Allah’tan korkardık, kanunu sayardık.
Allah’ın Kur’an ile yaptırmadığını sultan ile yaptırdığına olan inancımızdı buna asıl sebep.
Ne kadar doğrudur?
Ne kadar ise.
Çağdaşlığa uygun düşmediği için Allah korkusunu saf’a havale ettik.
Saflık, salaklık, ahmaklık değildir, arı–duru olmaktır.
Her çeşit yabancı, yabanı ve yalancı unsurlardan beri olma, arınma durumu.
Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olan sultan gitti, yerine AB’nin kulu kölesi bir anlayış sahibi oturdu.
Uydurduk kanunlarımızı AB’ye,
Bir nesil bin asil gitti haybeye.
Tesellimiz kaldı ‘vay be’ye.
Avrupalının köşe bucak kaçtığı hal, tek çaremiz diye önümüze kondu.
Her şeyimiz o hale uyduruldu.
Düşünsenize, AB Bakanımız bile var.
Bir milleti millet yapan çok özel değerler var.
Bunların çoğu için müstakil bir bakanlığımız yok ama müstakil AB bakanımız var.
Neyse.
Hemen her ay, hatta her hafta bir “yolsuzluk” haberine rastlıyoruz.
Hükümet de bunu büyük bir başarı gibi sunmaya çalışır.
Bir dostuma söyledim.
Bu hükümet gider, bir başka hükümet gelir ve bir yolsuzluk izine rastlanmazsa o zaman övünürsün.
Oysa iktidar partisinin adamları bile kendi aralarında “hani bana hani bana” kavgasında.
Kendileri kendilerinde bizar, müşteki.
Bir dönem “zerrenin hesabını vermekten” korkan insanlar, bir baktınız “kürreyi” toptan götürmenin hesabına düştü.
Gerekçe çok makul; “onlar yedi, biz niye yemeyelim?”
Onlar kim?
Karşı taraf.
İyi de onlar başka şeyler de yedi, yiyor.
Yoksa siz gizli kapalı ortamlarda onları da mı yiyorsunuz?
Suç işlemek bir hastalıktır.
Tedavisi uygun ilaçtır.
Uygun, orantılı olacak.
Orantısız güç kullanmak ile orantısız ceza vermek aynı oranda yanlıştır.
Ne bir gram fazla, ne bir gram az.
Çok suça az ceza, az suça çok ceza,
Suçlu ile doldu feza.
Suçu az cezası çok olan intikam peşinde.
Suçu çok cezası az olan, işlediği suçu tekrarlama peşinde.
Nasıl olsa,
Ankara’da dayım,
Ahırımda ayım,
Her seçim zamanı sorulur sayım,
Kim söyledi dardayım?
İktidara gelmek haftayım.
Haftayım; kale değişimi.
Kale de değişiyor kaleci de.
Kelle de değişiyor kelleci de.
Sıra geliyor ayıklamaya.
Kelleyi canım kelleyi.
Afiyet olsun.
Olur mu?
Bir yere kadar.
Sonra bulantı faslı başlıyor.
Hiç dikkatinizi çekti mi, bir zamanların mütevazi aileleri, ihale oburu olduktan sonra ne hale geldi?
Mütedeyyin ailelerde boşanma davalarında patlamalar oluyor.
Niye?
Mütedeyyinlik.
Deyn; borç, düyun; borçlar demek, çoğul.
Düyun–u umumiye; genel borçlar.
Mütedeyyin de borçlanmış/borçlandırılmış olsa gerek.
Muhafaza–kâr; kârı korumak anlamına geldiği/getirildiği gibi.
Hep demişimdir; el–vera, olmayınca para.
Yıllar önce kaleme aldığım yazılarımda şunu yazmış idim. Müslümanların takvası fukaralığındandır, hele bir zengin olsunlar görün o zaman takvayı, lokum ile helvayı.
İnsanı çürüttük.
Çürüyen insan, yürüyen yaratık oldu.
Çürümenin sonucu kokmaktır, kokutmaktır.
Sadece kendini çürütmekle, kokutmakla kalmadı, etrafını da, çürütüp kokuttu.
Düzelir mi?
Çok zor, ama imkansız da değil hani.
İmkansızlar zaman alır.
Allah’ın Kur’an ile yaptırmadığını sultan ile yaptırdığına olan inancımızdı buna asıl sebep.
Ne kadar doğrudur?
Ne kadar ise.
Çağdaşlığa uygun düşmediği için Allah korkusunu saf’a havale ettik.
Saflık, salaklık, ahmaklık değildir, arı–duru olmaktır.
Her çeşit yabancı, yabanı ve yalancı unsurlardan beri olma, arınma durumu.
Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olan sultan gitti, yerine AB’nin kulu kölesi bir anlayış sahibi oturdu.
Uydurduk kanunlarımızı AB’ye,
Bir nesil bin asil gitti haybeye.
Tesellimiz kaldı ‘vay be’ye.
Avrupalının köşe bucak kaçtığı hal, tek çaremiz diye önümüze kondu.
Her şeyimiz o hale uyduruldu.
Düşünsenize, AB Bakanımız bile var.
Bir milleti millet yapan çok özel değerler var.
Bunların çoğu için müstakil bir bakanlığımız yok ama müstakil AB bakanımız var.
Neyse.
Hemen her ay, hatta her hafta bir “yolsuzluk” haberine rastlıyoruz.
Hükümet de bunu büyük bir başarı gibi sunmaya çalışır.
Bir dostuma söyledim.
Bu hükümet gider, bir başka hükümet gelir ve bir yolsuzluk izine rastlanmazsa o zaman övünürsün.
Oysa iktidar partisinin adamları bile kendi aralarında “hani bana hani bana” kavgasında.
Kendileri kendilerinde bizar, müşteki.
Bir dönem “zerrenin hesabını vermekten” korkan insanlar, bir baktınız “kürreyi” toptan götürmenin hesabına düştü.
Gerekçe çok makul; “onlar yedi, biz niye yemeyelim?”
Onlar kim?
Karşı taraf.
İyi de onlar başka şeyler de yedi, yiyor.
Yoksa siz gizli kapalı ortamlarda onları da mı yiyorsunuz?
Suç işlemek bir hastalıktır.
Tedavisi uygun ilaçtır.
Uygun, orantılı olacak.
Orantısız güç kullanmak ile orantısız ceza vermek aynı oranda yanlıştır.
Ne bir gram fazla, ne bir gram az.
Çok suça az ceza, az suça çok ceza,
Suçlu ile doldu feza.
Suçu az cezası çok olan intikam peşinde.
Suçu çok cezası az olan, işlediği suçu tekrarlama peşinde.
Nasıl olsa,
Ankara’da dayım,
Ahırımda ayım,
Her seçim zamanı sorulur sayım,
Kim söyledi dardayım?
İktidara gelmek haftayım.
Haftayım; kale değişimi.
Kale de değişiyor kaleci de.
Kelle de değişiyor kelleci de.
Sıra geliyor ayıklamaya.
Kelleyi canım kelleyi.
Afiyet olsun.
Olur mu?
Bir yere kadar.
Sonra bulantı faslı başlıyor.
Hiç dikkatinizi çekti mi, bir zamanların mütevazi aileleri, ihale oburu olduktan sonra ne hale geldi?
Mütedeyyin ailelerde boşanma davalarında patlamalar oluyor.
Niye?
Mütedeyyinlik.
Deyn; borç, düyun; borçlar demek, çoğul.
Düyun–u umumiye; genel borçlar.
Mütedeyyin de borçlanmış/borçlandırılmış olsa gerek.
Muhafaza–kâr; kârı korumak anlamına geldiği/getirildiği gibi.
Hep demişimdir; el–vera, olmayınca para.
Yıllar önce kaleme aldığım yazılarımda şunu yazmış idim. Müslümanların takvası fukaralığındandır, hele bir zengin olsunlar görün o zaman takvayı, lokum ile helvayı.
İnsanı çürüttük.
Çürüyen insan, yürüyen yaratık oldu.
Çürümenin sonucu kokmaktır, kokutmaktır.
Sadece kendini çürütmekle, kokutmakla kalmadı, etrafını da, çürütüp kokuttu.
Düzelir mi?
Çok zor, ama imkansız da değil hani.
İmkansızlar zaman alır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024