Diyabetli sayımız her geçen gün artıyor
Endokrinoloji ve Metabolik Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Demirci, "Avrupa'da diyabet sıklığının en çok arttığı ülke Türkiye'dir. Niye bu kadar çok arttı? Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın birlikte getirdiği hızlı kilo artışı, diyabetin sıklığını da paralel olarak arttırmaktadır" dedi
21.11.2016 00:00:00
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; 2040 yılında her 10 yetişkinden birinin diyabetli olacağı tahmin ediliyor.
Ülkemizde ve dünyada diyabetin neredeyse bir salgın hastalık gibi giderek yaygınlaştığını belirten Endokrinoloji ve Metabolik Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Demirci, "Konunun ciddiyetini anlatmak için Birleşmiş Milletler (BM) 2006 yılından itibaren tüm dünya hükümetlerine, Sivil Toplum Kuruluşları'na, hastalara ve hasta yakınlarına bu hastalığın durdurulması, yaygınlığının azaltılması amacıyla, tedbir alınması için çağrıda bulunmuştur. Bundan dolayı da ülkemizde Sağlık Bakanlığımızda 2006 yılından itibaren diyabet ve obezite ile savaşma konusunda çeşitli yönetmelikler hazırlamış ve hali hazırda uygulamaktadır. BM'nin tarihine baktığımızda şimdiye kadar 3 hastalık için böyle bir uyarıda bulunduğu görülüyor. Bunlardan birincisi sıtma, ikincisi tüberküloz, üçüncüsü de AIDS hastalığıdır. Bu her üç hastalık da bulaşıcı hastalıktır. BM'nin uyarıda bulunduğu dördüncü hastalık olan diyabet ise bulaşıcı olmayan bir hastalık olmasına rağmen BM'nin uyarı listesine girmiştir. Ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır" diye konuştu
Ortalama kilolar gittikçe artıyor
Türkiye'de 90'lı yılların sonunda 5 bölge, 15 vilayeti içeren 25-26 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya da değinen Doç. Dr. Demirci, "97'de yayımlanan TURDEP dediğimiz çalışmada diyabet sıklığının yüzde 7.2 olduğunu görüyoruz. Çalışma aynı bölgede 20 yaş üzeri kişilerde tekrarlandığında 10 yıl sonra bu sıklığın yaklaşık iki kat artarak yüzde 13.7'ye çıktığı görülüyor. 2016 Diyabet Atlası verilerine göre de diyabet sıklığının ülkemizde yüzde 14.5 olduğunu görmekteyiz. Yani her 7 erişkinden birisi neredeyse diyabet hastası. Avrupa'da diyabet sıklığının en çok arttığı ülke Türkiye'dir bunu da paylaşmak isterim. Niye bu kadar çok arttı? Çalışma verileri bize gösteriyor; sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın birlikte getirdiği hızlı kilo artışı, diyabetin sıklığını da paralel olarak arttırmaktadır. Son 10 yılda Türkiye'deki kadınların yaklaşık 6 kilo, erkeklerin de 7 kilo civarında ortalama kilolarının arttığı görülmektedir" diye konuştu.
'En fazla körlük sebebi, diyabet'
Diyabet hastalığının gözdeki etkileri üzerine konuşan Göz Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Uğurhan Sezer de diyabetin küçük ve orta boy damarları etkileyen bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, "Göz ve böbrek de bunun içinde en fazla hedefte olan organ. Kalp, beyin, kol ve bacak, el ve ayaklar yine bundan nasiplenen diğer organlar. 50 yaşın üzerinde en fazla körlük sebebi, diyabet. Diyabetin süresi arttıkça risk daha da büyüyor, 5 yıllık bir diyabet geçmişi olan hastaların yüzde 50'sinde göz bulgularına rastlıyoruz. Bu süre 10 yıla çıktığında bu kez bu yüzde 90'a kadar çıkabiliyor. Diyabetin kontrolü çok önemli, kontrol dışı hastalarda bulgular çok daha erken ve daha kötü bir şekilde seyredebiliyor. Bir takım riskler; gebelik, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, kan yağlarının yüksekliği ve sigara kullanımı diğer risk faktörleri" ifadelerini kullandı.
Ülkemizde ve dünyada diyabetin neredeyse bir salgın hastalık gibi giderek yaygınlaştığını belirten Endokrinoloji ve Metabolik Hastalıklar Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Demirci, "Konunun ciddiyetini anlatmak için Birleşmiş Milletler (BM) 2006 yılından itibaren tüm dünya hükümetlerine, Sivil Toplum Kuruluşları'na, hastalara ve hasta yakınlarına bu hastalığın durdurulması, yaygınlığının azaltılması amacıyla, tedbir alınması için çağrıda bulunmuştur. Bundan dolayı da ülkemizde Sağlık Bakanlığımızda 2006 yılından itibaren diyabet ve obezite ile savaşma konusunda çeşitli yönetmelikler hazırlamış ve hali hazırda uygulamaktadır. BM'nin tarihine baktığımızda şimdiye kadar 3 hastalık için böyle bir uyarıda bulunduğu görülüyor. Bunlardan birincisi sıtma, ikincisi tüberküloz, üçüncüsü de AIDS hastalığıdır. Bu her üç hastalık da bulaşıcı hastalıktır. BM'nin uyarıda bulunduğu dördüncü hastalık olan diyabet ise bulaşıcı olmayan bir hastalık olmasına rağmen BM'nin uyarı listesine girmiştir. Ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır" diye konuştu
Ortalama kilolar gittikçe artıyor
Türkiye'de 90'lı yılların sonunda 5 bölge, 15 vilayeti içeren 25-26 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya da değinen Doç. Dr. Demirci, "97'de yayımlanan TURDEP dediğimiz çalışmada diyabet sıklığının yüzde 7.2 olduğunu görüyoruz. Çalışma aynı bölgede 20 yaş üzeri kişilerde tekrarlandığında 10 yıl sonra bu sıklığın yaklaşık iki kat artarak yüzde 13.7'ye çıktığı görülüyor. 2016 Diyabet Atlası verilerine göre de diyabet sıklığının ülkemizde yüzde 14.5 olduğunu görmekteyiz. Yani her 7 erişkinden birisi neredeyse diyabet hastası. Avrupa'da diyabet sıklığının en çok arttığı ülke Türkiye'dir bunu da paylaşmak isterim. Niye bu kadar çok arttı? Çalışma verileri bize gösteriyor; sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın birlikte getirdiği hızlı kilo artışı, diyabetin sıklığını da paralel olarak arttırmaktadır. Son 10 yılda Türkiye'deki kadınların yaklaşık 6 kilo, erkeklerin de 7 kilo civarında ortalama kilolarının arttığı görülmektedir" diye konuştu.
'En fazla körlük sebebi, diyabet'
Diyabet hastalığının gözdeki etkileri üzerine konuşan Göz Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Uğurhan Sezer de diyabetin küçük ve orta boy damarları etkileyen bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, "Göz ve böbrek de bunun içinde en fazla hedefte olan organ. Kalp, beyin, kol ve bacak, el ve ayaklar yine bundan nasiplenen diğer organlar. 50 yaşın üzerinde en fazla körlük sebebi, diyabet. Diyabetin süresi arttıkça risk daha da büyüyor, 5 yıllık bir diyabet geçmişi olan hastaların yüzde 50'sinde göz bulgularına rastlıyoruz. Bu süre 10 yıla çıktığında bu kez bu yüzde 90'a kadar çıkabiliyor. Diyabetin kontrolü çok önemli, kontrol dışı hastalarda bulgular çok daha erken ve daha kötü bir şekilde seyredebiliyor. Bir takım riskler; gebelik, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, kan yağlarının yüksekliği ve sigara kullanımı diğer risk faktörleri" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.