogunu amaçlayan uluslararası bir toplantı düzenlenmesini teklif ettiğini, söyledi. Oysa Müslümanlar diyalog değil, can, mal, namus, inanç, toprak güvenliği istiyor. Aynen dünyanın her yerinde olduğu gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025