Millî dış siyaset, Türk milletinin içinde yaşadığı coğrafyaya, komşusu olan ülkelere ve tamamen millî menfaatlerine göre hesaplanan ve düzenlenen uluslararası ilişkiler bütünüdür. Dış siyaset duygularla değil, akılla yapılan bir düzen kurma işidir. Dünyada var olan başka milletler ve devletlerle karşılıklı eşit, insanî, medenî ilişkiler sistemidir.Türk milleti, kurduğu devletlerle tarihinin uzun bir döneminde hep oyun kurucu ve tamamen kendi menfaatlerini gözeten bir dış politika benimsedi. Ancak Tanzimat'tan günümüze kadar Atatürk dönemi hariç olmak üzere hep Avrupa'nın vesayetinde ve esaretinde bir dış politikaya mahkûm edildi. Bu durumun son aşaması Avrupa Birliğine giriş sürecidir. Bu süreç, Türklüğü Anadolu'da tamamen yok etmeye dönük bir projedir ve adım adım işlemektedir. Türk milletinin başına gelmiş en büyük millî felâket, milliyetsiz siyasetçilerin Avrupa Birliğine giriş dilekçesi vermesidir. Türkiye, Avrupa Birliğine giriş dilekçesini hemen geri çekmeli ve kendi birliği olan "Türk Birliği"ni kurmalıdır. Amerika ile yapılan tek taraflı bağımlılık anlaşmaları iptal edilmelidir. Amerika ile var olan stratejik, derinlikli, yüksek ortaklık sona erdirilmeli, Zambiya ile ilişkilerimiz hangi seviye, şekil ve komunda ise Amerika ile de o tarzda olmalıdır. Türkiye'nin uluslararası ilişkileri, Amerika'ya ve Avrupa Birliğine bağımlı, mecbur ve mahkûm olma zilletinden kurtarılarak, tamamen adil, devletlerarası eşit ilişkiler statüsüne göre yeniden düzenlenmelidir. Türkiye'nin tek dost ve stratejik müttefiki Türk devletleri olmalı, bunların dışındaki bütün devletlerle dost ya da düşman kıstaslarına göre değil; gönüllülük esasına dayalı karşılıklı menfaat durumlarına göre ilişki kurulmalıdır. Hiçbir devlete düşman olunmayacağı gibi; hiçbir devletin Türkiye'yi tek taraflı sömürmesine de izin verilmemelidir.Türkiye, bugün Mısır, Suriye ve Irak örneklerinde olduğu gibi rejimini ve yöneticilerini beğenmediği için onlara düşman olmamalı, her ülkenin kendi idarî sistemini kendisine bırakıp, tamamen millî çıkarlara göre ilişkisini düzenlemelidir. Hele hele bir Haçlı birliği olan Birleşmiş Milletler ve NATO gibi oluşumların yağma ve sömürü düzenlerini korumak ve İsrail'e güvenlik alanı açmak için emir eri olarak Müslümanlara savaş açılmamalı, hatta Haçlı dünyasının açtığı savaşların karşısında durarak tarihte olduğu gibi Müslümanları korumalıdır.Türkiye bütün Balkan ülkeleri, Rusya, Doğu Türkistan, Afganistan, Tacikistan, Irak, Suriye ve İran'daki Türklerin kendi topraklarında, köylerinde, şehirlerinde güvenli ve özgür bir şekilde yaşamalarını sağlayacak dış politikalar geliştirmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, mutlaka Türkiye'ye ilhak edilmelidir. Yoksa bu haliyle sürüncemede bırakılırsa bir gün orası da Rumlar tarafından ele geçirilecektir.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015