Hem dini konuşuyorsunuz, hem dinden konuşuyorsunuz, hem dindarların terim ve terminolojisi ile konuşuyorsunuz hem de muazzez İslam'ı bir takım çıkar ilişkileri için, bir takım ballı-börekli ihaleleri kazanmak için kaldıraç olarak kullanmaktan utanmıyor ve sıkılmıyorsunuz.
Hem dinden konuşuyorsunuz, hem din adına konuşuyorsunuz, hem caiz gibi, vacip gibi, günah gibi, sevap gibi dini kavramları kullanıyorsunuz hem de memlekette diz boyuna ulaşmış yoksulluklara yol açan ne kadar yolsuzluk varsa hepsine dini bir kılıf uydurmaya çalışıyorsunuz.
"Yolsuzluk, hırsızlık değildir" diye fetva veriyorsunuz.
Hem din konuşuyorsunuz, hem dinden konuşuyorsunuz, hem dini terminolojiyi tepe tepe kullanıyorsunuz hem de dinin kesinkes yasaklamış olduğu yalana, talana yol veriyor, kamu kaynaklarına çökmeye fetva uyduruyorsunuz.
Servetin, sermayenin ve gücün belli ellerde toplanması için, bir avuç mutlu azınlığın lüks yaşantıları için, belli çevrelerin bir şekilde başına oturdukları kaynakların kendi keselerine ve kasalarına sürekli akmasını sağlamak için dini, dini söylemleri bir kaldıraç olarak kullanmaya hiç kimsenin hakkı da yoktur, yetkisi de asla olamaz.
Köyde, köylünün merasına, ovasına, yaylasına, deresine, deresinden akan berrak suyuna musallat edilen belli başlı müteahhitlerin bu talanları, bu tahribatları ve bu yıkımları devam etsin diye mi, mevcut iktidarın devamı için dini, dayanak yapmaya çalışıyorsunuz?
Şehirde, şehirlinin, yeşil alanlarına çöken, toplanma alanlarını işgal eden, denizle irtibatını kesen, adeta gökyüzü ile arasına beton duvar ören gökdelenler mantar gibi bitmeye devam etsin diye mi mevcut iktidarın kalması için dini gerekçeler üretiyorsunuz?
Şairin; "Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul/ Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" şeklinde resmettiği utanılacak bir fotoğrafın daha da derinleşmesi, daha da belirginleşmesi için mi, bu tür olumsuzlukları bizzat besleyip büyüten mevcut iktidar 'aman gitmesin' diye vaveyla koparıyorsunuz?
Memleketin dört bir yanından diz boyu yolsuzluk haberleri geliyor, dört bir yana anında yayılıyor ve milletin canına tak dedirten bin bir çeşit yoksulluk ise bu haberlerin doğruluğunu ispat ediyor.
Yaşanmakta olan dayanılmaz yoksullukların ana sebebi elbette yolsuzluklardır.
Yoksulluklar hangi boyutlara ulaşmalı ve yolsuzluklar daha ne kadar yayılmalı ki sizler, dini ve dini söylemleri 'kaldıraç' olarak kullanmaktan geri durasınız? El insaf.
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025