Depreme 'hazırız' diyemiyoruz
Tam 20 yıl önce, 17 Ağustos 1999'da Marmara bölgesinde 7.4 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem yaşadık. Ağır can ve mal kaybına neden olan depremde 17 bin 840 kişi hayatını kaybederken, on binlerce yapı yerle bir oldu. Aradan geçen zamana rağmen hâlâ 'depreme hazırız' diyemiyoruz
16.08.2019 00:00:00





YENİ MESAJ / DETAY HABER
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden tam 20 yıl geçti.
Kocaeli, İstanbul, Düzce, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 840 kişi hayatını kaybetti. Gayri resmi kaynaklar ise depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bine yakın olduğunu iddia ediyor.
On binlerce kişinin de yaralanmasına neden olan deprem, Türkiye'ye 20 milyar dolara mal oldu. Yıkıcı depremde 285 bin ev ve 43 bin iş yeri büyük hasar gördü. 134 bin bina yıkıldı, yaklaşık 600 bin kişi ise evsiz kaldı.
Hazır değiliz!
Yapılan araştırmalar Türkiye'de her 10 kişiden 6'sının depremden korktuğunu gösteriyor. Ancak aynı araştırmalar ülkemizde her 10 kişiden 5'inin depremlere hazırlık için çalışma yapmadığını ve bu eksikliğini tamamlamaya çalışmadığını ortaya koyuyor.
Türkiye'de vatandaşların bireysel olarak depremlere karşı yeterince bilinçli ve hazır olmadığı gerçeğinin yanında depreme dayanıklı yapılaşma konusunda da durum iyi değil. 20 yıl önce yaşanan depremin ardından her fırsatta Marmara bölgesinde aynı şiddette yıkıma neden olabilecek depremlerin olma olasılığının çok büyük olduğunu ifade eden uzmanlar, depreme karşı hazırlık yapılması, binaların güçlendirilmesi ve deprem sonrası toplanma alanlarının belirlenmesi gerektiğine vurgu yaptılar.
Aradan geçen 20 yılda, 'başta İstanbul olmak üzere olası depremden etkilenecek Marmara Bölgesi'nde depreme hazır mıyız' sorusuna yanıt maalesef 'hayır' oluyor. Elbette büyük depremden sonra hazırlanan deprem yönetmeliğine göre inşa edilen yeni binalar güvenli, deprem sigortasının zorunlu hale getirilmesi ve kentsel dönüşümle birçok binanın yıkılıp yeniden yapılması önemli, ancak yeterli değil.
Zira Marmara Bölgesi'nde hazarlı on binlerce binada hâlâ insanlar yaşamlarını sürdürüyor. Yüzde 70'i deprem kuşağında yaşayan Türkiye'de bugün 6.5 milyon konut dönüştürülmeyi bekliyor. Olası bir depremde tehlikeli görülen bir buçuk milyon konutun ise acilen yıkılması gerekiyor.
Depremden sonra AVM'lerde toplanacağız
Büyük depremin ardından İstanbul'un birçok noktasına deprem konteynırları yerleştirildi ve afetler sonrası insanların barınma ihtiyaçlarını çadır kurarak giderebilecekleri toplanma alanları belirlendi.
Ancak aradan birkaç yıl geçince belirlenen bu toplanma alanlarının büyük bir bölümü imara açıldı. Bugün olası bir depremde ölümden kurtulan vatandaşların toplanacağı toplanma alanlarının çoğunda gökdelenler, AVM'ler ya da akaryakıt istasyonları bulunuyor.
Uzmanlar bugün İstanbul ve çevresinde 17 Ağustos 1999 yılında olduğu gibi yine 7.4 büyüklüğünde bir deprem olsa, 20 yıl önceki kadar büyük bir yıkımın yaşanma olasılığı hâlâ çok çok yüksek görüyor.
Bir sonraki daha dramatik olacak
17 Ağustos depreminin 20'nci yıldönümünde İstanbul'da yaşanabilecek olası deprem konusunda Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff önemli uyarılarda bulundu.
Deprem araştırmalarıyla dünyanın önde gelen kurumlarından sayılan Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin (GFZ) uzmanlarından Prof. Bohnoff, depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisinin büyük, sonuçlarının da dramatik olacağına dikkat çekti.
Olası İstanbul depreminin büyüklüğü ve zamanı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Bohnoff şunları söyledi: "Üç önemli parametre var. Birincisi depremin büyüklüğü. İstanbul'da beklenen deprem 7,0 ile 7,4 arasında bir büyüklükte olacak. Bu, gerçekten çok güçlü bir deprem, özellikle depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisi de büyük olacak. İkinci parametre depremin nerede olacağı. Bunu da, tektonik plaka sınırlarını bildiğimiz için yine göreceli olarak öngörebiliyoruz. Bir sonraki büyük deprem, İstanbul'dan sadece 20 kilometre uzaklıkta, Marmara Denizi'nde olacak. Geriye depremin ne zaman olacağı sorusu kalıyor. Ancak bunu yanıtlamak için sistemi yeterince iyi bilmiyoruz. O nedenle sadece ihtimallerden söz edebiliriz: İstanbul bölgesinde, önümüzdeki 30 yıl içerisinde, 7,4 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem olasılığı yüzde 70. Bu da çok yüksek bir değer…"
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden tam 20 yıl geçti.
Kocaeli, İstanbul, Düzce, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 840 kişi hayatını kaybetti. Gayri resmi kaynaklar ise depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bine yakın olduğunu iddia ediyor.
On binlerce kişinin de yaralanmasına neden olan deprem, Türkiye'ye 20 milyar dolara mal oldu. Yıkıcı depremde 285 bin ev ve 43 bin iş yeri büyük hasar gördü. 134 bin bina yıkıldı, yaklaşık 600 bin kişi ise evsiz kaldı.
Hazır değiliz!
Yapılan araştırmalar Türkiye'de her 10 kişiden 6'sının depremden korktuğunu gösteriyor. Ancak aynı araştırmalar ülkemizde her 10 kişiden 5'inin depremlere hazırlık için çalışma yapmadığını ve bu eksikliğini tamamlamaya çalışmadığını ortaya koyuyor.
Türkiye'de vatandaşların bireysel olarak depremlere karşı yeterince bilinçli ve hazır olmadığı gerçeğinin yanında depreme dayanıklı yapılaşma konusunda da durum iyi değil. 20 yıl önce yaşanan depremin ardından her fırsatta Marmara bölgesinde aynı şiddette yıkıma neden olabilecek depremlerin olma olasılığının çok büyük olduğunu ifade eden uzmanlar, depreme karşı hazırlık yapılması, binaların güçlendirilmesi ve deprem sonrası toplanma alanlarının belirlenmesi gerektiğine vurgu yaptılar.
Aradan geçen 20 yılda, 'başta İstanbul olmak üzere olası depremden etkilenecek Marmara Bölgesi'nde depreme hazır mıyız' sorusuna yanıt maalesef 'hayır' oluyor. Elbette büyük depremden sonra hazırlanan deprem yönetmeliğine göre inşa edilen yeni binalar güvenli, deprem sigortasının zorunlu hale getirilmesi ve kentsel dönüşümle birçok binanın yıkılıp yeniden yapılması önemli, ancak yeterli değil.
Zira Marmara Bölgesi'nde hazarlı on binlerce binada hâlâ insanlar yaşamlarını sürdürüyor. Yüzde 70'i deprem kuşağında yaşayan Türkiye'de bugün 6.5 milyon konut dönüştürülmeyi bekliyor. Olası bir depremde tehlikeli görülen bir buçuk milyon konutun ise acilen yıkılması gerekiyor.
Depremden sonra AVM'lerde toplanacağız
Büyük depremin ardından İstanbul'un birçok noktasına deprem konteynırları yerleştirildi ve afetler sonrası insanların barınma ihtiyaçlarını çadır kurarak giderebilecekleri toplanma alanları belirlendi.
Ancak aradan birkaç yıl geçince belirlenen bu toplanma alanlarının büyük bir bölümü imara açıldı. Bugün olası bir depremde ölümden kurtulan vatandaşların toplanacağı toplanma alanlarının çoğunda gökdelenler, AVM'ler ya da akaryakıt istasyonları bulunuyor.
Uzmanlar bugün İstanbul ve çevresinde 17 Ağustos 1999 yılında olduğu gibi yine 7.4 büyüklüğünde bir deprem olsa, 20 yıl önceki kadar büyük bir yıkımın yaşanma olasılığı hâlâ çok çok yüksek görüyor.
Bir sonraki daha dramatik olacak
17 Ağustos depreminin 20'nci yıldönümünde İstanbul'da yaşanabilecek olası deprem konusunda Alman sismolog Prof. Dr. Marco Bohnhoff önemli uyarılarda bulundu.
Deprem araştırmalarıyla dünyanın önde gelen kurumlarından sayılan Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin (GFZ) uzmanlarından Prof. Bohnoff, depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisinin büyük, sonuçlarının da dramatik olacağına dikkat çekti.
Olası İstanbul depreminin büyüklüğü ve zamanı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Bohnoff şunları söyledi: "Üç önemli parametre var. Birincisi depremin büyüklüğü. İstanbul'da beklenen deprem 7,0 ile 7,4 arasında bir büyüklükte olacak. Bu, gerçekten çok güçlü bir deprem, özellikle depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisi de büyük olacak. İkinci parametre depremin nerede olacağı. Bunu da, tektonik plaka sınırlarını bildiğimiz için yine göreceli olarak öngörebiliyoruz. Bir sonraki büyük deprem, İstanbul'dan sadece 20 kilometre uzaklıkta, Marmara Denizi'nde olacak. Geriye depremin ne zaman olacağı sorusu kalıyor. Ancak bunu yanıtlamak için sistemi yeterince iyi bilmiyoruz. O nedenle sadece ihtimallerden söz edebiliriz: İstanbul bölgesinde, önümüzdeki 30 yıl içerisinde, 7,4 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem olasılığı yüzde 70. Bu da çok yüksek bir değer…"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.