Vatikan merkezli bu dinlerarası diyalog projesi, özellikle son on yıl içinde insanımızda çok ciddi tahribatlar, bozulmalar, yamulmalar meydana getirdi. Bu hastalığa giriftar olanların iman anlayışları, İslam'ı kavrayışları, vatan kavramına yaklaşımları, altüst oldu, tepetaklak oldu, olmazsa olmaz çizgiler bir çırpıda silindi gitti.
Bir ay önce Güney Asya'da şahit olduğumuz tsunami dalgalarının önüne gelen, önünde ayakta duran her şeyi alıp götürmesi, silip süpürmesi gibi maalesef bu diyalog dalgaları da milleti millet yapan, Müslüman Türk milletini bin yıldır Anadolu coğrafyasında sabit kadem kılan bütün değerleri, hassasiyetleri, direnç noktalarını ezdi geçti ve diyalog dalgaları her gün büyüyerek tahribatını sürdürüyor.
Bu sinsi saldırının yıktığı duvarları Anadolu kalesinde açtığı gedikleri görmek için uzun uzun gezmenize, araştırma yapmanıza hiç gerek yok. Bu işin taşeronluğunu yapan çevrelerin basın-yayın organlarına şöyle bir göz atmanız, bahsettiğimiz çarpılmanın, yamulmanın boyutlarını görmeniz için yeterlidir.
Başlık yaptığımız "diyalog çarpmış yamyassı olmuş" cumlemizin hiç de abartı olmadığını, hatta yamulmayı ifade etmede aciz, çılız kaldığını ispatlamak için sadece bir paragrafı dikkatlerinize arzediyoruz.
Diyalogun çarptıklarından... Üstelik profesör... Adı Davut Aydüz... STV'nin diyalog programlarının başkonuklarından... Kitabının adı: "Tarih boyunca dinlerarası diyalog."
Profesörümüz; "Dinlerarası diyalogun faydaları ve meyveleri" başlığı altında döktürmüş. İşte meyvelerden biri:
"Dinlerarası Diyalog çalışmaları neticesinde çok kimse bugün "Ben Hz. İsa'ya inanıyorum, peygamberdir. Fakat Hz. Muhammed de Allah'ın son peygamberidir. Kur'an-ı Kerim de kitab-ı münzeldir demektedir. Bu kimseler; Hıristiyan Müslüman diyebileceğimiz çerçeve içinde mütalaa edilebilir."
Ben bu profesörümüzün düştüğü çukuru anlatabilmek için ancak "diyalog çarpmış yamyassı olmuş" cümlesini bulabildim, siz daha keskin bir ifade bulabilirsiniz.
Dinlerarası diyalog çalışmaları, millet fertlerinden hiç kimseyi etkilemiş olmasa bile bu işle bizzat uğraşan hocaefendileri, profesörleri ne kadar acınacak, ne kadar zavallı, ne kadar çarpık hale getirdiğini bu paragraf ele veriyor. Hıristiyan Müslüman çerçevesinde sergilenen yamyassı fotoğrafları irfan sahibi milletimiz ibretle ve esefle seyrediyor.
Bir ay önce Güney Asya'da şahit olduğumuz tsunami dalgalarının önüne gelen, önünde ayakta duran her şeyi alıp götürmesi, silip süpürmesi gibi maalesef bu diyalog dalgaları da milleti millet yapan, Müslüman Türk milletini bin yıldır Anadolu coğrafyasında sabit kadem kılan bütün değerleri, hassasiyetleri, direnç noktalarını ezdi geçti ve diyalog dalgaları her gün büyüyerek tahribatını sürdürüyor.
Bu sinsi saldırının yıktığı duvarları Anadolu kalesinde açtığı gedikleri görmek için uzun uzun gezmenize, araştırma yapmanıza hiç gerek yok. Bu işin taşeronluğunu yapan çevrelerin basın-yayın organlarına şöyle bir göz atmanız, bahsettiğimiz çarpılmanın, yamulmanın boyutlarını görmeniz için yeterlidir.
Başlık yaptığımız "diyalog çarpmış yamyassı olmuş" cumlemizin hiç de abartı olmadığını, hatta yamulmayı ifade etmede aciz, çılız kaldığını ispatlamak için sadece bir paragrafı dikkatlerinize arzediyoruz.
Diyalogun çarptıklarından... Üstelik profesör... Adı Davut Aydüz... STV'nin diyalog programlarının başkonuklarından... Kitabının adı: "Tarih boyunca dinlerarası diyalog."
Profesörümüz; "Dinlerarası diyalogun faydaları ve meyveleri" başlığı altında döktürmüş. İşte meyvelerden biri:
"Dinlerarası Diyalog çalışmaları neticesinde çok kimse bugün "Ben Hz. İsa'ya inanıyorum, peygamberdir. Fakat Hz. Muhammed de Allah'ın son peygamberidir. Kur'an-ı Kerim de kitab-ı münzeldir demektedir. Bu kimseler; Hıristiyan Müslüman diyebileceğimiz çerçeve içinde mütalaa edilebilir."
Ben bu profesörümüzün düştüğü çukuru anlatabilmek için ancak "diyalog çarpmış yamyassı olmuş" cümlesini bulabildim, siz daha keskin bir ifade bulabilirsiniz.
Dinlerarası diyalog çalışmaları, millet fertlerinden hiç kimseyi etkilemiş olmasa bile bu işle bizzat uğraşan hocaefendileri, profesörleri ne kadar acınacak, ne kadar zavallı, ne kadar çarpık hale getirdiğini bu paragraf ele veriyor. Hıristiyan Müslüman çerçevesinde sergilenen yamyassı fotoğrafları irfan sahibi milletimiz ibretle ve esefle seyrediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025