Dünyanın dört bir yanında oluk oluk masum insan kanı akıtan ve haksız yere onların servetlerine konan cümle zalimler ve katiller bu cinayetleri demokrasi havarisi kisvesi altında işliyorlar.Asıl işleri, meslekleri müfsitlik, ifsat edicilik, bozgunculuk ama ortalarda rahat rahat ıslah edici rolünde dolaşıp duruyorlar.Sermaye ellerinde olduğu için, sermayenin emrindeki propaganda araçları emirlerinde olduğu için asıl sıfatları ve meslekleri olan “müfsitliği” rahatlıkla gizleyip kendilerini ıslah edici olarak takdim edebiliyorlar.Bilindiği gibi Irak’a demokrasi götürme vadiyle giden haçlı işgalciler ülkeyi kana bulayıp kaynaklarını alıp gittiler.Arap baharı hikayesi ile malum ülkeleri karıştıran güçler de yine küresel tefeciler idi ve parsayı toplayıp gittiler, o ülkelerde kan, karışıklık ve göz yaşları kaldı.Bu gerçek dünya genelinde böyle de ülkemizde böyle değil mi?Müfsitler, bozguncular aynı zamanda sermayeyi de ellerinde tutan güçler olduğu için kendilerini rahatlıkla ıslah ediciler olarak pazarlayabiliyorlar.“Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır. Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiği zaman, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler.Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.” (Bakara: 10-12).Ülkenin yüz yıllık, iki yüz yıllık birikimlerini küresel tefecilere peşkeş çekenler, üç beş yıllık karları karşılığında babalar gibi satanlar kahraman edasıyla dolaşıp duruyorlar.Ülkenin maden yataklarını aç gözlü batılı şirketlere devede kulak bile olmayan rakamlarla kiraya verenler becerikli devlet adamı olarak alkışlanıp duruyorlar.Ülkenin geleceği, umudu demek olan gençliğini küresel planlamacılar adına devşirenler, düşman sevici olarak yetiştirenler hala hizmet ehli olarak geçinip gidiyorlar.Müfsitler muslih rolünde, cümle bozguncular ıslah edici rolünde takdim edilmeye devam ediliyorlar.“De ki: ‘Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?’Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.” (Kehf: 103-104).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025