Dünyada yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı belli başlı ana ihtiyaç maddelerinde fiyat artışlarının baş göstermesi üzerine sağduyulu halkımız Diyanet İşleri Başkanlığı'na, ticarette kar haddi olup olmadığını sordu.
Diyanet İşleri Başkanlığımız da serbest piyasa şartlarında fiyatlara kesinlikle müdahale edilmemesi gerektiğini Peygamber Efendimizin (s.a.a.) şu hadisi şerifini delil getirerek görüş bildirdi:
Allah Resulü (s.a.a.) Efendimiz fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur: "Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah'tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem." (Tirmizi, Sünen-i Tirmizi, Alışveriş Kitabı, 73. bab, hadis no: 1314, sayfa 605-606, cilt 3)
Ticarette kâr haddi, İslam dininin ana kaynağı Kuran-ı Kerim'de ve Allah Resulü'nün hadisi şeriflerinde bildirilmemiştir. Fiyatların belirlenmesi veya sınırlandırılması da (narh sistemi) bu hadis-i şerifte olduğu üzere tasvip edilmemiştir.
Ticaret, bir toplumun ne kadar doğru, çalışkan ve ilkeli olduğunu gösteren en büyük göstergedir, desem yanılmış olmam.
Ticaretin kaideleri olan doğruluğun dürüstlüğün sarsıldığı, aldatma, yalan gibi ahlaksız özelliklerin ticaretin temel taşı olduğu toplulukları Allah-ü Teâlâ zül celal vel kemal hazretleri ortadan kaldırmıştır. Bu helak edilmiş kavme örnek Medyen halkıdır. Şuayb (a.s.)'ın "Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır" ilahi ölçüsünü kulak ardı etmiş ve helak edilmişlerdir.
Medyen halkı, ticaretlerinde alırken tam tartıp ölçerlerken, satış anında tartıda her türlü eksiltmeyi, aldatmayı, hileyi uygun görüyorlardı. Bu kötü alışkanlıklarını Peygamberlerinin ilahi nasihatlerine rağmen değiştirmedikleri için ilahi azaba duçar olmuşlardır.
Müslüman tüccar, alırken de satarken de, hakka hukuka riayet edendir.
Eğer ürünler marketlerde serbest piyasaya göre fiyatlandırılıp satılacaksa, tarlalardan toplanırken de, serbest piyasa koşullarına göre fiyatlandırılması gerekir.
Mesela; nasıl ekmeği dünya piyasasındaki fiyatına göre yiyorsak, çiftçimizden hasat ettiği tarlasındaki buğdayı da, dünya piyasalarındaki serbest piyasa fiyatına göre alalım. Devletimiz bütün esnaf ve tüccarlarımıza dünyanın her yerinden her türlü ürünü serbest piyasaya göre ithal etme iznini versin. Herkesin mahsulünün değerini kendisinin belirlemesine fırsat versin.
Ayrıca elektrik, mazot, doğalgaz gibi ürünleri vergilerle artırmadan fiyatlandırmadan, dünyadaki serbest piyasaların fiyatlandırması üzerinden alım satımını serbest bıraksın. İşte gerçek serbest piyasa o zaman olur. O zaman her ürün kendi fiyatlandırılmasında serbest kalır.
Böylece Peygamber Efendimizin (s.a.a.) "Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem" nebevi hakikati gerçekte uygulanmış olur.
Yoksa bu geçici dünyada, hak sahipleri annelerini alıp sessiz sedasız gitseler de, öbür tarafta Hakk'ın ölçüsü çok ince olacak, herkesin dikkatine.
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024