Ahir zamanın en büyük fitnesi yalancılık olacağı hakkında birçok ilahi beyan bulunmakta ve yaşananlar göstermektedir ki; yalan dünyada, hemen herkes yalana teslim olmuş; işleri güçleri, sözleri fiilleri yalan olmuştur. Dolayısıyla bu kadar yalanın arasında doğru kalmak, doğru söz söylemek ve doğrulukta yol almak ta zorlaşmıştır. Zamanın şartları ve acımasızca dönen çarkları da inanç sahibi kimseleri dahi öğütmeye çalışmakta ve maalesef muvaffak da olmaktadır.
İnanç sahibi olmayan kimselere zaten bir sözümüz yok. Ama en azından inandığını iddia edenler, yalandan korunmaları için doğruluk hakkındaki bilgiler ve amellerle fikir ve gönül dünyalarını zenginleştirmek zorundadırlar.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’inde özü ve sözü doğru olanlarla birlikte olmamızı beyan etmiştir: “Ey inananlar! Allah’a karşı saygılı olun ve özü sözü doğru olanlarla beraber bulunun.” (Tevbe suresi / Ayet 119)
Yüce Allah doğru sözlü olanların, erkek kadın ayırımı yapılmadan mükâfatlanacağını ve bağışlanacağını da yine Kuranı Kerimde beyan etmiştir:
“Doğru sözlü, doğru özlü erkek ve kadınlara Allah, bağışlanma ve büyük ecir hazırlamıştır.” (Ahzâb suresi / Ayet 35)
Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk, hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında Sıddık (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücur) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince, Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbni Mâce, Mukaddime 7; Duâ 5).
Bir hadis-i şerifte doğru tüccarın peygamberlerle ve şehitlerle beraber olacağı haber verilmiştir: "Doğru sözlü, dürüst bir tüccar, peygamberlerle, sıddıklarla ve şehitlerle birliktedir." (Tirmizi, 72, 4).
Doğru söz ya da davranışların, yalan söz ya da davranışların gönül âleminde yansımaları da vardır. Bu konuda rivayet edilen şu hadis-i şerif çok manidardır:
Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den: “Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve işde) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar” buyurduğunu belledim. (Tirmizî, Kıyâmet 60).
Evet değerli dostlar, hem dünyada huzurlu bir yaşam, hem de ahirette bağışlanmak ve cennet yurduna ulaşmak istiyorsanız, her ne pahasına olursa olsun doğruluktan şaşmayın. Vesselam…
İnanç sahibi olmayan kimselere zaten bir sözümüz yok. Ama en azından inandığını iddia edenler, yalandan korunmaları için doğruluk hakkındaki bilgiler ve amellerle fikir ve gönül dünyalarını zenginleştirmek zorundadırlar.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’inde özü ve sözü doğru olanlarla birlikte olmamızı beyan etmiştir: “Ey inananlar! Allah’a karşı saygılı olun ve özü sözü doğru olanlarla beraber bulunun.” (Tevbe suresi / Ayet 119)
Yüce Allah doğru sözlü olanların, erkek kadın ayırımı yapılmadan mükâfatlanacağını ve bağışlanacağını da yine Kuranı Kerimde beyan etmiştir:
“Doğru sözlü, doğru özlü erkek ve kadınlara Allah, bağışlanma ve büyük ecir hazırlamıştır.” (Ahzâb suresi / Ayet 35)
Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk, hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında Sıddık (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücur) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince, Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbni Mâce, Mukaddime 7; Duâ 5).
Bir hadis-i şerifte doğru tüccarın peygamberlerle ve şehitlerle beraber olacağı haber verilmiştir: "Doğru sözlü, dürüst bir tüccar, peygamberlerle, sıddıklarla ve şehitlerle birliktedir." (Tirmizi, 72, 4).
Doğru söz ya da davranışların, yalan söz ya da davranışların gönül âleminde yansımaları da vardır. Bu konuda rivayet edilen şu hadis-i şerif çok manidardır:
Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den: “Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira gönül, (sözde ve işde) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar” buyurduğunu belledim. (Tirmizî, Kıyâmet 60).
Evet değerli dostlar, hem dünyada huzurlu bir yaşam, hem de ahirette bağışlanmak ve cennet yurduna ulaşmak istiyorsanız, her ne pahasına olursa olsun doğruluktan şaşmayın. Vesselam…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Kadir Gecesi’ni aramak / 22.03.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Kadir Gecesi’ni aramak / 22.03.2025