15 Mayıs 1922'de 76 aydın (!) İngiltere'nin İstanbul yüksek komiserliğine bir dilekçeyle başvurarak; "devletin silahlarını ele geçiren Ankara'daki cinayet şebekesinin yok edilmesini ve Anadolu'nun insanlığa ve Allah'a düşman bu ihtilalci şebekeden temizlenmesini" isterler. (İngiliz belgeleriyle Sakarya'dan İzmir'e. Bilal N. Şimşir). Üyeleri içinde İngiltere Büyükelçiliği baş tercümanı Ryan, istihbaratçı General Deedes, Rahip Frew, Damat Ferit, Ali Kemal Hoca Vasfi ve Said Molla gibi isimlerin bulunduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti, elli bin imzalı bir dilekçe ile İngiltere Büyükelçiliğine başvurarak "adalet ve insanlığın koruyucusu İngiltere ile dost olduklarını ve onun himayesini istediklerini" bildirirler. Büyük paralar karşılığı, Ankara'ya karşı çeşitli eylemler içine girerler. O günlerde Londra gazeteleri; "İstanbul halkı İstanbul'un İngiliz himaye ya da yönetimi altına girmesini istiyor. Bu amaçla bir dernek kurdular. Binlerce imzalı dilekçelerle her gün elçiliğe başvurular görülmektedir" biçimindeki haberlerle çıkarlar (Nutuk-1 Atatürk S.292). 9 Ocak 1920 günlü Alemdar gazetesi şunları yazıyordu: "Bizim için tek tutulacak kurtuluş yolu mütarekeden hemen sonra İngiltere ile beraber yürümek için siyasi girişimde bulunmaktı. Bereketi bol olsun başımıza bir milli daha çıktı. Geceler bir milli daha doğurdu. Ortaya bir milli yavru daha attı: Misak-ı Milli. Aman Allah'ın telaffuzu ne güç ne çirkin, ne gayri milli bir kelime" (Mütareke Basını Öncü Gençlik 1999 S.45).İşgal altındaki İstanbul'da o gün her şeyi, para ve ihanet belirliyordu, bu gün olduğu şekliyle. Global güçlerin bu gün Türkiye'de 1919 İstanbul'undan daha çok adamı var. Kapsamlı programlarla yetiştirilmiş bu bol dolarlı görevliler, toplumsal yaşamın her katmanında ama her katmanında tam bir teslimiyetle efendilerine uşaklık ediyorlar. Eski bakanlarımızdan Kamran İnan'a göre, Türkiye eğitim sistemi yüzünden, kendi içinden en çok hain çıkaran ülke durumunda. İnan Türkiye'de yetiştirilen hainlerin sayısının tam 200 bin olduğunu söylüyor (Sözde Aydınlar İsmet Solak Hürriyet 12.04.2000). Bu tespit 2000 yılına ait. Bu hain kontenjanını o gün bu gündür kaç kişinin eklendiğini rakamsal bilemiyoruz ama bir hayli arttığını söylemek mümkün.Teslim alınmayan, yalana teslim olmayan yok gibi. Kitle iletişim araçlarından her gün yapılan "iyi ninniler masal bombardımanı" beyinleri uyuşturmuş ve iğfal etmiş durumda. İnsanımız kendisini yönlendirmesi ve yönetmesi için çoktan vekâleti medya patronlarına verdi bile. Bu gün insanımız tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar kendisini başkası sanmakta ve maalesef farkına varamamaktadır. Başkalarının istediği şeyleri yapıyor, onların arzuladıkları maddeleri tüketiyor, programladıkları biçimde düşünüyor, eğleniyor ve çalışıyor.Hainlerin işi düne nazaran bu gün daha kolay. Artık mazlumların mağdur, meleklerin şeytan, düşmanların dost, adinin soylu, karanın ak, eğrinin doğru olarak gösterildiği tekmili kitle iletişim araçları hizmetlerine amade.Bu günün Ali Kemal'lerinin, Hoca Vasfi'lerinin, Said Molla'larının, Refi Cevat'larının işi 1919 şartlarına göre daha kolay. Ama şükürler olsun ki global güçlerin en çok korktuğu ve "insanlığın baruttan sonra bulduğu en tehlikeli silah" (Mili Kurtuluş Tarihi - Doğan Avcıoğlu) olarak nitelediği bağımsız kurtuluş hareketleri var. ABD'li Prof. Noam Chomskay'nin dediği şekliyle: "ABD için en tehlikeli düşman ve tehdit, bağımsızlık tehdididir. Asla hoş görülmez" (Düşünce Özgürlüğü Çıkmazı - Emin Değer). Ve tarih hiçbir zaman kaybedilmiş ulusal bağımsızlık hareketi kaydetmemiştir. Yine hüsrana uğrayan; iki dünyada da rezil ve de rüsvay olacak olan VATAN HAİNLERİ'dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012